Borsada son birkaç haftadır yaşananları bu piyasanın en eskileri bile anlamlandırmakta güçlük çekiyor. İki hafta önce yine tam bu sayfada kaleme aldığım yazımda ortada bir yabancı alımı görüntüsü olduğunu fakat bu yabancı alımlarının gerçek bir yabancı alımı olup olmadığını görmek için birkaç hafta beklemek gerektiğini yazmıştım. Çünkü yabancı yatırımcıların geçmiş bilanço dönemlerinde de ufak girişlerle hisseleri hızla yukarı çekerek daha güçlü bir satışla büyük vurgunlar yapabildiğinin altını çizmiştim. O günden bu yana yaşananlar oldukça çarpıcı.
Dünya'nın haberine göre bankacılık hisselerinde Temmuz sonundan bu yana dolar bazında yaşanan (yabancı alımı kılıklı) yükseliş yüzde 100’ü geçti. Neden yabancı alımı kılıklı diyoruz? Çünkü geçmiş tecrübeler gösteriyor ki, gerçek yabancı yatırımcılar borsaya giriş yaptığında daha ucuza mal alabilmek amacıyla daha sinsi ve derinden işlemlerle bu alımlarını gerçekleştiriyorlar. Bu sıralar gördüğümüz gibi sadece banka hisselerine tavana kadar alım emri girerek değil. Borsa İstanbul’un toplam piyasa değeri içerisinde bankacılık hisselerinin ağırlığı Temmuz sonunda yüzde 9.83 iken bu ağırlık yüzde 16’ya dayanmış durumda.
Öte yandan bu pay artışına iştirak edebilen yegane endeksler ulaştırma, iletişim ve finansal kiralama endeksleri oldu. Diğer tüm endeksler ise pay kaybetti. Yani borsada genele yayılmış bir yükselişten bahsetmek imkansız. Ama bakarsanız borsadaki işlem hacmi aynı dönemde 4 katına kadar ulaşmış görünüyor. İşte burası çok ama çok kritik. Borsada aslında neler olduğu konusunda bize bazı ipuçları veriyordu. Derken zaten neler olduğunu VİOP’ta net bir şekilde görmüş olduk.
Hollywood yapımı bir film vardı. Yatırım piyasalarına ilişkin sinema filmlerine merakı olanlar muhakkak izlemiştir: Margin Call. Türkçe ismi ise ‘Oyunun Sonu’ olarak konulmuştu. Lehman krizinin başlarında Wall Street’in dev aracı kurumlarında oynanan oyunları ve dev aracı kurumların teminat açıkları nedeniyle batışını anlatan oldukça da başarılı bir filmdi.
Margin Call ne demek? Yatırımcıların VİOP’ta kaldıraçlı işlem yapabilmek için verdikleri teminatların özellikle ters pozisyonda yakalanmışlarsa yetersiz kalması sonrası aracı kurumlar bu yatırımcılara açık teminatın tamamlanması çağrısında bulunur. Peki bu teminat nasıl yetersiz kalır? Son pozisyonlardaki zararlarla başlangıçta verilen teminatın altına düştüğünde. Eğer bu teminat tamamlanmazsa pozisyon likide edilir ve tam tabiriyle yatırımcı o pozisyonda batmış sayılır.
İşte spot piyasa ile VİOP arasında borsa varlıklarını shortlayanların (yani kaldıraçlı olarak düşüşe oynayanların) batırılmasına yönelik bir oyun gerçekleşti. Bu da iki piyasa arasında çok ciddi bir servet transferi yaşandığı anlamına geliyor. Bir ara VİOP’ta margin call miktarının 1 milyar TL’ye ulaştığını gördük. İşte en tehlikeli dönem. Bunun çok daha acımasız versiyonlarını son ayı piyasasında kripto paralarda da görmüştük. Ki böyle oyunların devamında sadece shortçular değil longçuların da avlanabildiği seanslar yaşanma olasılığı bulunuyor. Çünkü bu serveti transfer edenlerin dönüp diğer kesimi de avlama potansiyeli yüksek.
Ayrıca banka hisselerindeki hızlı değer artışlarının sert realizasyonları da olasılık dahilinde. Bu nedenle bugünlerde uzmanlar piyasanın çok daha yakından takip edilmesi ve agresif pozisyon değişikliklerine gidilmemesi uyarısında bulunuyor. Ayrıca bireysel yatırımcılar aylardır anlattığımız gibi, borsada neden banka kredisiyle kaldıraçlı işlemlerin asla yapılmaması gerektiği konusunda da hızlandırılmış bir kurs görmüş oldu.