Gülen cemaatine yakınlığı ile bilinen Bank Asya'nın satış sürecine ilişkin hükümet tarafından yapılan çelişkili açıklamalar ve iki kamu kurumunun banka ile protokollerini gerekçelerini açıklamadan sonlandırması, bankanın geleceğine dair soru işaretlerini artırdı.
Banka ile ilgili dünden bu yana yapılan açıklamalar ile hisseleri dalgalanırken, analistler, olumsuz haber akışının sürmesi halinde bankadan yoğun mevduat çıkışı olabileceğine işaret ediyorlar.
Banka ile ilgili açıklamalar dün Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın katıldığı bir programda Ziraat Bankası'nın Bank Asya ile satın alma görüşmeleri yaptığını açıklaması ile başladı.
Babacan, dün Kanal 24 televizyonunda yaptığı açıklamada, "Ziraat Bankası Bank Asya ile görüşmelere başladı, henüz görüşmeler neticelenmedi ama neticelenirse bizim arzu ettiğimiz bir şey oluşur. Ziraat Bankası, Bank Asya'yı alırsa böylece kamunun bir katılım bankası olmuş olur, biz bunu arzu ediyoruz" demişti.
Bulut aynı gün akşam saatlerinde katıldığı bir programda, "Böyle bir alım şu anki finansal kriterlere göre söz konusu değildir... Kimin sahibi olduğu önemli değil.. Bir bankanın 2.8 milyar TL alacağı takibe düşmüşse o bankanın para verip alınması söz konusu değil, BDDK tarafından finansal rasyoları yerine getirip getiremediğinin takibi söz konusudur. Başbakanlık nezdinde böyle bir tasarruf, böyle bir sorgulama, söyle bir alım girişimi yoktur" diye konuştu.
Bankanın satış sürecine ilişkin çelişkili açıklamalar hisse senedi fiyatının da sert dalgalanmasına neden oldu. Babacan'ın dünkü açıklamaları ile yüzde 8.26 primle kapanan hisseler ilk seans sonunda yüzde 5.34 kayıpla 1.24 liradan kapattı.
Babacan bugün Bulut'un açıklamalarının hatırlatılması üzerine gazetecilere verdiği kısa yanıtta, "Gelişmeleri dün canlı yayında bütün açıklığı ile anlattım, onun haricinde yeni bir bilgi yok" dedi.
Babacan'ın orta ve uzun vadeli ekonomik gerekleri ön plana alan görüşlerine karşın Bulut, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "büyüme" odaklı ve popülist olarak görülen ekonomi politikasının sözcüsü olarak görülüyor. Babacan'ın 2015 seçimlerinden sonra üç dönem kuralı nedeniyle milletvekili olamama ihtimali nedeniyle bazı analistlerin daha popülist isimlerin kabinede ekonomiden sorumlu pozisyonlara gelebileceği beklentisine karşın hükümete yakın kaynaklar, Erdoğan'ın yatırımcıların olumsuz tepkisini düşünerek böyle bir risk almayacağına işaret ediyorlar.
GİB ve SGK protokollerini feshetti
Bankanın satış sürecine dair belirsizlik sürerken, Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB), Bank Asya ile yapılan vergi tahsilatına ilişkin protokollerin sonlandırılmasına karar verildiği ve fesih işleminin 8 Eylül itibariyle yürürlüğe gireceğini açıkladı.
Bu açıklamanın ardından hisseleri işleme kapatılan Bank Asya ise GİB kararının faaliyetleri üzerinde bir etkisi bulunmadığını belirterek, iptale karşı yasal haklarını kullanacağını duyurdu. Banka protokollerin neden feshedildiğine dair bir gerekçe gösterilmediğini belirtti.
GİB'in ardından Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) da Bank Asya ile hizmet protokollerinin 8 Eylül itibariyle sonlandırıldığını açıkladı. GİB ve SGK açıklamalarında protokol iptallerinin nedeni belirtilmedi.
Gelişmeleri değerlendiren bir bankacılık analisti, "Banka üzerindeki bu kadar baskı, çok fazla mevduat çıkışına neden olabilir, bu ise hem bankaya hem bankacılık sisteminin saygınlığı zarar verebilir. Hükümet yetkililerinin açıklamalarından ziyade GİB ile olan protokolün sonlanması, bankanın mevduat tabanının azaltılmasına yönelik bir işaret. Bu 17 Aralık'tan sonra hükümetin aldığı ilk aksiyon. Önümüzdeki günlerde yeni aksiyonlar da görebiliriz" dedi.
Bank Asya'dan bir yetkili, GİB ve SGK protokolleri nedeniyle bankaya günlük ortalama girişin 2-3 milyon lira olduğunu belirterek, "Bu paralar çok kısa süreli kalıyor ve çok kısa süreli fonlamada kullanılıyor. Dolayısıyla banka üzerinde bir etkisi olmayacaktır" dedi.
17 Aralık'tan sonra değişti
Bank Asya, 17 Aralık'ta başlatılan yolsuzluk iddiaları operasyonunun ardından hükümet ve Gülen cemaati arasındaki gerilimde cemaate yakın banka olarak değerlendirilmiş ve mevduat çıkışı yaşayarak zor bir sürece girmişti. 17 Aralık'tan dünkü kapanışa kadar bankanın hisseleri yüzde 35 değer kaybetti.
Bu gelişmelerin ardından banka, Mart ayında, mevcut durumda 900 milyon lira olan sermayesini nakit yüzde 33 artışla 1.2 milyar liraya çıkarma kararı alırken, aynı dönemde Qatar Islamic Bank (QIB) ile stratejik ortaklık için münhasıran görüşmeye başladığını ve sermaye artırımına QIB ile oluşabilecek ortaklık yapısına göre karar verileceğini açıklamıştı.
Ancak, Temmuz başında Bank Asya'nın QIB ile stratejik ortaklık için başlattığı münhasır görüşmelerin sonlandığı ve Ziraat Bankası'nın katılım bankası kurma çalışmaları kapsamında Bank Asya ile görüştüğü basında yer almıştı
Son olarak Sabah gazetesinde Temmuz sonunda yayımlanan bir haberde Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Bank Asya'nın yurt dışından satın alınma noktasında olmadığını söylediği ifade edilerek Erdoğan'ın "Şu anda Bank Asya iyi bir konumda değil" ifadesine yer verildi