DW Türkçe'nin haberine göre dolar ve euro’nun hızlı yükselişinin önüne geçmek için uygulamaya sokulan "Dövize Endeksli TL Mevduatı" uygulamasının beraberinde getirdiği tartışmalar sürüyor. Özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın uygulamayı duyurduğu gece dolar 18 liradan 11 liraya kadar gerilerken hükümet tarafından yapılan açıklamalarda buradaki keskin düşüşte vatandaşlar tarafından bozdurulan dolar miktarının payı olduğu vurgulanıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati de dolardaki büyük düşüşü vatandaşların iştahla döviz satmasının sağladığını belirtiyor. Ancak BDDK tarafından paylaşılan günlük verilere göre 17 Aralık günü 163.8 milyar dolar olan gerçek kişilerin döviz hesaplarındaki büyüklük bugün 163.2 milyar dolar seviyesinde. Mevduat hesaplarının tamamına bakıldığında ise 17 Aralık'ta 260 milyar dolar olan büyüklük bugün 261.2 milyar dolar. Perşembe günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) açıklayacağı verilerle, uygulama sonrası Türk Lirası ve dolarda yaşanan hareket daha net ortaya çıkacak.
DW Türkçe’ye değerlendirmelerde bulunan ekonomistlere göre bu konuda net bir çerçeve çizmek için önümüzdeki ayları beklemek gerekiyor.
"Rezervlerdeki erimeye bakıyoruz"
Yabancı para cinsinden mevduat hesaplarında erimeden ziyade bir artış gerçekleştiğini söyleyen ekonomist Arda Tunca, “Burada takip ettiğimiz veriler olacak. Kişilerin ve kurumların döviz hareketlerini daha net göreceğiz. BDDK’nın verilerine göre vatandaşların döviz hesaplarında şimdilik bir düşüş görünmüyor. Aksine hala küçük de olsa bir artış var. Yeni verilerde bunları takip edeceğiz. Bildiğimiz önemli şeylerden biri de Merkez Bankası rezervlerindeki hızlı erime. Kurun hızla gerilemesinin nedenini biz burada arıyoruz. Son bir ayda 18 milyar dolarlık bir erime var” ifadelerini kullandı.
"Sistemin tanıtılmaya ihtiyacı var"
Hazine ve Maliye Bakanı Nurettin Nebati son olarak yeni sisteme geçişin 38 milyar liralık bir büyüklüğe ulaştığını belirtmişti. Buradaki en önemli noktanın geçişin nereden kaynaklandığı olduğunu söyleyen ekonomist Soner Kuru, “Eğer bu geçiş net olarak döviz mevduatlarından gerçekleşmediyse sistemin biraz daha zamana ve tanıtılmaya ihtiyacı var. Ayrıca bu miktar oransal olarak da küçük kalıyor. Zira bankacılık sistemi içerisindeki 5 trilyon liralık mevduattan bahsediyoruz” diyor.
"En iyi senaryoda 10-15 milyar dolar"
Bu uygulamanın henüz tam olarak anlaşılmadığını ve beklemek gerektiğini belirten TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Atılım Murat'a göre bankacılık sisteminde 120 milyar dolarlık bir kemikleşmiş döviz mevduatı bulunuyor. Murat, şu ayrıntının altını çiziyor: “Yaklaşık 142 milyar dolarlık bir döviz hesabından bahsediyoruz. Bunun 120 milyar doları bu konuda çok katı. Sürekli dolar alarak birikimini yükseltiyor. 10-15 milyar dolarlık kısım için yüzer-gezer ifadesini kullanabiliriz. Onlar yükseldiği zaman satış düştüğü zaman alıyorlar. Sürekli aynı davranışı sergiliyorlar. O nedenle eğer vatandaşlar ikna olur ve bu finansal ürüne inanırlarsa çok iyi bir senaryoda önümüzdeki aylarda 10-15 milyar dolarlık bir bozum olabilir.”
"Uygulama değil söylem etkili oldu"
Doların 18 lira seviyesinden hızla aşağı yönlü hareket etmesindeki ana nedenin bu yeni çıkan ürün olmadığını söyleyen Soner Kuru, “Bunun nedeni net olarak bu değil. İnsanlar Cumhurbaşkanı’nın açıklamalarına odaklandı. Dövizin hızla düşeceğine bir inanç oluştu. Yani biz bozdurulan dolarlardan çok söylem gücünün etkisini gördük. Zaten şimdilik bu ürün tam anlaşılmış değil. Çok fazla soru alıyoruz. Henüz bu uygulamanın planlı bir şekilde bütçede yerinin olmaması da biraz kafaları karıştırıyor. Ama zamanla bu sorular da giderilecektir” şeklinde konuştu.
Kuru, Dolar/TL’de 12.20 seviyesinin ise kritik olduğunu önümüzdeki günlerde bu seviyenin dikkatle izleneceğini belirtti.
Enflasyona endeksli ürün
Merkez Bankası’nın perşembe günü açıklayacağı verilerin bu uygulamanın geleceği hakkında net fikirler vereceğini söyleyen Atılım Murat, “Hem Merkez Bankası rezervlerinde ne olup bittiğini göreceğiz hem de program açıklandıktan sonra döviz hesaplarında bir bozulma olup olmadığını göreceğiz. Onun sonrasında da bir enflasyon verisi açıklanacak. Ve burada beklenti çok yüksek. Vatandaş o enflasyon oranını da görmek isteyecektir. Enflasyon ocakta ve şubatta yüzde 40-45 bandına oturacak. O zaman bu yeni uygulamada yüzde yaklaşık yüzde 25 negatif reel faiz olacak. Bu da vatandaşın bu uygulamaya geçip geçmeme noktasında kafasını karıştıracaktır. O nedenle biraz zaman geçtikten sonra enflasyon korumalı yeni bir ürünün gelebileceğini düşünüyorum” diye konuştu.
"Faizleri düşürelim derken daha da artırdık"
Türkiye’nin faizi ve finansman maliyetlerini aşağı çekeyim derken tam tersine faizleri yükselttiğini anlatan Arda Tunca ise, Merkez Bankası’nın oluşan son durumda piyasa üzerindeki kontrolünü kaybettiğini söyledi. Tunca, “Merkez Bankası eylülden itibaren faizlerini indiriyor ancak piyasadaki bütün mevduat faizleri, kredi faizleri yukarı geldi. Aynı şekilde devletin kamu borçlanması için Türk Lirası için her vadede borçlanma faizleri yukarı geldi. Eurobond’ların faizleri yukarı geldi. Merkez Bankası’nın kendi uyguladığı faizlerle piyasa faizleri arasındaki bağlantı koptu” dedi.