Deutsche Bank, ABD borsalarının 2024 yılında etkileyici bir performans sergilediğini, ancak bu boğa rallisinin önünde bazı engellerin olduğunu açıkladı. Banka tarafından yayımlanan bir notta, hisse senetlerindeki yükselişin ivmesini sekteye uğratabilecek üç ana risk faktörü vurgulandı.
S&P 500 endeksi, 2024 yılı boyunca Donald Trump’ın başkanlık politikalarının piyasaları olumlu etkileyeceği beklentisiyle %26 artış göstermişti.
Deutsche Bank’ın makro stratejisti Henry Allen, “Piyasalar şu an güçlü görünse de, yıl içerisinde bazı dalgalanmalar yaşandığını hatırlamak önemli,” diyerek bu risklerin herhangi birinin uzun vadede etkili olmasının ciddi bir satış dalgasına yol açabileceğini belirtti.
Deutsche Bank'a göre ABD borsalarında yükselişi tehdit eden 3 büyük risk şunlar
1. ABD Ekonomisinde Olası Gerileme
ABD ekonomisinin “yumuşak iniş” senaryosunu başarıyla gerçekleştireceği beklentisi yaygın olsa da, Allen, beklenenden daha güçlü bir ekonomik zayıflamanın hisse senetleri için ciddi bir tehdit oluşturabileceğini söyledi. Özellikle bu yaz yaşanan zayıf istihdam verileri ve Fed’in faiz artırımı kampanyası, ekonominin tökezleme riskini artırmıştı.
“Neyse ki ABD ekonomik verileri sonradan toparlandı,” diyen Allen, eğer bir resesyon işaretleri belirirse, bu durumun hisse senetlerinde çok daha şiddetli bir satış dalgasına yol açabileceğini vurguladı.
Analistler ayrıca, 2025 yılı için GSYİH büyüme beklentilerinin yüksek olduğunu ve bu durumun piyasanın beklentilerini karşılamayı zorlaştırabileceğini ifade etti.
2. Jeopolitik Çalkantılar
Bu yıl boyunca, Orta Doğu’da artan gerilimler ve Ukrayna-Rusya savaşı gibi jeopolitik olaylar, piyasalarda dalgalanmalara neden olmuştu. Özellikle petrol fiyatlarındaki yükseliş, hisse senetleri üzerinde baskı yaratmıştı.
Deutsche Bank, piyasanın jeopolitik risklere karşı oldukça duyarlı olduğunu belirterek, yeni bir çatışma ya da mevcut krizlerin tırmanması halinde hisse senetlerinde büyük bir düşüşün olası olduğunu söyledi. Allen, “Geçmiş deneyimlerimiz, geniş çaplı bir çatışmanın piyasalarda ciddi olumsuz etkiler yaratabileceğini gösteriyor,” dedi.
3. Yükselen Enflasyon
ABD’de enflasyon oranları, 2022’deki %9 seviyelerinden %2,6’ya düşmüş olsa da, piyasa halen enflasyon riskini yakından takip ediyor. Özellikle tüketici fiyat endeksindeki hafif yükseliş, piyasada belirsizliğe neden olmuştu.
Allen, “Eğer enflasyon kalıcı bir şekilde yüksek seviyelerde kalırsa, bu durum Fed’in daha agresif faiz politikaları uygulamasına yol açabilir,” ifadelerini kullandı. Yüksek enflasyon, tahvil satışlarını artırabilir ve faiz indirimi beklentilerini zayıflatabilir.
Deutsche Bank ayrıca, Fed’in tercih ettiği Kişisel Tüketim Harcamaları (PCE) endeksinin, 2025 ve 2026 boyunca hedeflenen %2 seviyesinin üzerinde kalmaya devam edeceğini öngördüğünü belirtti.
Piyasa Duyarlılığı ve Analist Görüşleri
Bazı Wall Street analistleri, endekslerin tüm zamanların en yüksek seviyelerinde seyrettiğini ve bu durumun piyasa rallisinin abartılı olduğu izlenimini yaratabileceğini savunuyor. Ancak yatırımcıların büyük bir kısmı, önümüzdeki altı ayda hisse senetlerinde düşüş beklemediğini belirtiyor.
AAII Yatırımcı Duyarlılığı Anketi, yatırımcıların yalnızca %33’ünün piyasaların düşeceğini düşündüğünü gösterirken, büyük bankaların analistleri genel olarak iyimser tahminler yayımlıyor.
Deutsche Bank, tüm bu risklere rağmen piyasanın dirençli kalabileceğini, ancak yatırımcıların potansiyel tehditlere karşı dikkatli olmaları gerektiğini ifade etti.