Doların düşmesine neden olan üç faktör

Pazartesi günü 18,36 ile zirveyi gören dolar/TL, daha sonra 10,27'ye kadar geriledi. Uzmanlar, doların düşüşünde üç faktörün etkili olduğuna işaret ediyor.

Merkez Bankası'nın eylül ayında başladığı faiz indirimleriyle sert şekilde yükselen döviz kurlarında bu hafta tarihi bir düşüş yaşandı.

Sözcü'nün haberine göre 20 Aralık Pazartesi günü 18,36 ile zirveyi gören dolar/TL'de, hükümetin pazartesi gece açıkladığı tedbirler sonrasında çok sert düşüş görüldü. Dalgalanmalar olsa da kur hafta içinde bir ara 10,27 seviyesine kadar geriledi.

Hükümet cephesi kur düşüşünü tamamen ‘kur korumalı TL mevduat’ uygulamasına bağlı olarak bireylerin döviz bozdurmasına bağlamaya çalışsa da, uzmanlar farklı faktörlere de işaret ediyor.

Uzmanlar, doların bu haftaki düşüşünde üç faktörü öne çıkarıyor.

TCMB'nin örtülü müdahaleleri

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati başta reddetse de sonrasında bu hafta Merkez Bankası ve Hazine'nin kura müdahalesini üstü kapalı olarak kabul etti.

Ekonomist Haluk Bürümcekçi'nin sozcu.com.tr ile paylaştığı hesaplamasına göre, 20-23 Aralık dönemindeki dört günde TCBM tarafından kime yapıldığı belli döviz satışının büyüklüğü toplamda 9 milyar dolar oldu.

İlk iki günde toplam 5,5 milyar dolar olan TCMB'nin döviz satışı, üçüncü günde 3,1 milyar dolar, dördüncü günde ise yaklaşık 400 milyon dolar oldu.

Böylece aralık ayının 23 günlük döneminde TCMB'nin doğrudan ve örtülü toplam döviz satışı 18 milyar dolara ulaştı.

TCMB’nin yüklü dolar satışları, kurdaki düşüşte etkili faktörlerin başında geliyor.

Kur korumalı mevduat

TCMB'nin artan enflasyona rağmen faiz indirimlerine giderek para musluklarını açması TL'den kaçışa neden olurken, hükümet bu kaçışı durdurmak için riskli bir hamle yaptı.

Kur korumalı TL mevduat uygulamasıyla, dolar kurundaki artışın mevduat faizini aşması durumunda Hazine'nin fark ödemesi yapması kararlaştırıldı.

Döviz mevduatlardan TL'ye dönüş için de benzer bir uygulama Merkez Bankası tarafından hayata geçirildi.

Bu uygulamanın Hazine için büyük bir borç yükü riski yarattığı, enflasyonu daha da artırabileceği, yoksullardan zenginlere servet transferi anlamına geleceği uyarılarında bulunan uzmanlar, kısa vadede ise TL'den dövize kaçışın bu yolla durdurulmasının ihtimal dahilinde olduğuna işaret ediyor.

Öte yandan, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) haftanın ilk günü, yani 20-21 Aralık dönemi için henüz döviz hesaplarda düşüş değil artış olduğuna işaret ediyor ancak diğer günlerin verisi henüz yayımlanmadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün kur korumalı TL mevduata ilişkin açıklamasında “Programın açıklanmasından beri Türk lirası mevduatlar bugün saat 15.00 itibarıyla 23,8 milyar liranın üzerinde arttı ve ivmelenerek artmaya devam ediyor.” demişti.

Kredi faizlerinde çok sert artış

TCMB'nin politika faizini son üç ayda toplamda 500 baz puan düşürerek yüzde 14'e çekmesine rağmen, kısa vadeli ticari kredi faizleri dışında diğer kredi türlerinde faiz düşüşü olmamıştı.

Bu hafta ise kredi faizlerinde çok sert yükseliş oldu.

Ticari kredi ve ihtiyaç kredisinde faizler yüzde 30'lara kadar yükseldi. Bazı bankalarda bu oranlar yüzde 40'lı seviyeleri buldu.

TL mevduat faizlerinde de bu hafta 3-4 puanlık yükseliş yaşandı.

Bankacılık kaynakları bu durumun, düşük politika faizi ortamında oluşan yüksek dolarizasyon ve TL likidite sıkışıklığı sürecinde, yılsonu yaklaşırken bankaların bilançolarını korumak için TL'ye daha yüksek faiz vermesi yarışı ve bunun sonucu artan fonlama maliyetlerinin kredi faizlerine yansımasından kaynaklandığını söylüyor.

Ocak ve şubat aylarında resmi tüketici enflasyonun yüzde 30'lara yaklaşacağı beklentisi ve sermaye yeterlilik oranlarındaki bozulmaya karşı önlemler de bankaları kredi faizlerini yükseltmeye itti.

Kredi faizlerindeki ve mevduat faizlerindeki sert artış, TL'nin değer kazancında etkili olan bir diğer faktör oldu.