Bloomberg'in haberine göre hafta sonu Ukrayna gündemiyle olağanüstü toplanan mecliste kürsüye çıkan Almanya Başbakanı Olaf Scholz “Putin’in, savaşı dünya için bir dönüm noktasıdır, tabi bizim dış politikamız için de” ifadelerine yer verdiği konuşmasında, Almanya’nın dış politikasında ciddi bir paradigma değişikliğinin ilk sinyallerini verdi.
Savunma harcamalarına 100 milyar euro
Alman hükümeti savunma harcamaları ve askeri yatırımlar için 2022 bütçesinden 100 milyar euro ayrılmasına karar verildiğini duyurdu. Olağanüstü toplantıda Alman milletvekillerine hitap eden Scholz buna ek olarak “Şu andan itibaren her yıl gayri safi yurtiçi hasılamızın yüzde 2’sinden fazlasını savunmamıza yatıracağız” açıklamasında bulundu.
Bu açıklama, Almanya’nın savunma politikası üzerinde büyük bir değişikliğe işaret ediyor. Berlin yıllardır hem ABD hem de NATO’dan gelen “savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 2’sine yükselt” isteklerini karşılıksız bırakıyordu.
2021 yılının rakamlarına bakıldığında Almanya’nın bütçesindeki savunma payının, GSYİH’sinin yaklaşık yüzde 1,53’üne denk geldiği görülüyor.
Ukrayna’ya silah yardımı
Parlamentodaki toplantının bir gün öncesinde de Alman hükümeti, ordu envanterinden 1000 adet tank savar ile 500 adet Stinger tipi hava savunma füzesinin Ukrayna’ya gönderileceğini açıkladı.
Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock silah yardımını savunduğu konuşmasında “eğer dünyamız artık farklı bir yerse, politikamız da farklı olmak zorundadır” diyerek, Almanya’nın dış politika eylemlerinin yeniden şekillendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Savaş başlamadan önce Almanya, “kriz bölgelerine silah göndermeme politikasını” öne sürerek Ukrayna’ya silah yardımı yapmayı reddetmekle kalmayıp, Estonya’dan silah sevkiyatını da engellemişti.
Enerji güvenliğine yönelik adımlar
Almanya’da Rus gazına bağımlılığının azaltılmasına yönelik adımlar da gelmeye başladı. Kuzey Akım 2 projesinin durdurulmasının ardından Alman hükümeti, iki LNG (sıvılaştırılmış doğal gaz) terminalinin inşaatına kısa sürede başlanacağını açıkladı. Ayrıca hükümet, stratejik gaz rezervlerinin oluşturulması için de çalışmalar yürütüyor.
Olaf Scholz, “Sorumlu ve geleceğe dönük bir enerji politikası sadece ekonomi ve çevre için değil, aynı zamanda Almanya’nın güvenliği için de çok önemlidir” ifadelerini kullandığı konuşmasında, güvenli bir enerji tedariği için her türlü adımın atılacağını belirtti.
Almanya doğal gaz ihtiyacının yüzde 55’ini, kömür ihtiyacının ise yüzde 50’sini Rusya’dan sağlaması ve bu kadar yüksek bir oranda enerji bağımlılığına düşmüş olması nedeniyle yoğun eleştirilere maruz kalıyordu.
Yıllardır bu eleştirileri kulak arkası yapan ve enerji güvenliğini tek bir ülkenin eline bırakan politikaların da savaş nedeniyle terk edildiği görülüyor.
Batı bu uyanışı savaş başlamadan önce gösterse ve daha kararlı politikaları Putin’in karşısına dikebilse, dünyanın bir kez daha savaşın kirli yüzüyle tanışmasının önüne geçemez miydi diye düşünmeden edemiyor insan.