Hürriyet yazarı Noyan Doğan'ın konuyla ilgili bugünkü yazısı şöyle:
Geçen hafta İstanbul’u vuran dolu felaketi sonrası oto hasarlarında tam anlamıyla kaos yaşanıyor. Sigortacılar hasara yetişemiyor, başta cam olmak üzere yedek parça bulunamıyor, tamirhaneler dolup taşıyor, vatandaş aracının tamiri için 2-3 ay sonraya ancak gün alabiliyor. Hemen hemen her gün de okuyuculardan onlarca şıkâyet geliyor. Ancak son bir-iki gündür tüketici cephesinde farklı bir panik yaşanıyor. Gelen şıkâyetlerde, okuyucular; kasko sigortasında hasar ihbarının 5 günle sınırlığı olduğu, sonrasında yapılan başvuruları sigorta şirketlerinin kabul etmeyeceği yönünde duyum aldıklarını belirtip, böyle bir uygulama olup olmadığını soruyor. Öyle ki, eş dost telefonla arayıp, 5 gün süresini merak ediyor. Nereden duyduklarını sorduğumda ise kimileri sigorta acentesinden kimileri tamirhanelerden duyduklarını söylüyor.
BİLDİRME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Kasko sigortası genel şartlarına baktım; doğru, böyle bir uygulama var. Genel şartlarda, “Sigortalı veya sigorta ettiren, rizikonun gerçekleştiğini öğrendiği tarihten itibaren en geç 5 iş günü içinde sigortacıya bildirimde bulunmakla yükümlüdür” yazıyor. Dolu felaketi geçen hafta Perşembe günü yaşandığına, genel şartlarda da 5 işgünü yazdığına göre, hasar ihbarı için sigorta şirketine başvurma süresi bugün doluyor.
Peki, 5 günlük süre içinde başvurulmaz, gecikme yaşanırsa ne olacak? Öyle ya, tatilde olup, halen aracındaki dolu hasarını bilmeyen de var, hem tamirhanelerin doluluğu hem de parça sorunu nedeniyle ‘ortalık sakinleşsin sonra sigortaya başvururum’ diyen de var.
Sordum, soruşturdum. Birincisi, kasko genel şartlarında böyle bir madde olsa bile Türk Ticaret Kanununda zaman aşım süresi 2 yıl. Sigorta şirketleri ile de konuştum, kimileri 5 günlük süre şartını uygulamayacaklarını, kimileri de bunun bir doğal afet olduğunu, süre kısıtlamasının işlemeyeceğini söylüyor. Hukukçulara da sordum, böyle bir madde olsa bile tüketici dava açarsa sigorta şirketinin hasarı ödemek zorunda kalacağını belirtiyor.
150 BİN ARAÇ HASAR GÖRDÜ KAOS ÇIKTI
GEÇEN hafta yaşanan dolu felaketinde 150 bine yakın sigortalı araç hasar gördü. Sigortacıların kasko sigortasında Türkiye genelinde günde ortalama 4 bin hasar dosyası açtığı hesaba katıldığında; İstanbul’da, sadece bir günde 150 bin aracın zarar görmesi kaskoda tarihin en büyük hasarı olarak nitelendiriliyor. Araç başına hasarın 2 bin 500 ila 3 bin lira arasında olduğu, toplam sigortaya maliyetinin ise 350 milyon TL’yi bulacağı tahmin ediliyor. Böyle büyük bir hasara sigortacılar da tamirhaneler de hazırlıklı değil. O nedenle bugün tamirhaneler dolup taşıyor, hatta araçları kabul etmiyor, 2-3 ay sonraya gün veriyor, servisler diğer illerden başta cam olmak üzere yedek parça ve özellikle de eleman temin ediyor, eksperler hasar tespitine yetişemiyor. Öyle ki, büyük bir otomobil markasının servisi, Brezilya’dan servis elemanı bile getirtmiş durumda. Sigortacılar ise anlaşmalı servislere önce cam hasarlarının giderilmesi, kaporta hasarlarının ise sonraya bırakılması yönünde talimat vermiş durumdalar.
MUAFİYETE DİKKAT!
Dolu hasarı ile ilgili okuyuculardan gelen şıkâyetlerden bir kısmı da sigorta şirketlerinin özellikle cam hasarında kaskoda muafiyet uyguladıkları yönünde. Bu konuda, kasko sigortası genel şartlarında, “Sigorta poliçesinde, tespit olunan bir miktara veya hasar ile sigorta bedelinin belli bir oranına kadar olan zararın sigortacı tarafından tazmin edilmeyeceği kararlaştırılabilir. Bu şekilde belirlenen muafiyetler poliçeye yazılır” deniyor. Dolayısıyla her sigorta şirketinin bu konuda farklı uygulaması var. Kimi şirketler, bugün yaşandığı gibi tüketiciye, “Benim anlaşmalı servisime gidersen hiç para ödemeden camın değişir, başka bir servise gidersen hasarın şu kadarını karşılarım, üzeri size ait” diyebilir. Ayrıca, orijinal cam takılıp takılmayacağı da poliçe yazar.