ABD başkanlık seçimlerinden sonra hisse senedi yatırımcıları, yükselen Hazine tahvil getirilerini absorbe ederek, Cuma günü rekor seviyelere ulaştı. Ancak şimdi asıl soru, yeni Başkan Donald Trump’ın göreve gelmesinin ardından piyasadaki bu rallinin devam edip etleyeceği?
Trump’ın seçim zaferiyle birlikte Senato kontrolünü Cumhuriyetçilerin ele geçirme potansiyeli, tahvil piyasaları için de dikkat çekici sinyaller verdi. Trump’ın kurumsal vergi indirimlerinden ticaret politikalarına kadar geniş yelpazeye yayılan ekonomi politikalarının enflasyon riskini artırabileceği beklentisi, Hazine tahvillerine olan talebi düşürerek getirileri yükseltti. Çarşamba günü, seçim sonuçlarının ardından ABD devlet borçlarında yoğun satışlar görüldü; 30 yıllık Hazine tahvili getirisi, 15,3 baz puan artarak 13 Haziran 2022’den beri en yüksek seviyesine ulaştı. On yıllık tahvil faizleri de son dört ayın en yüksek seviyesine çıkarken, enflasyon başabaş oranı %2,5 seviyesine yaklaşarak piyasada yükseliş endişesi yarattı.
Yükselen tahvil getirileri, şirketler için sermaye maliyetini artırarak, yüksek değerlemeleri daha zor kılan bir tablo yarattı. Ancak bu durum, Dow Jones Endüstriyel Endeksi’nin seçim sonrası kazançlarını engellemedi; Çarşamba günü Dow, 1.508 puanla %3,6 artarak Kasım 1896’dan bu yana seçim sonrası en büyük sıçramasını kaydetti. Dow, S&P 500 ve Nasdaq Composite, Cuma gününü yeni zirve seviyelerde kapatarak güçlü bir haftayı tamamladı.
Getiriler %5’i Görebilir
Seçim sonuçlarından önce hisse senetleri, Eylül ve Ekim’de %4,3 seviyesinin üzerine çıkan on yıllık tahvil getirilerine uyum sağlamaya çalışıyordu. Şimdi, bazı ekonomistler 10 yıllık tahvilde %5 getiri beklentisini gündeme getiriyor. Pennsylvania merkezli Penn Mutual Asset Management CEO’su Mark Heppenstall, tahvil piyasasında faizlerin yükselmesiyle, hisse senedi piyasalarının hoşlanmayacağı seviyelere yaklaşılabileceğini belirtti.
Önümüzdeki hafta Çarşamba günü açıklanacak olan Ekim ayı tüketici fiyat endeksi (TÜFE), ABD’nin enflasyon görünümüyle ilgili yeni bir güncelleme sunacak. Ancak Trump’ın seçim zaferinin fiyatlar üzerinde uzun vadede nasıl bir baskı yaratacağı konusu halen tartışma yaratıyor. Heppenstall, Cumhuriyetçilerin ulusal açığı dizginleme yönünde adım atmaması durumunda, tahvil piyasasının mali disiplin için “gerekli baskıyı” yapabileceğini belirtti. Eğer mali teşvik politikaları ve vergi indirimleri devam ederse, Fed’in faiz indirimlerini piyasanın beklediğinden daha erken durdurmak zorunda kalabileceğine dikkat çekti.
Trump’ın Ekonomik Politikaları Enflasyon Baskısı Yaratabilir mi?
Çarşamba günü Hazine tahvillerinde görülen yüksek volatilite, hafta sonunda biraz yavaşlasa da, Trump’ın ticaret tarifeleri politikalarının getirebileceği olası enflasyon etkileri piyasada tartışılmaya devam etti. Trump, Çin ithalatına en az %60 gümrük vergisi uygulanmasını önerdi. Trump’a yakın ekonomi danışmanları da federal harcamalarda en az 2 trilyon dolarlık kesinti yapılmasını savunarak hükümet açığının büyümemesi için mali disiplinin sağlanması gerektiğini ifade etti.
Raymond James’in yatırım müdürü Larry Adam, yatırımcıların ABD devlet borçlarına olan talebinin sürdüğünü belirtti. Yüksek borçlar ile hisse senedi performansı arasında istatistiksel anlamda bir bağlantı olmadığını ve borcun hisse senedi piyasasında bir engel oluşturmadığını ifade etti.
Piyasa İçin Bir Sonraki Adım
Yatırımcılar için bir sonraki soru, piyasa rallisinde hangi stratejilerin izleneceği. Siebert baş yatırım yetkilisi Mark Malek, yatırımcıların daha yüksek kısa vadeli getirilerden yararlanmak için Hazine bonoları ve nakit benzeri enstrümanlara odaklanabileceğini söyledi. Malek, “ABD ekonomisini canlandırmaya yönelik bir dizi özel gündem var. Özellikle kurumlar vergisinin düşürülmesi gibi adımların piyasalar için olumlu etkiler yaratacağını varsayabiliriz” dedi. Yüksek düzeyde, bu olumlu gelişmeler ekonomiye ve hisse senetlerine destek sağlarken, enflasyon baskılarının nasıl sonuçlanacağını bekleyip görmek gerekecek.
Tahvil piyasası, 11 Kasım Gaziler Günü’nde kapalı olacak. Salı günü açıklanacak NFIB küçük işletme endeksi ile perakende satışlar ve sanayi üretimi gibi ekonomik veriler, haftanın bir diğer önemli gündem maddesi olacak.