Çelik piyasasını resesyon korkusu sardı

Çelik piyasasının odağında enerji fiyatları ve resesyon endişesi var.

IREPAS Başkanı Murat Cebecioğlu küresel uzun mamul piyasasının durumunun arz fazlası, enerji fiyatları ve enflasyon açısından kötüleştiğini, yetersiz talep nedeniyle stokların beklenenden daha uzun sürede tükendiğini söyledi. Küresel uzun mamul piyasasının önümüzdeki birkaç çeyrekte büyük belirsizliklerle karşılaşacağını kaydeden Cebecioğlu, tesis kapanışlarının arttığını, bu nedenle arz-talep dengesine beklenenden daha erken ulaşılabileceğini ifade etti.

Konferansın ilk oturumunda konuşan İspanya merkezli CELSA Group’un İhracat Direktörü Alexander Gordienko, 2022 yılında dünya çelik üretiminde %7,2 veya yaklaşık 140 milyon mt düşüş beklendiğini ve bu yıl yalnızca Hindistan’ın yıllık %7 artışla diğer ülkelere kıyasla daha fazla üretim yapmasının tahmin edildiğini belirtti. Tüketim tarafında ise, 2022 yılında küresel uzun mamul tüketiminin 864 milyon mt seviyesinde yer alacağı tahmin ediliyor. Ürünlere ayrı ayrı bakıldığında, 2022 yılında inşaat demiri tüketiminin %6,5 azalarak 397 milyon mt seviyesinde kaydedilmesi, filmaşin, ticari profil ve profil tüketiminin sırasıyla %9,4, %0,5 ve %7 düşüş göstermesi bekleniyor. Brezilya merkezli Kéntron Ltda’nın Pik Demir İhracat Yöneticisi João Paulo Fragoso, küresel pik demir pazarındaki başlıca oyuncu Rusya bu yılın Ocak-Haziran döneminde ihracat payını 2021’de kaydedilen %38’e kıyasla %47’ye yükseltirken, Ukrayna’nın ihracat payının aynı dönemde %31’den %14’e gerilediğini ifade etti. Öte yandan, Brezilya’nın ihracat payı geçtiğimiz yıl kaydedilen %31’e kıyasla %39’a yükseldi. Pik demir fiyatları hakkında konuşan Fragoso, Brezilya’nın FOB bazlı fiyatlarının bu yılın Nisan ayında sıçrama yaparak savaşın ardından neredeyse 1.000$/mt’a çıktığını, daha sonra ise yaklaşık 500-530$/mt ile gerçekçi seviyelere gerilediğini belirtti. Aynı oturumda konuşan Avrupa Çelik Birliği EUROFER’in Ekonomik Araştırma ve Pazar Analizi Direktörü Alessandro Sciamarelli, AB’de ekonomik büyümenin artan elektrik fiyatları, yüksek enflasyon ve tedarik zincirindeki sorunlar gibi süregelen olumsuz faktörler nedeniyle 2021’in üçüncü çeyreğinden itibaren yavaşladığını söyledi. ABD ekonomisinin 2022’nin ikinci çeyreği itibarıyla teknik açıdan resesyona girdiğini ve AB’nin de bu yılın son iki çeyreğinde aynı durumda olabileceğini belirten Sciamarelli’ye göre, Almanya piyasası 2023’te resesyon yaşayabilir ve diğer Avrupa ülkeleri de bunu takip edebilir. Ancak, AB’de doğal gaz maliyetleri 15-20 kat artmış olsa da, EUROFER enflasyonun %10’u aşmamasını bekliyor. 

