Antalya'da çalıştığı bankadan bireysel kredi kullanan vatandaş, bir süre sonra malulen emekli oldu. Banka, borcunu ödeyemeyen malulen emekli eski personelinin maaşına bloke koydurdu. Yıllarca görev yaptığı bankanın, herhangi bir haciz talebinde bulunmadan maaşına bloke koymasıyla sarsılan malulen emekli vatandaş, soluğu Antalya 1. Tüketici Mahkemesi'nde aldı.
Davacı emekli, davalı banka tarafından daha önceki bankaya olan borçları sebebiyle malulen emekli maaşına bloke konulduğunu ileri sürerek, blokenin kaldırılmasını ve hesabından çekilen paraların iade edilmesini talep etti. Mahkemede savunma yapan banka avukatı da davaya konu işlemin tüketici kredisi olmadığını bu sebeple mahkemenin görevsiz olduğunu belirterek, davanın reddini istedi. Mahkeme, bankanın tüketici kredisi ve kredi kartı alacağından dolayı davacı aleyhine herhangi bir haciz talep yazısı olmadan ve davacı borçlunun açık muvâfakati bulunmadan emekli maaş hesabının bloke konulmasını yasaya aykırı buldu. Mahkeme, blokenin kaldırılmasına ve maaştan kesilen paranın iadesine hükmetti. Davalı banka kararı temyiz etti.
Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, emsâl bir karara imza attı. Alacağın dayanağını teşkil eden sözleşmelerin incelendiğine dikkat çekilen Yargıtay kararında, "Davacının imzaladığı bireysel kredi sözleşmesinde, bankanın rehin, hapis ve takas hakkı hüküm altına alındığı, bankaya hesap ve alacaklar üzerinde rehin, takas ve mahsup hakkı tanındığı görülmektedir. Ek sözleşme başlıklı taahhütnamede de 'Bankadaki görevinden ayrılma, emeklilik ve ölüm halinde banka veya T.C. Emekli Sandığı’ndan olan her türlü hak ve alacaklarımın da bu borcuma mahsup edilmesini şimdiden kabul ve taahhüt ederim.' hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda kredi sözleşmeleri ve davacıdan alınan ek sözleşmedeki taahhüdü kapsamında davacının davalı banka nezdindeki maaş hesabına bloke konularak kesinti yapılması haksız şart niteliğinde değildir. Hem sözleşmeler ile hem de ayrıca düzenlenen ek sözleşme ile bu husus taahhüt edilmiştir. Mahkemece davanın kabul edilmesi yasaya aykırıdır. Kararın bozulmasına oy birliği ile karar verilmiştir." denildi.