Avrupa’daki enerji sıkıntısı, Baltık Denizi’ndeki Nord Stream boru hattındaki patlamalardan kaynaklanan kaçaklar yüzünden daha da akutlaştı. Bu durum, gazın fiyatının daha da yükselmesine ve pek çok Avrupa şirketinin, artan üretim maliyetine göğüs gerebilmek için çözüm aramasına yol açtı.
Konjonktür, birçok Avrupa şirketini Çin’e yönelerek burada yeni üretim tesisleri açmak için yatırım fırsatı aramaya yönlendirecek gibi görünüyor. Global Times’ın haberine göre, istikrarlı elektrik enerjisi temini gerektiren otomotiv ve kimya endüstrisi alanında faaliyet gösteren girişimler Çin’e yöneliyor.
Bu yılın ocak-ağustos ayları arası dönemde, Çin Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre ülkede reel yabancı sermaye kullanımı, bir yıl öncenin aynı dönemine kıyasla yüzde 16,4 oranında artarak 892,74 milyar yuana ulaştı. Bu arada Avrupa Birliği’nin Çin’deki toplam sermayesi, yüzde 123,7 oranında yükselerek Avrupalı firmaların Çin piyasasına yönelik güvenini yansıttı.
Almanya’nın kimya devi BASF, Çin’in güneyinde yer alan Zhanjiang’daki ilk fabrikası eylül ayı başında hizmete girdiğini açıkladı. Söz konusu tesis, BASF’ın bugüne değin ülkesi dışında gerçekleştirdiği en büyük yatırım projesi anlamına geliyor.
Ayrıca Alman otomotiv endüstrisinin belli başlı temsilcilerini kapsayan bir araştırma bunların da yüzde 22 kadarının yatırımlarını ülke dışına taşıma niyetinde olduklarını ortaya koymuş bulunuyor. Nitekim Alman otomobil üreticileri, Çin’deki doğrudan yatırımların üçte birini ifade ediyor. Bu düzey, yılın ilk yarısında, BMW Çin ortak şirketindeki payını yüzde 50’den yüzde 75’e çıkardığı için daha da yüksekti. Analistler, Avrupa’nın enerji krizinin daha da akutlaşması durumunda, daha çok sayıda Avrupalı şirketin Çin’deki yatırımlarını artıracağı yolunda görüş belirtiyor.