1,2 trilyon dolarlık varlığıyla dünyanın en büyüğü olan Norveç Varlık Fonu'nun CEO'su Nicolai Tangen, bugün çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Jeopolitik gelişmeler ve enflasyon nedeniyle gelecek dönemde zorlu piyasa koşulları beklediğini belirten Tangen, en kötü riskin ise “stagflasyon” olduğunu açıkladı.
Tangen, yüksek enflasyon ve ekonomik durgunluğun birlikte yaşandığı kriz durumunu ifade eden stagflasyonun ortaya çıkması durumunda fonun değerinin yüzde 40 gibi büyük bir oranda azalabileceği uyarısında bulundu.
Yüzde 40’lık kayıp, fon için 480 milyar dolarlık kayıp anlamına geliyor.
Zaten yükselişte olan enflasyonun Ukrayna'daki çatışmayla birlikte artışını sürdürdüğünü belirten Tangen, diğer yandan faizlerin hâlâ çok düşük ve hisse senedi fiyatlarının yüksek olduğunu söyledi.
Ukrayna'daki savaşın jeopolitik sonuçlarını kestirmenin zor olduğunu ancak son 30 yılın en büyük değişimlerinin söz konusu olmasının muhtemel olduğunu belirten Tangen, şöyle devam etti:
“Süper güçler arasında artan sürtüşmelerin ve küreselleşmenin tersine dönmesinin piyasaları etkileyeceği muhakkak.”
Bu durum karşısında saklanacak bir yer olmadığını, yabancı hisse senedi, tahvil, gayrimenkul ve yenilebilir enerji projelerine yatırım yapan fonun küresel piyasaların maruz kalacağı riski yönetmek zorunda olduğunu söyleyen Tangen, “Bütün bunlar birlikte düşünüldüğünde önümüzde zorlu bir yol var” dedi.
Yenilebilir enerji yatırımlarını fonun toplam varlığının yüzde 2'sine yükseltmesi yönünde Norveç Parlamentosu'nun aldığı kararın hayata geçmesinin biraz zaman alacağını belirten Tangen, yenilenebilir enerji alanında rekabetin keskin olduğunu ve doğru yatırımı bulmanın zor olduğunu dile getirdi.
Tangen ayrıca, portföylerindeki Rusya varlıklarını henüz satamadıklarını, birçok şirketin yaptırım listesinde olduğunu ve piyasanın işler halde olmadığını açıkladı.
2021 sonu itibarıyla fonun Rusya merkezli hisse senetlerindeki yatırımı yaklaşık 2,9 milyar dolar seviyesindeydi. Bu rakam, toplam fon varlığının yüzde 0,2'sine denkti. Bu tarihten bu yana, savaşın etkisiyle, söz konusu Rusya yatırımlarının değeri en az yüzde 90 düştü.
Pandeminin ardından toparlanmaya çalışırken bu defa da Ukrayna krizi ve yaptırımlarla sarsılan küresel ekonomide, yüksek enflasyon ve ekonomik yavaşlama endişeleri artıyor.
ABD’de martta yüzde 8,5 ile 40 yılın zirvesine yükselen enflasyonu frenlemek için martta ABD Merkez Bankası’nın (Fed) parasal sıkılaştırmanın gazına basması bekleniyor.
Fed’in yüzde 0,25-0,50 aralığındaki politika faizini yarın 50 baz puan daha artırması beklenirken, sonraki iki toplantıda 75 baz puanlık artış seçeneklerinin masada olabileceği belirtiliyor.
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) da nisanda yüzde 7,5 ile rekor seviyeye yükselen enflasyonu kontrol altına almak üzere yüzde 0 seviyesindeki faizleri bu yıl içinde yükseltmeye başlaması bekleniyor ancak ekonomik yavaşlama endişeleri bankanın işini zorlaştırıyor.
Fed’in ve diğer gelişmiş ülke merkez bankalarının faiz artışlarının yanı sıra savaşla birlikte şiddetlenen tedarik zinciri sorunlarının küresel ekonomiyi derinden dan kaynaklı enflasyon sorunlarının ve aşırı değerlenmiş hisse senedi piyasalarındaki sarsıntıların devam etmesi bekleniyor.
Bu nedenlerden dolayı, enflasyon içinde durgunluk anlamına gelen stagflasyon riski son dönemde giderek daha fazla konuşuluyor.