Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nca (BDDK) gelecek yıl içerisinde bankacılık sektöründe kredilerin takibe dönüşüm oranının yüzde 6’ya yükselebileceğinin, sermaye yeterlilik rasyosunun ise yüzde 15,5’e gerileyebileceğinin tahmin edildiği bildirildi.
BDDK'dan yapılan açıklamada, Yeni Ekonomi Programı kapsamında bankaların mali yapılarının ve aktif kalitelerinin belirlenmesi amacıyla mali bünye değerlendirme çalışmaları yapılacağı ve bu çalışmaların sonuçlarına göre gerektiğinde bankaların mali yapılarını güçlendirecek tedbirler alınacağının kamuoyuna duyurulduğu anımsatıldı.
Değinilen çalışmalar, BDDK tarafından ilgili kamu otoriteleri ile yakın iş birliği içerisinde yürütüldüğü ve tamamlandığı ifade edilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
"Bu çalışmalar kapsamında, Kurumumuz tarafından bankalarda kredi bazında detaylı incelemeler yapılmış, bunun neticesinde, kredilerin sınıflandırılmasına dair mevcut düzenlemelerden çok daha ihtiyatlı bir yaklaşım çerçevesinde, yakın izlemeye alınması veya takip hesaplarına aktarılacağı öngörülen krediler çeşitli varsayımlar altında yeniden belirlenmiştir. Kredi sınıflandırmalarında yapılan bu değişikliklerin bankaların sermaye yeterlilik rasyolarına etkileri hesaplanırken, sınıflama değişikliklerinin zamana yayılarak değil hemen yapılacağı ve yeniden sınıflandırılan krediler için aynı sınıftaki diğer kredilerin ortalama karşılık oranlarına uygun şekilde karşılık ayrılacağı varsayılmıştır. Ayrıca, bu yılın Ağustos ayında Kurumumuz tarafından yürürlüğe konan sermaye yeterlilik rasyoları hesaplamalarına dair iki geçici düzenlemenin etkileri göz ardı edilmiştir."
Açıklamada, ihtiyati yaklaşım ve varsayımlar çerçevesinde, bankaların olası aktif kompozisyonlarında yapacakları değişikliklerin etkileri göz ardı edildiğinde, gelecek yıl içerisinde bankacılık sektöründe kredilerin takibe dönüşüm oranının yüzde 6’ya yükselebileceğinin, sermaye yeterlilik rasyosunun ise yüzde 15,5’e gerileyebileceğinin tahmin edildiği bildirildi.
"Makro stres testleri kurumumuz tarafından izlenmektedir"
Basel III uygulamalarına göre asgari sermaye yeterlilik rasyosunun yüzde 8 olduğu halde, Türkiye'de yüzde 12’lik ihtiyatlı bir oran hedeflenerek uygulandığı aktarılan açıklamada, mali bünye çalışmaları neticesinde hesaplanan oranın her iki seviyenin de oldukça üzerinde olduğu kaydedildi.
Açıklamada, bankaların mali durumundaki bu olumlu görünüme rağmen, son dönemde kamu bankaları ve özel bankalar sermaye tabanını güçlendirmeye yönelik adımlar attığı, sermaye artırımı veya sermaye benzeri kredi temini ile ihtiyatlı duruş sergilediği belirtilerek, şunlar ifade edildi:
"Mevcut durumda sektörün kârlılık performansı da içsel sermaye üretimi yoluyla sermaye yeterliliğini desteklemektedir. Makroekonomik dengelenme süreci boyunca kurumumuz mali bünye analiz çalışmalarına devam edecektir. Bu kapsamlı ve kredi bazlı çalışmalara ek olarak, yılda asgari iki kez yapılan makro stres testleri ile bankaların sermaye ve likidite açısından makroekonomik şoklara karşı dayanıklılığı kurumumuz tarafından izlenmektedir. Ayrıca, 'Bankaların İç Sistemleri ve İçsel Sermaye Yeterliliği Değerlendirme Süreci Hakkında Yönetmelik (İSEDES)' kapsamında bankalar, kurumsal yönetim, risk yönetimi ve sermaye yeterliliğiyle ilgili detaylı senaryolar içeren durum analizi raporlarını hazırlayarak Kurumumuza her yıl sunmaktadır. Sonuç olarak, söz konusu çalışmalar neticesinde bir bütün olarak sektörün sağlıklı ve güçlü yapısını koruduğu ve mevcut sermaye yapısının aktif kalitesi kaynaklı riskleri yönetebilecek seviyede olduğu tespit edilmiştir."