Altın 2016'ya 30 yılın en iyi başlangıcını yaparken yüzde 20'nin üzerinde değer kazandı. Altındaki yükseliş dünyanın önde gelen hedge fonlarının da dikkatini çekse de Çin ve Hindistan gibi dünyanın iki büyük tüketicisinden fiziksel altın talebi gelmeden ilerlemesini sürdüremeyebilir. Altının onsu 1.300 dolar seviyesinde işlem görüyor.
Financial Times'ta yer alan habere göre, altının 2016'daki yüzde 20 rallisinin devam etmesinde 5 faktöre dikkat edilecek.
Fed
Geçtiğimiz yıl altın traderleri Fed'in neredeyse 10 yıldır ilk kez yapacağı ve altını olumsuz yönde etkileyen faiz artırımını bekledi. Şimdi bu beklenti geçmiş görünüyor. Fed zayıf seyreden büyüme nedeniyle faiz artırımında daha ihtiyatlı davranacağının sinyallerini verdi. Fed'in bu hamlesi altın için olumlu bir gelişmeydi. Altın herhangi bir dönemsel getiri sağlamadığı için genelde düşük faiz ortamında iyi performans gösteriyor.
Schroders'te fon yöneticisi olan James Luke'e göre, Fed faiz artırsa dahi altın traderleri reel faiz oranını takip ediyor.
Luke, "Fed'in 2 ya da 3 kez faiz artırdığı durumda dahi eğer enflasyon gerçekleşmeye başladıysa reel faiz oranı düşük kalabilir veya negatif dahi olabilir. Dolayısıyla, altının yükselmemesi için bir neden yok, özellikle de yatırım ortamında bu kadar çok negatif getirili varlık varken ve parasal genişleme sonrası hisse senedi piyasalarının sağlığı hakkında ciddi endişeler hakimken." dedi.
Dolar
ABD doları Kasım'da 8 ayın en yüksek seviyesini gördükten sonra büyük para birimlerinin çoğuna karşı bu yıl değer kaybetti. ABD para biriminin zayıf seyretmesi altının dolar cinsinden fiyatlanması nedeniyle geleneksel olarak altın için olumlu.
Öte yandan, altın merkez bankalarının büyümeyi desteklemek için attıkları adımlardan da faydalanıyor.Ocak'ta Japonya Merkez Bankası'nın ilk kez negatif faizi kullanmaya başladı. Negatif faiz euro bölgesi, İsveç, Danimarka ve İsviçre'de artık yeni normal oldu.
"The New Case for Gold" kitabının yazarı Jim Rickards, "Merkez bankalarının ekonomiyi veya para arzını kontrol etmeye ilişkin yeteneği konusunda bir güven kaybı var. Altın bir tür para ve diğer para birimleriyle bir rekabet içerisinde. Merkez bankası parasına olan güveninizi kaybetmeye başlayınca altına olan ilgi artıyor" dedi.
Yatırımcı talebi
Son haftalarda yavaşlamış olsa da altına yönelik ETF akışı bu yıl 2009'dan bu yana en yüksek seviyeye ulaştı.
Standard Chartered analistleri, "Altın için fiyatları belirleyen esas unsur altına yönelik 2016'nın şimdiye kadarki kısmında artan ilginin devam edip etmeyeceği ve belki de daha da önemlisi bu ilginin kalıcı olup olmayacağı. Altına yönelik yatırım talebi daha önce arttı. Yatırım talebi bu sefer de kalıcı olabilir mi?" dedi.
Altın ETF'leri Aralık 2012'deki yüksek seviyesinin halihazırda üçte biri seviyesinde bulunuyor. Bu da altının onsunun 1.200 dolar seviyesinde tutunabileceğine işaret ediyor.
Ancak analistler Fed'in faiz artırmasının beklendiği Haziran ayı yaklaştıkça ETF çıkışlarının artabileceğini düşünüyor.
Macquarie analistleri, "Altın fiyatlarında kısa vadede ayı görüşümüzü koruyoruz çünkü Fed'in faiz artırmasına yönelik beklentilerin giderek daha şahin konuma gelmesiyle yatırım talebinde geri çekilme görülmesini bekliyoruz" düşüncelerini paylaşıyor.
Çin ve Hindistan
Altında bu yıl yaşanan yükselişte Çin talebi garip bir şekilde eksik kaldı. Çin'deki traderler çelik, demir ve diğer emtia vadelilerine milyarlarca yuan akıtırken, Şanghay Altın Endeksi'nde işlem hacminde çok düşük bir artış görüldü ve altın fiyatı küresel fiyatlara iskontolu olarak işlem görüyor.
Reuters verilerine göre, bu yılın ilk çeyreğinde Çin'in altın mücevher talebi yüzde 27.3 düştü. Analistlere göre, yüksek fiyatlar Asyalı tüketicileri engellemiş olabilir ancak fiyatlar yükselmeye devam ederse onlar da piyasaya geri dönebilir.
Brexit
Önümüzdeki ay İngiltere'nin referandumda AB'den çıkmaya yönelik karar alması durumunda altın destek bulabilir.