İlk günün ikinci oturumunda söz alan CIEC Group Orta Doğu Genel Müdürü Hüseyin Ocakçı, “Çin ekonomisinin karşılaştığı en büyük engellerden biri” olarak nitelendirdiği gayrimenkul sektörünü ele aldı. Ocakçı, 2022 yılında Çin’in gayrimenkul sektöründeki satışların yıllık %40 düştüğünü, yatırımların ise yıllık yaklaşık %7,5 azaldığını ifade etti. CIEC yetkilisine göre, bu yılın ilk sekiz ayında ülkedeki ortalama aylık çelik üretimi 86,3 milyon mt seviyesinde kaydedildi. Katılımcılardan gelen bir soruyu yanıtlayan Ocakçı, Çin yerel piyasasında yeterli talep olmadığı için Rusya’dan yapılan ithalatın fiyatları olumsuz etkilediğini ve fiyatların yükselmesine imkan tanımadığını belirtti. Mısır merkezli El Marakby Steel’in İş Geliştirme Müdürü Ramy Saleh, piyasanın başta ulaşım olmak üzere çelik talebini destekleyecek planlanan birçok projeyle güçlü kalmasını beklediklerini belirtti. Mısır’da yılın ilk sekiz ayında hurda ithalatı yıllık %7 düşüşle 2,7 milyon mt olurken, koruma vergisinin kaldırılmasıyla 800.000 mt’a çıkan kütük ithalatının yılın sonunda 1 milyon mt’a ulaşması bekleniyor. Saleh, bu yıl ülkede çelik ihracatının gücünü korumasını ve küresel piyasadaki önemli değişiklikler nedeniyle geçtiğimiz yıla benzer miktarda ihracat gerçekleştirilmesini beklediklerini söyledi. 

Son oturumda konuşan Avrupa Politika Araştırma Merkezi (CEPS) Yönetim Kurulu üyesi Daniel Gross ise, Ukrayna’daki savaşın Avrupa ekonomisinin görünümünü olumsuz etkilemeye devam edeceğini belirtti. Gross, küresel mali destek anlamında ise Ukrayna’nın galip konumda olduğunu ifade ederek, Avrupa’daki yüksek doğal gaz fiyatlarının etkisinin Ukrayna’ya başlıca askeri ve mali destek sağlayan ABD’de hissedilmediğini ekledi. Gross, “Avrupa’da rekor seviyedeki doğal gaz ve elektrik fiyatları nedeniyle endüstriyel resesyon yaşanması oldukça muhtemel, ancak fiyatların gevşemesi resesyon ihtimalini azalttı,” dedi ve resesyon endişelerinin AB ülkeleriyle sınırlı olmadığını söyledi.

Hammadde tedarikçileri komitesi: Güney Asya hariç hurda piyasasında düşük talep hakim

Hammadde tedarikçileri komitesi başkanı, Stena Metal International şirketinden Jens Björkman, yaz ve sonbahar döneminde doğal gaz ve elektrik fiyatlarının tarihi olarak en yüksek seviyelere çıktığını, enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarının yükseltilmesinin ABD dolarını diğer döviz kurları karşısında bu zamana kadarki en değerli seviyesine taşıdığını ifade etti. 

Küresel piyasadaki hurda talebine değinen Björkman, AB’nin belirli bölgelerinde hurda talebinin ciddi anlamda düşük olduğunu ve bu durumun enerji krizinin nispeten daha az hissedildiği Güney Asya’dan gelen taleple dengelendiğini belirtti. Stena yetkilisine göre, yüksek enerji fiyatlarıyla mücadele eden Türkiye’de de hurda talebi baskı altında çünkü yarı mamuller gibi hurdaya alternatif olan ürünleri daha düşük seviyelerden satın almak mümkün. Björkman, Türkiye’nin sadece Rusya çıkışlı kütük almadığını, aynı zamanda Asya çıkışlı kütük aldığını ve daha ucuz fiyatlardan kütük almanın Türk çelik üreticilerinin hurda alımlarını etkilediğini söyledi. Bazı Asya ülkeleri gibi hurdaya alternatif olarak yarı mamul sunan pazarlar sayesinde hurda fiyatları üzerinde Türkiye’den kaynaklanan baskının hafiflediğini belirten Björkman, yine de bu alternatif pazarların kalıcı olmasının beklenmediğini ve bu yüzden Türkiye’nin hurda piyasasındaki belirleyici rolünü devam ettireceğini vurguladı.

