Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları (ERDEMİR) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Pandır, yurt içi ve yurt dışında satın alma fırsatlarını değerlendirdiklerini belirterek, "Bu satın almanın rakamsal değeri değişken olabilir. Rakiplerimizin durumu yurt içinde çok parlak değil. Konsolidasyon olabilir. Konsolidasyon olursa Türkiye'de bir satın alma fırsatı doğabilir" dedi.
Sektördeki gelişmelere ilişkin soruları yanıtlayan Pandır, seçim sonuçlarının sektöre yansımasına yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Pandır, şu anda siyasiler de dahil hiç kimsenin kafasında oturmuş bir koalisyon modeli olmadığı tahmininde bulunarak, "Herkes bir model yaratmaya çalışıyor. Benim gördüğüm, herkes pozitif bir şekilde erken seçim olmasın, koalisyonla çözülsün diye uğraşıyor. İnşallah istikrarın bozulmayacağı, iyi çalışan bir koalisyon modeliyle Türkiye yoluna devam eder" ifadelerini kullandı.
Faaliyet gösterdikleri sektörün, yurt içi gelişmelere kıyasla küresel emtia fiyatları ve konjonktürel hareketlerden daha fazla etkilendiğine işaret eden Pandır, sektördeki yatırımların genelde uzun vadeli olduğunu vurguladı.
Pandır, bu nedenle kısa vadeli gelişmelere daha az bakarak karar verdiklerini belirterek, şunları söyledi:
"Entegre tesis olmamızdan dolayı 1,5-2 ay önceden satış yapmak zorundayız. Müşterilerimizin ağustos ayına sipariş verirken, 'Koalisyon kurulur mu, kurulmaz mı?' diye düşünme şansı yok. İşlerin ve talebin böyle devam edeceği varsayımıyla devam ediyoruz. Dolayısıyla çalkantılar, bu sektörü çok fazla etkilemiyor. Son dönemde ekonomide dalgalanma olsa da talep konusunda sıkıntı yaşamadık. Ancak şöyle etkileniyoruz: Biz, satışlarımızı dolarla yapıyoruz ama bizden mal alan sanayi veya tüccar dolarla satmıyor. Onun için de paritedeki hareketler tedirginlik yaratabiliyor."
Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3 civarında büyüyeceğini öngördüklerini aktaran Pandır, bütçedeki dolar tahminlerinin ise mevcut seviyeye göre düşük kaldığını bildirdi.
"Bu yıl 8 milyon ton civarında ilave ithalat olacak"
Ali Pandır, Türkiye'de çelik sanayi sektörünün, talepte azalmadan veya pariteden kaynaklı herhangi bir sorununun bulunmadığını vurgulayarak, ancak ithalat noktasında problem yaşandığını ifade etti.
Pandır, bu noktada Çinli üreticilerin ihracata yönelmesini "sektör açısından büyük tehlike" şeklinde nitelendirerek, şunları kaydetti:
"Geçen yıla kadar Çin'in bu bölgeye ihracatı yok denecek kadar azdı. Daha çok kendi coğrafyasına ihracat yapan Çin'de, büyüme hızı yavaşlayınca kapasite fazlası ortaya çıktı. Bu nedenle de ihracata yöneldi. Geçen yılın ilk 4 ayında 1 milyon ton olan yassı çelik ithalatı, bu yıl aynı döneminde 1,6 milyon tona çıkmış.
Bu ithalatın 335 bin tonu Çin'den yapılmış. Bu da geçen yıl ihracatı sıfır olan Çin'in, bu yıl 1 milyon ton ihraç edeceği anlamına geliyor. Türkiye'de 19 milyon tona yakın yassı çelik kapasitesi var ve 15 milyon tona yakın tüketim kapasitesi var. Şu anda üretim 10 milyon ton civarına düştü. Dolayısıyla sektörün ortalama kapasite kullanım oranı da yüzde 50-55'ler seviyesine geriledi."
ERDEMİR olarak Çin ile rekabet edebildiklerini, ancak rakip firmalarda kapasite kullanım oranının yüzde 25'lere düştüğünü belirten Pandır, söz konusu atıl kapasite nedeniyle işten çıkarmaların başlayabileceğini dile getirdi.
Pandır, bu noktada çözümün adaletli ticaret veya anti dampingsiz ticaretten geçtiğini ifade ederek, "Korumacılık tercih ettiğimiz bir şey değil ama artık bütün dünya korumacılık yapmaya başladı. Çin'in çok büyük oranda dampingli mal sattığını düşünüyoruz. Bununla başa çıkmak için biraz vergi koyup, rekabeti daha adil bir seviyeye getirmek lazım. Adaletsiz, dampingli fiyatlarla Pazarı'mıza zarar verilmesine engel olunmalı. İstihdam yaratmak, katma değer üretmek varken, Çinli ve Rus şirketleri besliyoruz" diye konuştu.
