ABD Hazine Bakanlığı, Exxon Mobil'i, Rusya'ya yönelik yaptırımları ihlal ettiği gerekçesiyle 2 milyon dolar para cezasına çarptırdı. Şirketin, Rusya'ya uygulanan yaptırımları, şu anki ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson'un yöneticilik yaptığı dönemde deldiği bildirildi.
ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisinden (OFAC) AA muhabirine yapılan yazılı açıklamada, Exxon Mobil'e, Rusya'ya Ukrayna'daki yasa dışı faaliyetleri nedeniyle getirilen yaptırımları ihlal ettiği için 2 milyon dolar ceza verildiği teyit edildi.
Exxon Mobil'in, Rusya'nın en büyük petrol şirketi Rosneft'in başkanı Igor Sechin'le Mayıs 2014'te imzaladığı anlaşmalarla yaptırımları ihlal ettiği kaydedilen açıklamada, Sechin'in ABD'nin kara listesinde yer aldığı da vurgulandı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, söz konusu dönemde Exxon Mobil İcra Kurulu Başkanlığı (CEO) görevini yürütüyordu. Tillerson, üst yönetici olduğu dönemde, ekonomik yaptırımları etkisiz bulduğu için desteklemediğini ifade etmişti.
"Ağırlaştırıcı faktörler var"
OFAC'ın açıklamasında ayrıca, Exxon Mobil'e verilen 2 milyon dolarlık para cezasında 4 ağırlaştırıcı faktörün rol oynadığı belirtildi.
Açıklamada söz konusu faktörler ise şöyle sıralandı:
"Exxon Mobil, yaptırım listesinde olanlarla iş yapmaya yönelik uyarıları dikkate almayarak, ABD'nin yaptırım zorunluluklarını pervasızca görmezden geldi. Exxon Mobil'in çoğu üst düzey yöneticisi Sechin'le iş yaparken kendisinin kara listede olduğunu biliyordu. ExxonMobil, Ukrayna'daki krize katkı sağlayan bir Rus yetkilisiyle iş yaparak, ABD'nin Rusya'ya yönelik yaptırım programının hedeflerine önemli zarar verdi. Exxon Mobil küresel operasyonları olan büyük ve deneyimli bir petrol ve gaz şirketi olarak ABD'nin ekonomik yaptırımlarına ve ihracat kontrollerine düzenli olarak tabi tutuluyor."
Öte yandan, şirketin OFAC'tan son 5 yılda hiçbir ceza almamış olması da zayıflatıcı etken olarak değerlendirildi.
Exxon Mobil, ABD'nin yaptırım cezasını mahkemeye taşıdı
Merkezi Teksas'ta bulunan şirketin internet sitesinde yer alan dava dilekçesinde, ABD Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıkların Kontrolü Ofisinin (OFAC) Exxon Mobil’i Rus petrol şirketi Rosneft ile Mayıs 2014'te yaptığı anlaşmalar nedeniyle 2 milyon dolar cezaya çarptırmasının “adil” ve “hukuki” olmadığı savunuldu.
Kuzey Teksas Bölge Mahkemesine sunulan dilekçede, Exxon Mobil’in Rosneft’le 3 yıl önce imzaladığı ilgili anlaşmaların Beyaz Saray ve Hazine’nin o dönemdeki direktifleri çerçevesinde yapıldığı öne sürüldü.
2 milyon dolarlık para cezasının, “yetki suistimaliyle ve keyfi” olarak alındığı iddia edilen dilekçede, “OFAC, yaptırımlara ilişkin başkanlık kararnamesini yeni bir yorumla geriye dönük olarak uygulamaya çalışıyor. Bu karar, Beyaz Saray ve Hazine'nin ilgili eylemden önce yayınladığı ve hala halka açık olan net direktiflerle uyuşmuyor.” ifadesi yer aldı.
Exxon Mobil’in Rusya’ya yönelik ABD yaptırımlarını ihlal ettiği gerekçesiyle verilen para cezasını, birkaç saat içerisinde mahkemeye götürebilmesi şirketin böyle bir karara hazır olduğu şeklinde yorumlandı.
ABD Hazine Bakanlığı, Exxon Mobil'i Rosneft'in Başkanı Igor Sechin'le Mayıs 2014'te imzaladığı anlaşmalardan ötürü “kusurlu” bulduğunu yerel saatle öğlene doğru açıklamıştı.
Sechin'in ABD'nin kara listesinde yer aldığı vurgulanan açıklamada, Exxon Mobil'e verilen 2 milyon dolarlık para cezasında 4 ağırlaştırıcı faktörün rol oynadığı belirtilmişti.
Açıklamada, "Exxon Mobil, yaptırım listesinde olanlarla iş yapmaya yönelik uyarıları dikkate almayarak ABD'nin yaptırım zorunluluklarını pervasızca görmezden geldi. Exxon Mobil'in çoğu üst düzey yöneticisi Sechin'le iş yaparken kendisinin kara listede olduğunu biliyordu. Exxon Mobil, Ukrayna'daki krize katkı sağlayan bir Rus yetkilisiyle iş yaparak ABD'nin Rusya'ya yönelik yaptırım programının hedeflerine önemli zarar verdi.” ifadeleri kullanılmıştı.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Rus petrol şirketi Rosneft’le anlaşıldığı dönemde Exxon Mobil İcra Kurulu Başkanlığı (CEO) görevini yürütüyordu. Tillerson, üst yönetici olduğu dönemde, ekonomik yaptırımları etkisiz bulduğu için desteklemediğini söylemişti.