Avrupa Birliği (AB), küçük ve orta ölçekli bankaların finansal sıkıntı yaşaması durumunda vergi mükelleflerinin parasının kullanılması yerine mevduat sigortalarının devreye girmesi için düzenleme önerdi. AB Komisyonu, bankaların kriz yönetimi ve mevduat sigortası çerçevesinin güçlendirilmesi amacıyla yeni bir düzenleme teklifini duyurdu.
Bu düzenleme ile AB üyesi ülkelerdeki küçük ve orta büyüklükteki bankalar kriz anlarında mevduat garanti fonlarına daha kolay erişebilecek. Bu sayede bahsi geçen bankaların müşterileri korunacak ve krizin diğer bankalara sıçraması ile toplum ve ekonomi üzerindeki olumsuz etkiler engellenecek.
Vergi mükelleflerinin korunmasını sağlamak amacıyla, bankacılık sektörü tarafından finanse edilen mevduat garanti programları ve çözümleme fonları gibi önlemler öne çıkarılacak. Çözümleme sürecinde olan bankalar, kendi iç kaynaklarını tüketmeleri durumunda mevduat garanti fonlarındaki kaynaklardan yararlanabilecek.
Mevduat garanti programı yönetmeliğinde yer alan 100 bin avro tutarındaki teminat, AB'deki tüm müşteriler için geçerli olacak. AB genelinde hesap sahiplerinin korunmasına ilişkin standartlar daha uyumlu hale getirilecek ve kamu kuruluşlarına, belirli fonlardaki paralara da koruma sağlanacak.
Özellikle miras veya sigorta tazminatı gibi geçici durumlar sonucu hesaplarda 100 bin avronun üzerindeki yüksek bakiyelerin korunması da düzenlenecek. Avrupa ülkelerinde, geçmişte yaşanan küçük ve orta ölçekli banka iflaslarında genellikle vergi mükelleflerinin parası kullanılırken, bu düzenleme ile sektör tarafından finanse edilen mevduat garanti fonlarının kullanımı kolaylaştırılacak.
Yaklaşık 3 yıldır üzerinde çalışılan düzenleme, bankacılık sektörü için zorlu bir dönemde ortaya çıktı. Düzenlemenin yürürlüğe girmesi için Avrupa Parlamentosu (AP) ve üye ülkelerin onayı gerekmektedir.
ABD'de geçen ay yaşanan Silikon Vadisi Bankası ve Signature Bank'ın iflası, Avrupa bankalarını da olumsuz etkiledi. İsviçre'nin en büyük ikinci bankası olan 167 yıllık Credit Suisse bu durumdan etkilenerek hisse değerleri düşerken, UBS devlet ve merkez bankası desteğiyle Credit Suisse'i 3 milyar franka satın aldı. Bu durum, piyasa genelinde satış baskısının yayılmasına yol açtı. Avrupa bankacılık sektörü üzerindeki bu baskılar, AB'nin yeni düzenlemeleri hızlandırarak uygulamaya koymasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.