Stratejik dönüşüm konusundaki uzmanlığıyla tanınan uluslararası yönetim danışmanlığı şirketi Kearney, sağlık hizmetlerinin değer zincirindeki önde gelen kuruluşlar ile sağlık ekosistemindeki tüm aktörlerine hitap eden ve küresel sağlık hizmetlerinde cinsiyet eşitliğinin iyileştirilmesi çağrısında bulunan bir açık mektup imzaladı. Mektup, farkındalık, veri, altyapı ve fon eksikliğinin yanı sıra toplumsal ve kurumsal önyargıların da dünya çapında kadınlar için daha kötü sağlık sorunlarına yol açtığı uzun bir geçmişe dikkat çekiyor.
Mektubu, Ferring, UCB, Roche, GE Healthcare, SAP, Salesforce, Tech Mahindra ve Microsoft’un da dahil olduğu 40'tan fazla kuruluş imzaladı.
Mektupta kadınların sağlık hizmetlerinde yeterince temsil edilmediği ve bu durumun hem ekonomik hem de ahlaki açıdan kabul edilemez olduğu vurgulanıyor.
Sistemdeki sorunlar kadınlar için kötü sonuçlar üretiyor.
Kearney tarafından hazırlanan sağlıkta cinsiyet eşitliği araştırmasında ise cinsiyet önyargısının sağlık ekosisteminin her köşesinde bulunduğuna dikkat çekiliyor. Araştırmada altı çizilen noktalardan bazıları şöyle:
Dijital sağlık alanındaki yatırımların sadece yüzde 3'ü kadın sağlığı girişimlerine ayrılıyor.
Kronik ağrı hastalarının yüzde 70’ini kadınlar oluşturmasına rağmen, ağrı ilaçlarının yüzde 80’i erkekler veya erkek fareler üzerinde test edilmiş durumda.
Kadın sağlığı konusunda eğitim ve kamuoyu bilinci de ihmal ediliyor. Birleşik Krallık’taki tıp fakültelerinin yüzde 41’inin müfredatında menopoz eğitimi zorunlu değil.
Sağlık ekosistemindeki bazı çarpıklıklara da yer verilen rapora göre bu çarpıklıkların sonuçları da ağır oluyor. Bu çarpıklıklardan doğan sonuçların bazıları şöyle:
Aynı hastalığa sahip kadınlar, erkeklerden 4 yıl daha uzun süre teşhis konulmayı bekliyor.
Kadınlarda yanlış kalp rahatsızlığı teşhisi konma olasılığı erkeklerden yedi kat daha fazla.
Tip 1 diyabetli kadınlarda sekonder komplikasyonlardan ölüm oranı erkeklerden yüzde 44 daha fazla.
Kadınların tıbbi ilaçların yan etkilerini yaşama olasılığı, erkeklerden yüzde 52 daha yüksek.
1 trilyon dolarlık ekonomik boyut !
Kearney ve diğer önde gelen kuruluşlar tarafından yayınlanan açık mektup ve raporda kadınların sağlık hizmetlerinde karşılaştığı eşitsizlikleri gidermenin sadece ahlaki bir gereklilik değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da mantıklı olduğu belirtiliyor. Raporda kadınların sağlık ve refahına yatırım yapmanın, işgücüne katılımı ve üretkenliği artıracağı ve daha güçlü bir ekonomiye yol açacağı belirtilirken “Kadınların sağlık açığını gidermeye yönelik yatırımlar potansiyel olarak 2040 yılına kadar küresel ekonomiyi yıllık 1 trilyon dolar artırabilir” değerlendirilmesine yer veriliyor.
Raporda sağlık sistemini kadınları düşünerek yeniden tasarlamak ve cinsiyet eşitsizliğini ortadan kaldırmak için 6 öneride bulunuluyor:
Kadın sağlığı konusunda savunuculuğu ve farkındalığı artırmak
Müfredatı kadın sağlığı konularını yeterince kapsayacak şekilde genişletmek
Kadın sağlığı üzerine klinik ve politika araştırma denemelerinin hacmini artırmak
Kadın merkezli entegre bakım yolları oluşturmak
Sağlık ekosisteminde cinsiyete özgü veri setlerinin toplanması, düzenlenmesi, analiz edilmesi, kullanılması ve paylaşılmasının sağlanması
Kadın sağlığı alanında akademik araştırma, ürün araştırma ve geliştirme ve tüketici sağlık çözümleri için fon desteğini artırmak
Kearney öncülüğünde çalışmalar sürecek
Kearney Ortağı Paula Bellostas rapor ve mektupla ilgili şu değerlendirme bulundu: “Kadınlar, erkeklere kıyasla hayatlarının büyük bir bölümünde sağlık hizmetlerinden daha az yararlandıkları gibi, aynı zamanda reddedilme, yanlış teşhis konma veya tamamen gözden kaçırılma olasılığıyla da karşı karşıya. Son yıllarda bu konularda bazı gelişmeler kaydedilmiş olsa da, sağlık ekosistemindeki bireysel aktörler, bu büyüklükte ve karmaşıklıkta bir sorunu çözemezler. Bu mektubumuz, sorunun çözümü için bir öncüdür. Kadınların sağlık açığını kapatmak için tüm sektörlerden oyuncuları bir araya getirmekten heyecan duyuyoruz.”
Kearney Yönetici Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Alex Liu ise şunları söyledi: “1860’lı yıllarda dünyanın gündemine giren cinsiyet eşitsizliği maalesef hala devam ediyor.
2024 yılındayız ve hala bu kritik sorunu çözmek için çalışıyoruz. Birlikte çalışmazsak, gerçek anlamda sağlıkta cinsiyet eşitliğine ulaşmak 160 yıl daha sürebilir. Bu kabul edilemez bir durumdur ve herkesin ve her şirketin üzerine düşeni yapması gerekiyor. Bu mektubumuzun, gerçekten eşit bir sistem yolunda bir adım olmasını amaçlıyoruz. Etkili olması için de katkıda bulunanlarla, sorun noktaları arasında büyük ölçekli koordinasyona ihtiyaç var. Daha adil bir gelecek şekillendirmek, ekonomiyi ve işgücünü güçlendirmek ve haksız bir sistemi herkese eşit hizmet verecek şekilde yeniden inşa etmek için sağlık sistemlerimizi kadınları ön planda tutarak yeniden düzenlemeliyiz.”
Türkiye’de de benzer süreç var
Kearney Türkiye kıdemli yöneticisi Mine Terzili ise “Türkiye'de kadınların sağlık hizmetlerine erişiminde bazı engeller yaşanabiliyor. Dünya ile benzer süreçler yaşanıyor. Bununla birlikte özellikle kırsal alanlarda yaşayan kadınlar, sağlık hizmetlerine erişmekte güçlük çekebiliyor. Ayrıca, bazı geleneksel ve kültürel normlar da kadınların sağlık hizmetlerine erişimini engelleyebiliyor’’ dedi.