CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarının ardından CHP yönetiminin istifa etmesi gerektiğini söyledi ve partinin olağanüstü kurultaya gitmesi çağrısında bulundu.
CHP Yalova milletvekili Muharmem İnce de bugün benzer bir açıklama yapmıştı. Siyaset çevrelerinde CHP'de bu tür çıkışların önümüzdeki günlerde sayısının artabileceği ileri sürülüyor
Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından seçim sonuçlarını başarısız olarak niteleyen CHP’li altı milletvekili TBMM’de düzenledikleri basın toplantısıyla parti yönetimini istifaya çağırdı ve kurultay çağrısı yaptı. CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, “Genel Başkan ve ekibi demokrasilerde yeri olmayan sadece seçmeni suçlamaktan vazgeçip makamdan çekilme ve kurultaya gitme olgunluğunu göstermelidir” dedi.
CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan, Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz, İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, Mersin Milletvekili İsa Gök, Eskişehir Milletvekili Süheyl Batum, İstanbul Milletvekili Nur Serter ile birlikte TBMM’de basın toplantısı düzenledi.
Tarhan, cumhurbaşkanlığı seçiminde muhalefetin “ağır bir yenilgi” aldığını, aday tercihiyle Erdoğan’a cumhurbaşkanlığının armağan edildiğini söyledi. Çatı adayı tercihini eleştiren Tarhan, “Muhalefetin çatı adayı konusundaki tercihinin de sonuca doğrudan etkili olduğu kuşkusuzdur” diye konuştu.
CHP asla ama asla tıpış tıpış bir parti olmamalıydı
“CHP asla ama asla tıpış tıpış bir parti olmamalıydı” diyen Tarhan, şöyle devam etti: “İlk turda herkes kendini temsil eden bir adaya oy verseydi katılım güçlendirilecek ve bu taktikle ilk turda rakibin kazanma ihtimali yok edilecekti. Sonuç ortada ikinci tura taşıyabileceğimiz bir seçimi biz ilk turda kaybettik.
Dünyada herhangi bir siyasal parti yoktur ki daha seçime girmeden kendi değer ve önermelerinden vazgeçsin ve havlu atsın. Üstelik artı 1 oy için ilkelerinden ödün verip milyonlarcasını kaybetsin.
Enerji yoktu, umut yoktu, en önemlisi gerçek yoktu, bir kurgu vardı karşımızda. Oysa girdiğiniz her kabın şeklini alacağım derken bir bakarsınız ki o kaba hapsolmuşsunuz.
Oysa biz yıllardır bütün birikimimizle Recep Tayyip Erdoğan ve onun zihniyetiyle mücadele ediyoruz. Onun gibi olmak, ona benzeyerek oy almak istemiyoruz.
14 siyasi partinin adayı olan bir adayın onların toplam oyundan verilere göre yüzde 8.5, yüzde 9 düşük oy almasını bir başarı olarak nitelemek CHP’nin tabanının aklıyla alay etmektir bana göre.
Sol şerit tamamen boş bırakılmıştır
Türkiye’yi ve sorunlarını bilen ve Recep Tayyip Erdoğan’ın yolsuzluklarını, cumhuriyetle hesabını sorgulayıp yüzüne vuracak bir aday beklerken aksine onun icraatlarını beğendiğini açıklayan bir aday çıkartılması tam bir fiyaskodur. Cumhuriyet mağdur edilmiştir, sol şerit tamamen boş bırakılmıştır. Siyaset boşluk kaldırmaz. Sayın Demirtaş’ın oy artışının sorumlusu solun evrensel değerlerini, çoğulculuk, eşitlik adalet, dayanışma, emeğin önceliği, kadın hakları ve ezilenlerle ilgili bir kelam etmeyi unutan ve muhafazakar elitizme teslim olan bu anlayıştır.
Birden bire zuhur eden bir adayı aslında kimin önerdiğini sorgulamamız dahi yasaklandı. CHP’yi bu çaresiz hale düşürenler şimdi mutlu mu? Kendi tabanına yabancılaşmaktan, belleğini silip, kurucusunu unutturmaya çalışmaktan, Gezi ruhunu terk etmekten ne kazandılar?
Muhafazakar değerlerle buluşmak muhafazakarlaşarak olmazdı. Bir şeyin aslı varken kimse suretine oy vermezdi ki. Olacakları gördük, uyardık ama tehditlerle karşılaştık. CHP seçmeni incinmiştir. Suçlamak yerine sergilediği tavırdan alınacak mesajlar vardır. Umarım bu mesaj işe yarar ve bu bizim kaybettiğimiz son seçim olur. Yapılması gereken çok hızlı bir şekilde yeni bir modele dayalı kitlesel, ilkeli, kapsayıcı bir toplumsal muhalefet dinamiği oluşturmaktır.
CHP’nin programından sürekli ödün verilerek sürdürülen bu muhalefet anlayışında artık sona gelinmiştir. Ve şu kesindir CHP başkası gibi olmaya çalıştı ve kaybetti. Artık ya kendini kandırmaya devam edecek ya da yeni bir yol seçecektir.
Sayın Genel Başkan ve ekibi demokrasilerde yeri olmayan sadece seçmeni suçlamaktan vazgeçip makamdan çekilme ve kurultaya gitme olgunluğunu göstermelidir. Makamdan çekilme ve kurultaya gitme erdemini göstermelidir. Bu umutsuzluk ve kaybetme döngüsü artık kırılmalıdır. Biz içimizdeki mücadele ruhunu yatıştıracak bir sakinleştirici filan istemiyoruz. İtiraz yeteneğimiz körelsin istemiyoruz.
Bu seçim sonucu partimizin varlık, yokluk mücadelesi sürecine girdiğini, önümüzdeki genel seçimlerde ana muhalefet özelliğini dahi yitirme riskiyle karşı karşıya kaldığını göstermektedir. Bu açık ve yakın tehlike karşısında gerçek sorumluluk sahipleri olan kurultay delegelerimizi partimizin ve ülkemizin geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz.”
Soru almadılar
Tarhan, soru almadı. “Kurultay için imza toplanacak mı?” sorusuna da Tarhan, “Daha sonra değerlendirelim” demekle yetindi.