Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) eylül ayı enflasyon verilerini eylülde yüzde 1,25 artışla yüzde 19,58 olarak açıkladı.
Yine TÜİK verilerine göre işsizlik rakamları yüzde 12,7 seviyesinde oldu.
TÜİK verileri hakkında tartışmalar sürerken Türkiye için stagflasyon uyarısı yapıldı.
Gerçek Gündem'in haberine göre Deva Partisi Yerel Yönetimler ve Şehircilik Politikaları Yönetim Kurulu Üyesi, Ekonomist Barış Çalışkan Türkiye'de stagflasyon beklentilerine neden olan gelişmeleri Gerçek Gündem'e değerlendirdi.
Dünya genelini ekonomik olarak etkileyen ve piyasaların takip etmeyi sürdürdüğü ABD'deki gelişmeleri Barış Çalışkan, "Gelişmiş ülkelerde gayri safi yurt içi hasılanın büyük bölümü hizmet sektöründen gelmektedir. Koronayla birlikte daralan hizmet sektörü, korona önlemlerinin gevşetilmesiyle gayri safi yurt içi hasıla büyümesindeki payını sanayi sektörüne bıraktı. ABD sanayi üretimi verisini incelediğimizde, baz etkisiyle, verinin yaz aylarında %17.6lık büyümeye ulaştığını gözlemliyoruz. Ancak baharla birlikte ABD sanayi üretimi büyümesi, artan enerji maliyetleri ve talepdeki düşüşü etkisiyle %5.95lere kadar gerilemiş durumdadır." ifadeleriyle özetledi.
Çalışkan, "Bu verileri göz önünde bulundururken koronanın ekonomi ve sosyal hayat üzerindeki etkisinin devam ettiğini, hizmet sektörünün eski haline dönmesinin zaman alacağını da unutmamak gerekir." değerlendirmesinde bulundu.
Liradaki değer kaybının etkilerine dikkat çeken Çalışkan, "Dünyada artan enerji maliyetlerinin yanında ülkemizin para biriminin değer kaybetmesi, ülkemizdeki enflasyonist baskıyı daha da artırmaktadır. Bardağın dolu tarafında, son çeyrekte açıklanan, baz etkisiyle %21.7lere ulaşan büyüme oranımızı görebiliriz. Bu büyüme, temel olarak, çoğu ülkede olduğu gibi sanayi tarafında yaşanan arz ve talep artışından kaynaklanmaktadır. İlkbaharda %66 oranında büyüyen sanayimiz, sonbaharda hız kaybederek %8.7 büyüme oranına ulaşmıştır." dedi.
Ekonomist Barış Çalışkan sözlerini şöyle sürdürdü:
Artan enflasyona para politikası ve maliye politikası araçlarıyla cevap veremememiz de değişken olarak incelemelerimize eklendiğinde önümüzdeki yıllarda artan oranlarla enflasyon yaşayacağımız muhtemeldir.
Sanayi sektöründeki genişlemeyle yakaladığımız büyümenin yavaşlama sinyalleri vermeye başladığı verilerle sabittir. Bu da fiyat artışı ve ekonomik daralmanın aynı anda görülme kavramına verilen ismi yani stagflasyonu 2022 senesinde ülkemizin önündeki en büyük ekonomik engellerden biri olarak karşımıza çıkarmaktadır. Ekonomik daralmanın işsizlik oranını artıracağı gözlerden kaçmamalıdır.