Bitcoin 28 Eylül'de son iki ayın en yüksek seviyesinden kapandı ve şu anda 66.000 $ sınırına yaklaşıyor. Bu hareket, 26 Eylül'de tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşan S&P 500 endeksindeki kazançları takip etti ve Çin'de piyasaları ve yatırımcı güvenini artırmayı amaçlayan güçlü ekonomik göstergeler ve önlemlerle desteklendi. Ancak bazı ölçütler Bitcoin'in bir boğa piyasasına girmekten çok uzak olduğunu gösteriyor.
Yatırımcı kuşkusu Bitcoin'in son rallisini gölgeliyor
Yatırımcılar daha önce 70.000$'da yaşanan düşüşler nedeniyle şüpheci davranabilir ya da kripto paralar da dahil olmak üzere riskli piyasaları olumsuz etkileyecek potansiyel bir durgunluğun yaşanmakta olduğundan korkabilir.
Bu duygu bir satışı garanti etmese de, ayıların Bitcoin'in fiyatını bastırmak için korku, belirsizlik ve şüphe (FUD) aşılamasını kolaylaştırabilir. Bitcoin yatırımcılarının moralini bozan şey ne olursa olsun, fiyatının borsanın yükseliş ivmesinden faydalanmaya devam edeceğinin garantisi yok.
Bazı analistler, merkez bankalarının genişlemeci para politikasına geçmesinin ekonomilerin risk altında olduğunu gösterdiğini savunuyor. Yaygın inanışın aksine, mega-cap teknoloji şirketleri gelirlerin düştüğü zamanlarda bile değer yakalayabildiğinden, bu durum bir piyasa balonunun patlaması ihtimalinin yüksek olduğu anlamına gelmiyor.
Yüksek marjları ve güçlü bilançolarıyla Google, Amazon, Apple ve Microsoft gibi şirketler indirimli niş satın almalardan faydalanabilir ve yapay zeka kullanımı için mikroçipler de dahil olmak üzere yeni işe alımlar ve ekipman için daha az rekabetle karşılaşabilirler. Aslında, aşırı ısınmış bir ekonomi, kıtlık ve yüksek lojistik ücretleri yarattığı için marjlar için net bir negatiftir.
Bu arada Bitcoin için, yatırımcılar hala arz kıtlığına değer verebilir. Ancak itici güçleri geleneksel borsanınkilerden önemli ölçüde farklıdır. Dahası, tarihsel olarak, yatırımcılar yaklaşan bir resesyondan korktuklarında, altına, kısa vadeli devlet tahvillerine ve kendi alanlarına hakim şirketlere sığınma eğiliminde.
Özünde, S&P 500 yeni zirveler yapmaya devam etse bile, bu Bitcoin'in fiyatının mutlaka fayda sağlayacağı anlamına gelmiyor. Bu nedenle Bitcoin boğalarının, daha düşük faiz oranları ve daha yüksek devlet borçlarının BTC'nin fiyatını yükseltmek için yeterli olduğu sonucuna varmadan önce, 70.000 $'ın aşılamamasına yol açan koşulların değişip değişmediğini analiz etmeleri gerekiyor.
Kurumsal yatırımcılardan gelen girişler Bitcoin'in fiyatında son dönemde yaşanan artışı tetiklemiş olabilir ve spot borsa yatırım fonlarından (ETF'ler) elde edilen veriler bu tezi destekliyor. Ancak, Çin piyasalarından gelen son veriler tam tersi bir eğilim gösteriyor. Çin'de sabit coinlere olan talebi inceleyerek, yatırımcıların kripto para piyasalarına girip girmediğini ya da piyasalardan çıkıp çıkmadığını ölçebiliriz.
Tipik olarak, aşırı talep stabilcoinlerin resmi ABD doları kuruna kıyasla %1,5 veya daha yüksek bir primle işlem görmesine neden olurken, ayı piyasaları bir indirimle sonuçlanır.
Çin'deki USDT primi son iki haftadır paritenin altında kaldı ve bu da düşüş eğilimine işaret ediyor. Bu ölçüm, ABD'de spot ETF'lere yönelik son dönemdeki iştahla çelişiyor ve ayıların yatırımcı talebi eksikliği argümanını daha da güçlendiriyor.
Yatırımcıların inanç eksikliği Bitcoin vadeli işlem piyasalarında da, dalgalanan fonlama oranlarının olmaması nedeniyle genellikle balinalar ve kurumsal yatırımcılar tarafından tercih edilen aylık sözleşmelerde bile açıkça görülüyor. Nötr piyasalarda, bu türev sözleşmeler daha uzun uzlaşma sürelerini hesaba katmak için yıllık %5 ila %10 primle işlem görme eğiliminde.
Veriler Bitcoin vadeli işlem priminin 29 Eylül'de 66.000$'a doğru yaşanan yükselişe rağmen %6'da sabitlendiğini gösteriyor. Bu bilgili türev tüccarları tarafsız duruşlarını koruyarak kaybetme korkusundan kaynaklanan bir isteksizlik sergiledi, ancak aynı zamanda ayılara tam da ihtiyaç duydukları şeyi vermiş olabilirler: bir inanç eksikliği sinyali.