İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Değerli milletvekili arkadaşlarım, kıymetli misafirler, sevgili gençler, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. AK Parti TBMM grup toplantısının ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz ve geleceğimiz için hayırlara vesile olmasını Allah’tan niyaz ediyorum. Misafirlerimize de hoşgeldiniz diyorum. Mübarek Ramazan-ı şerifinizi tebrik ediyorum.
Sözlerimin hemen başında geçtiğimiz Çarşamba akşamı, Manisa'da meydana gelen 5,1 büyüklüğündeki depremden dolayı bölgede yaşayan vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi bildiriyorum.
Bazı binalarda hasarlar meydana geldi. En büyük tesellimiz can kaybı olmamasıdır. Dün vefat eden Ahmet Er’e ve sevenlere baş sağlığı diliyorum. Ölümü sevgiliye kavuşmak olarak görenlerden olan merhumu bir kez daha rahmetle yad ediyorum.
Diğer yandan Türkiye terörle mücadelede çok önemli mesafeler kat ettiği bir dönemden geçiyor. Sadece son iki ayda, yurt içi ve yurt dışında 336 teröristi etkisiz hale getiren güvenlik güçlerimiz, maalesef 43 de şehit vermiştir.
“GÜVENLİK GÜÇLERİMİZE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”
Terör örgütünün geçmişte hiç girilememiş inlerine girip, hem rekor düzeyde silah mühimmat ele geçiren, hem de mağaraları dar eden kahraman güvenlik güçlerimize şükranlarımı sunuyorum. Tabi bu arada şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.
Bilindiği gibi 16 Nisan halk oylamasının getirdiği yeniliklerden biri de Cumhurbaşkanı’nı parti üyeliğinin ve parti faaliyetlerine iştiraklerinin önünün açılmasıdır.
Biz de bu hakkımızı kullanmış oluyoruz. 2 Mayıs tarihinde, AK Parti genel merkezine giderek partimize üye oldum. Ardından 21 Mayıs tarihinde toplanan üçüncü olağanüstü büyük kongremizde, genel başkanlık görevine seçildik. Dün genel merkezimizde MKYK toplantımızı yaparak, MYK’mızı da belirledik.
“ÖZELLİKLE MYK VE GRUP TOPLANTILARIMIZA MÜMKÜN OLDUĞU KADAR İŞTİRAK ETMEYE ÇALIŞACAĞIM”
İnşallah bundan sonra partimizin tüm çalışmalarında beraber olacağız ve bundan sonra işimiz çok daha zor. Bunu da özellikle ifade etmek durumundayım. Özellikle MYK ve grup toplantılarımıza mümkün olduğu kadar iştirak etmeye çalışacağım. Ancak bilindiği gibi cumhurbaşkanı sıfatıyla yürütmem gereken sorumluluklar bulunuyor. Katılamadığım toplantılara da, genel başkan vekilliğiyle birlikte onları da Sayın Binali Yıldırım kardeşim başkanlık ederek yürütecektir.
Kendisi demokrasi tarihimize altın harflerle yazılacak bir dönemi başarıyla yürütmüştür. Sayın Yıldırım’a bugüne kadar yaptığı tüm çalışmalar için, sizler ve milletim huzurunda teşekkür ediyor, şükranlarımı sunuyorum.
“HALA YAPAMADIKLARIMIZ, YAPMAMIZ GEREKENLER VAR”
14 ağustos 2001 tarihinde partimizi kurduğumuzda, milletimize Türkiye’nin sorunları çözümsüz değildir demiştik. Çağrıyı doğrudan milletimizde arayacağımızı söylemiştik. Milletimize zorlaştıran değil, kolaylaştıran, iten değil kucaklayan, bölen değil birleştiren, haklı zayıfları haksız güçlülere karşı koruyan bir yönetim anlayışı vaat etmiştik. En önemlisi de toplumsal merkezi siyasi merkeze taşıma sözünü vermiştim. Bu da tabi Türkiye’nin siyasi hayatında bir ilkti. İşte bu anlayışla açıkladığımız parti programımızda yer alan hususların tamamını hayata geçirmenin çabası içinde olduk. Hala yapamadıklarımız, yapmamız gerekenler var. Onları da yeni yönetim sistemiyle birlikte gerçekleştirme fırsatı elde edeceğiz.
