2 Eylül haftasında resmi verilere yansıyan net yabancı alımlarının ardından ilk resmi net satış hareketini de borsa tarihi zirve yaparken ve bankalar tavan üstüne tavan çekerken 9 Eylül haftasında yaşadık.
Dünya'nın haberine göre Çarşamba günü önce bankalar ve onların aşağıya çektiği fiyatlarla diğer şirketlerin de birçoğu devre kesti. Ve nihayet BİST tamamen devre keserek seansa ara verildi. Fakat bu tedbire rağmen maalesef bankaları tabana kadar çeken satışlar Perşembe günü de devam etti. Birkaç haftadır seans içerisinde düşer gibi izlenim veren ama seans kapanışına yakın tavan çeken bankacılık hisseleri bu defa tam tersi bir görüntüyle seans içinde sanki yukarı dönecekmiş izlenimi verip yeniden tabanı gördü. Haftalardır sağlıklı bir borsada bu türden hareketlerin normal olmadığını anlatabilmek için piyasada yeterince eski olanlar çırpınıp dursa da, bireysel yatırımcıları dikkatli olmaları konusunda uyarsa da gerçek şu ki, bir kesim yerli yatırımcı en azından yüzde 10-15 yukarıdan bankacılık hisseleri almış oldu.
Elbette bütün bunların daha ucuza hisse senedi alabilmekle alakası var. Kaldı ki zaten uzun vadeli olarak bu seviyelerden çok daha düşük, neredeyse dip fiyatlardan bankacılık hissesi alanlar son yaşanan tavanları da tabanları da en sakin ve stressiz izleyen kesimdi. Çünkü bu piyasalarda uzman olan herkesin de söylediği gibi biliyoruz ki Borsa İstanbul asla ve asla pahalı değil. Yükselse de en fazla biraz daha az ucuz oluyor ama bu Borsa İstanbul’un hala çok ama çok ucuz olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Üstelik borsanın ucuzluğu şahsi bir görüş veya inanış da değil. Ülkedeki enflasyondan, global borsaların piyasa değerlerine, finansal performansların hak ettiği değerlemelerden, dolar bazlı performans analizlerine kadar her matematiksel veri ortaya koyulduğunda bunu yerli yabancı her uzman bu şekilde değerlendiriyor. Bu nedenle borsada yaşanan son düşüşler de yükselişler de aslında uzun vadeli borsa yatırımcısı için pek de bir şey ifade etmiyor. Fakat VİOP’ta kaldıraçla short veya long işlem yapan için felakete yol açabilecek sonuçlar içeriyor. Bu nedenle spot piyasaya giren parayı doğru değerlendirmek, yabancı alımı beklentisi ve yükselişi kaçırma korkusuyla agresif pozisyonlar açmak asla ama asla önerilmiyor.
Yabancı takas payı ile yabancıların takas değeri grafiklerini üst üste getirdiğimizde aslında ortaya çok çarpıcı bir sonuç çıkıyor ve bu manzara bile aslında son yaşananların kimlerin işine geldiğini göstermek için güzel bir örnek. Yabancı yatırımcıların payı ile yabancı yatırımcıların hisse portföyünün değeri arasındaki bağın koptuğu yani yerli yatırımcının piyasayı sürüklemeye başladığı dönem 2022 yılının Nisan-Mayıs aylarına denk geliyor. Son yaşanan tavanlar ve tabanlar arasında ise yabancı payındaki artışla izah edilmesi çok da mümkün olmayan bir değerlenme görüyoruz. Son birkaç günlük verilere bakıldığında ise yabancı payının yeniden yükselişi, buna karşılık hisse değerlerinde sert düşüş söz konusu. Bu da önümüzdeki günlerde yeterince long pozisyonlardan servet transferi yapıldığında bir daha shortçu avı başlayabileceği izlenimi yaratıyor.