Bu yıl 8 milyon ton civarında ilave ithalat olacağı öngörüsünde bulunarak, "Burada katma değer başına en az 100 dolar kaybetseniz, Çinli ve Rus üreticilerin cebine Türkiye'nin kasasından yaklaşık 1 milyar dolar para girmiş olacak. Bu da cari açığa 1 milyar dolarlık direkt negatif katkı" dedi.
"Üretim hatlarına yatırım yapıp, özel kalite ağırlıklı ürünlere geçeceğiz"
Ali Pandır, mega projelerle çelik sektörüne talebin arttığını, mevcut siyasi ortam nedeniyle projelerde yaşanacak olası gecikmelerde sektörün nasıl etkileneceğine ilişkin bir soruya, şöyle yanıt verdi:
"Öncelikle mega projelerin başlamış olanlarında duraklama görmüyoruz, olacağını da zannetmiyoruz. Kamu ihalelerinde yerli üretime yüzde 15 fiyat avantajı sağlayan bir uygulama var. Bunun yanında 30 milyon doların üzerindeki devlet ihalelerinin ihracat teşviklerine tabi olduğuna ilişkin de bir Tebliğ var.
Büyük projelerin hepsi de 30 milyon doların üzerinde olduğu için müteahhitlerin hepsi ihracat teşviklerinden yararlanıp, Türkiye'ye gümrüksüz mal getirebiliyor. Biz buradaki çelişkiyi ilgili bakanlara anlattık. Onlar da düzeltilmesi gerektiğini söyledi. İstikrarın devamı bu noktada önemli."
ERDEMİR Grubu'nun 5 yıllık plan hazırladığını ve 2020 vizyonu olduğunu anlatan Pandır, bu kapsamda karlılığı korumak amacıyla katma değerli ürün üretmeye, Ar-Ge'ye ve inovasyona ağırlık vereceklerini söyledi.
Pandır, 2020 yılına kadar ticari kalite ağırlıklı ürünlerden, özel kalite ağırlıklı ürünlere doğru geçiş yapmaya çalışacakları bilgisini vererek, "Bu kolay bir şey değil. Burada netice alabilmemiz için üretim hatlarına yatırım yapmak ve yabancı şirketlerle iş birliği yaparak açığımızı daha hızlı kapamak istiyoruz" diye konuştu.
"Yurt içi ve yurt dışında satın alma fırsatlarını değerlendiriyoruz"
Bu yıl 500 milyon dolar civarında yatırım yapacaklarını bildiren Pandır, "Önümüzdeki 4 yılda da bu rakam 1 milyar doları geçecek. Bu 1 milyar doların üzerindeki rakam, sadece enerjinin geri kazanımı ve katma değerli ürün üretmek için hat yapılması gibi yatırımları içeriyor. Bu rakamda büyüme yok. Bu rakamın haricinde başka şirket satın alma şeklinde de yatırımlarımız olacak" ifadelerini kullandı.
Pandır, dünyadaki çelik üreticilerinin bir kısmının maden alanına, bir kısmının ise boru profil sanayisi veya ürünlerin hazırlık aşamasına yatırım yaptığını anlattı.
Kendilerinin de maden tarafını araştırdıklarını aktaran Pandır, ancak fiyatların düşmesi nedeniyle verimli çalışacak ve para kazanacak madenlerin azaldığını söyledi.
Pandır, bu nedenle şu anda daha çok dağıtım ağı alanıyla ilgilendikleri bilgisini vererek, "Bunun yanında hadde ve kaplama alanında fazla demir çelik kapasitemizi kullanacağımız başka tesisleri araştırarak kapasitemizi o yönde büyütmekle de ilgileniyoruz. Bir de şu ana kadar bakmadık ama 'Acaba biz de saçtan yapılan ürünleri yapmaya girebilir miyiz?' diye bakmayı planlıyoruz" şeklinde konuştu.
Hadde ve kaplamada olası bir satın almada hem yurtiçi hem yurtdışı fırsatları değerlendirdiklerini aktaran Pandır, şunları kaydetti:
"Her ikisinde de fırsat var. Rakiplerimizin durumu yurtiçinde çok parlak değil. Konsolidasyon olabilir. Konsolidasyon olursa Türkiye'de de fırsat olabilir. Almanya, Fransa gibi ülkelere girmemiz zor. Dolayısıyla bizim arayışımıza daha çok Doğu Avrupa, İtalya, İspanya gibi yerler uyuyor.
Bunun haricinde Fransa, Almanya ve İskandinavya gibi ülkelerde de malımızı satacak, teknik servis merkezi veya dağıtım ağı şirketi gibi fırsat çıkar mı diye de bakıyoruz.Bu satın almanın rakamsal değeri değişken olabilir. 2019'a kadar da satın almayı tamamlamayı hedefliyoruz."