“HEDEFİMİZ 80 MİLYON VATANDAŞIMIZIN GÖNLÜNÜ KAZANMAKTIR DİYORUM”
Birileri kabul etmeyebilir, ama ben sosyal hayatın da bir matematiğinin olduğuna inananlardanım. İki kere iki dörttür. Evet, AK Parti demokrattır. Bunun için milli iradeyi sandığı, milletin tercihlerini en üstte tutmuştur. AK Parti cumhuriyetçidir, bunun için bir kişiye, zümreye, PKK gibi eli kanlı, FETÖ gibi milletimizin değerlerini istismar eden örgütlere değil, sadece cumhura dayanmış, millete teslim olmuştur. AK Parti millidir, yerlidir. Bunun için attığı adımlarda yaptığı icraatlarda, şu veya bu gücün, ülkenin değil sadece milletin ne dediğine halkın ne istediğine bakmıştır. AK Parti kucaklayıcıdır. Ülkemizin bütünlüğüne husumet göstermeyen herkes, kökenine, meşrebine, kılığına ve diğer tüm farklılıklarına bakmaksızın kendisinin doğal bir parçası olarak görmüştür. Hedefimiz 80 milyon vatandaşımızın gönlünü kazanmaktır diyorum. AK Parti tüm mazlumların hamisidir. Dünyanın neresinde gözü yaşlı, gönlü kırık, eziyet çeken mazlum varsa hepsine el uzattık.
Bakın şurası çok önemli. Türkiye geçtiğimiz yıl yaptığı 6,5 milyar dolarlık insani kalkınma yardımıyla tüm dünyaya örnek olmuş bir ülkedir, başkası yok. Suriye ve Irak’tan ülkemize gelen üç milyon kardeşimiz için yaptıklarımızla, bu konuda kıllarını kıpırdatmayan ülkelere biz insanlık dersi verdik. Türkiye aynı Türkiye. İmkanlar aynı imkanlar olduğu halde, kişi başına düşen milli gelirimizin 3500 dolardan 11 bin dolara çıkmış olması bunun en büyük ispatıdır.
AK Parti elbette muhafazakardır. Milletimizin tarihine kültürüne değerlerine saldırılmasına, düşmanlık edilmesine karşı çıkmış, bu değerlere sımsıkı sahip çıkmıştır.
“AK PARTİ AÇIK SÖYLEMEK LAZIM DEVRİMCİ BİR PARTİDİR”
Bununla birlikte AK Parti açık söylemek lazım devrimci bir partidir. Batı ne diyordu? AK Parti bir sessiz devrim gerçekleştirmiştir. Türkiye, cumhuriyet döneminde en ileri en etkili değişimleri AK Parti hükümetleri döneminde yaşamıştır.
Devrimciyiz diye konuşanlara sesleniyorum. Hangi adımları attınız söyleyin bakalım. AK Parti’nin attığı adımları AK Parti’den önce hanginiz attınız? Siyasi partilere yaşam hakkı vermediniz. Bizi bile kapatmaya yeltendiniz. Hatta partinizin başındaki zat çıktı dedi ki “Ankara’da da savcılar varmış” diye onlara sığındı. Niye? Çünkü AK Parti’nin varlığı onları ciddi manada ürkütüyordu.
“HÜNGÜR HÜNGÜR KIZLARIMIZI SOKAKLARDA SÜRÜYENLER SİZ OLMADINIZ MI?”
Yahu bu ülkede kılık kıyafet noktasında, bizim yavrularımızı üniversite kapılarından kovanlar siz olmadınız mı? Hüngür hüngür kızlarımızı sokaklarda sürüyenler siz olmadınız mı? Devletin içinde kadınlarımızı başı açık, örtülü olarak sınıf sınıf ayrımlara tutan siz olmadınız mı? Nerede eğitim, inanç, fikir düşünce özgürlüğü?
“ALÇAK FETÖ’YE, ARKASINDAKİ KAHPE İZ SÜRÜCÜLERİNE BU ÜLKE TESLİM EDİLMEDİ”
Alçak FETÖ’ye, arkasındaki kahpe iz sürücülerine bu ülke teslim edilmedi. Şimdi duruşmalar başladı, Ankara, İstanbul… Ve bu duruşmalarla birlikte bizler tabi bütün şehitlerimizin ailelerine, gazilerimizin ailelerine inşallah bu mahkeme kararlarıyla bir defa hakların iade-i itibarın sağlanmasını temin edeceğiz. Dünyada bu ülkeleri korumaya çalışan ülkelere, bu yargı kararlarını önlerine koyacağız.
“ŞİMDİ DE DÜNYAYA SESLENİYORUM BURADAN”
Şimdi de dünyaya sesleniyorum buradan. Diyorum ki, eğer sizler iade-i itibara yardımcı olmazsanız, bilesiniz ki yarın bir gün sizlerin de bizim elimize düşenleriniz olduğu zaman istediğinizde bunları bizden alamayacaksınız.
Terörle mücadele edeceksek, bizler sizden bizim ülkemize ait, ki bunları vatandaşlıktan çıkaracağız, bunları da süratle iade etmenizi istiyoruz. Ettiniz ettiniz, etmediğiniz takdirde “men dakka dukka” biz de bunları yaparız. (Hürriyet)