Üreticiler komitesi: Elektrik fiyatları ve enflasyon oranları üretim üzerinde baskı yaratıyor

Üreticiler komitesi başkanı Murat Cebecioğlu, çelik üretimindeki düşüşün muhtemelen talepte görülen düşüşü dengeleyeceğini, ancak bazı politik sorunların da etkisiyle önümüzdeki birkaç çeyreğe yönelik ciddi belirsizlikler olduğunu söyledi. Cebecioğlu’na göre, elektrik maliyetleri Türkiye’nin üretiminde azalmaya yol açabilecek esas sorun ve belirsizlik de üreticilerin uzun vadeli planlar yapmasına engel oluyor. Cebecioğlu Türkiye’nin satış beklentileri hakkında, “Türkiye savaşın hemen ardından AB’ye ciddi miktarlarda satış yapabiliyordu, ancak AB şimdi kota sistemine tabi olmayan başka kaynaklar buldu,” şeklinde konuştu. Cebecioğlu, bugün Malezya ve Endonezya gibi Asyalı ülkelerin AB’ye Türkiye’nin FOB bazlı fiyatlarına kıyasla çok daha düşük CFR bazlı fiyatlardan satış yapmasıyla birlikte “Türkiye’nin rekabet etme şansı olmadığını” ifade etti.

Rus tedarikçilerin piyasada yarattığı olumsuzluklara istinaden Cebecioğlu, 2024 yılından itibaren AB’de Rusya çıkışlı slab ve kütüğün yasaklanacağını ve Kanada’nın Rusya çıkışlı malzeme kullanılarak üretilen her türlü çelik ithalatına yaptırım uygulayacağını açıklamasının Rus menşeli ürün kullanmak konusunda tedirginlik yarattığını belirtti. Panelin sonunda çelik sektöründeki karbon ayak izi hakkında yorum yapan Alexander Gordienko, Avrupa’da ‘kirli’ çeliği yasaklama veya kısıtlama mekanizmasının devrede olduğunu, herhangi bir tarih belirlenmemiş olsa da 2030 yılına kadar sınırda karbon düzenlemesinin devreye gireceğine inandığını söyledi. Bazı diğer katılımcılar ise söz konusu düzenlemenin daha yakın, 2025 yılına kadar yürürlükte olmasını beklediklerini belirtti. 

Tüccarlar komitesi: Ticaret rotaları savaş ve enerji krizi nedeniyle değişiyor

Tüccarlar komitesi başkanı, Seba International şirketinden F.D. Baysal savaşın ardından Rusya menşeli çelik için değişen ticaret yolları hakkında konuştu. Baysal, Rusya menşeli çeliğin çoğunlukla Çin, Mısır, Tayvan ve Türkiye’ye sevk edildiğini söyledi ve “Şaşırtıcı bir şekilde 3,5 milyon mt Rusya menşeli slab hala AB’de bulunan ve Ruslara ait tesislere gönderiliyor,” şeklinde konuştu. Baysal, elektrik fiyatları dünya genelinde artmış olsa da, doğal gaz ihracatçısı olan ABD, Körfez ülkeleri ve Rusya’dan doğal gaz tedarik eden Çin gibi ciddi avantajlara sahip ülkeler olduğunu da belirtti.

Komite başkanı, tüccarlar komitesi olarak AB’nin Türkiye’ye yönelik çelik ithalat kotasında çok fazla değişiklik yapmasını beklemediklerini söyledi ve “AB’li üreticilerin buna izin vereceğini düşünmüyorum,” dedi. Baysal, Kuzey Afrika ülkeleri ve BAE gibi bazı tedarikçilerin şu anda AB’ye ihracat yaptığını ve nihayetinde AB’de pazar payına sahip olacaklarını söyledi. Baysal, Türkiye için ihracat pazarı seçeneklerinin sınırlı olduğunu, Türkiye çıkışlı arzın elektrik krizinden pek etkilenmemiş olan Çin veya Hindistan gibi ülkeler tarafından ikame edildiğini ifade etti. Bunun yanı sıra, Türkiye’nin ABD pazarına erişimi 232. Madde ve AB pazarına erişimi ise kota nedeniyle sınırlı durumda.