Erdoğan: CHP Haşhaşilerin esiri

Başbakan Erdoğan, CHP'yi ve cemaati aynı sözcüklerle eleştirdi. Cemaat için bir kez daha Haşhaşi bezetmesi yaptı ve CHP'nin iplerinin bu örgütün elinde olduğunu söyledi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP’nin kendisinin ofisine konulan böceğin ABD’nin üzerine atılma pazarlıklarını dinlemesini isteyerek “Buyursun CHP, bunları dinlesin. Buyursun MHP, bunları dinlesin. Elindeki medyasıyla Hükümete, milli iradeye alçakça saldıran medya patronunun, kirli işlerinin üzerine gitsinler. Benim ofisimi dinlemek için konulmuş böceği ABD'nin üzerine atma pazarlıklarını dinlesinler. Azerbaycan üzerine yapılan kirli hesapları dinlesinler. CHP içinde yapılan operasyonları, pazarlıkları, kurulan kumpasları dinlesinler. Ama bunları dinleyemezler, dinletemezler. CHP'nin ipleri, hiç kimse kusura bakmasın, işte bu Haşhaşiler örgütünün eline geçmiştir” dedi. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Arena’da düzenlenen “Seçim Kampanyası Bilgilendirme Toplantısı”na katıldı. "AK Parti Seçim Beyannamesi"ni açıklayan Başbakan Erdoğan, yeni Türkiye için sürdürülen yolculuğa yeni bir güçle devam ettiklerini belirtti. Seçim beyannamesini açıklayarak seçim kampanyayı başlattıklarını belirten Erdoğan, 30 Mart seçimlerinin hayırlara vesile olmasını dileyerek, “Rabbim bizi utandırmasın, her türlü tehlikeden tehditten esirgesin dilerek dua ediyorum” dedi. 20 yıl önce İstanbul’a belediye başkanlığına seçildiği döneme ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, o dönemde kendisinin başarılı olamayacağının dile getirildiğini anımsattı.

Devlet gücü kullanılarak başarısız olmaları için çalışmalar yürütüldüğünü savunan Erdoğan, İstanbul Belediye Başkanı olduğu dönemde yaptığı icraatları anlattı. CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Sarıgül’ün kendilerinin temizlediği Haliç’te balık avladığını söyleyen Erdoğan, İstanbul'a yapılan yatırımlara dikkat çekti. İstanbul’un sorunlarının çözülmesinden rahatsız olunduğunu savunan Erdoğan, eleştirilerini CHP’ye yönelterek, “CHP’nin Genel Müdürü bilmiyorsan sor, İSKİ yolsuzluğunun önüne biz geçtik” dedi.

Erdoğan, “Zannetmeyin ki bir şiir okuduğumuz için bizi mahkum ettiler, milletle kol kola yürüdüğümüz için bizi mahkum ettiler. Bugün karşımızda olanlar o gün gazetelerinde ‘muhtar bile olamaz’ diye manşetler attılar. Ne dediler biliyor musunuz? ‘İşi bitti’, ‘Bir daha siyaset yapamaz’ dediler, ama işte bu gün biz buradayız. Milletimizle, partimizle, teşkilatımızla dimdik ayaktayız. 1994’te İstanbul’da başlayan hizmet yolculuğumuz şimdi Türkiye’yi kucaklayarak devam ediyor. İstanbul’da ilklere imza attık. Şimdi de Türkiye’de ilklere imza atıyoruz. Onurumuzla, gururumuzla hizmetlerin bahtiyarlığıyla buradayız” dedi.

Bir darbe girişimi varsa CHP oradadır

1994 de İstanbul’da başlayan hizmet yolculuğuna Türkiye’yi kucaklayarak devam ettiklerini, İstanbul’da yaptıkları ilkleri şimdi de Türkiye genelinde gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, CHP’ye yönelik sert eleştirilerde bulunarak, sözlerine şöyle devam etti:


“İşte kardeşlerim bütün bu adımlar atılırken, eğitimde, sağlıkta, ulaşımda, bu devrimler yapılırken işte bakın şimdi şu CHP’ye. Ne diyor? 'Ben 90 yaşında bir partiyim' diyor. 90 yaşında olmakla avunuyor. Soruyorum 1938’te Gazi Mustafa Kemal’in vefatından sonra bu ülke için ne yaptınız? Hangi eseriniz var? Hangi hizmetiniz var? Ben söyleyeyim, Gazi Mustafa Kemal’in resimlerini Türk Lirası’nın üzerinden çıkartmaktan başka hiçbir maharetleri yok. Gazi Mustafa Kemal’in resmini çıkardılar oraya İnönü’nün resmini koydular. Devlet dairelerinden Gazi Mustafa Kemal’in portrelerini indirdiler, İnönü’nünkini koydular. Eserleri bunlar. Nerede dikili bir ağacınız, nerede üst üste koyduğunuz taşınız tuğlanız var? CHP’nin arkasında Dersim katliamı var. CHP’nin tarihinde 27 Mayıs var. CHP’nin tarihinde darağacına gönderdiği merhum Menderes ve arkadaşları var. CHP’nin tarihinde zulüm var, yasaklar var, çöp dağları, hava kirliliği, susuzluk, yolsuzluk var. En son 17 Aralık darbe girişimini de CHP ıskalamadı. Orada da CHP hemen kendisine rol kaptı. Darbe girişimini kimin yaptığının hiç önemi yok, darbecilerin zihniyetinin ideolojilerinin hiç önemi yok. Bir darbe girişimi varsa CHP oradadır. Sorgusuz sualsiz destek verir. Dün söyledim, eğer cesaretiniz varsa CHP grubunda ortalığa dökülen diğer ses kayıtlarını da yayınlayın. Onları da dinleyin dedim. Dün bazı ses kayıtları ortalığa döküldü. Buyursun CHP bunları da dinlesin. Buyursun MHP bunları da dinlesin. Elindeki medyasıyla, hükümete milli iradeye alçakça saldıran medya patronunun kirli işlerinin üzerine gitsinler.”

CHP’nin ipleri Haşhaşiler örgütünün eline geçmiştir

Ses kaydındaki kendisinin ofisine konulan böceğin ABD’nin üzerine atılma pazarlıkların dinlenilmesini isteyen Erdoğan, “Azerbaycan üzerine yapılan kirli hesapları dinlesinler. CHP içinde operasyonları, pazarlıkları, kurulan kumpasları dinlesinler. Ama bunları dinleyemezler, dinletemezler. CHP’nin ipleri hiç kimse kusura bakmasın, işte bu Haşhaşiler örgütünün eline geçmiştir. Gazi Mustafa Kemal’in kurduğu parti beceriksiz ellerde artık kendisini inkar eden noktaya gelmiştir. CHP, paralel örgütün şantajlarıyla kasetleriyle tamamen esaret altına alınmıştır. Bakın çok yakındır. CHP’nin genel müdürü çıkıp da nerede bu paralel devlet, nerede bu örgüt gidip de üye olacağım derse hiç kimse şaşırmasın” dedi. CHP’nin son 17 Aralık’tan yolsuzluk ve rüşvet operasyonundan sonra Ergenekon veya Silivri’den, Silivri hakimlerinden söz etmediğine dikkat çeken Erdoğan, CHP’nin sağ eğilimli isimleri 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için aday göstermesini de eleştirdi.

Gezi vandallarını korumak sana mı kaldı?

CHP’nin kasetlerin bedelini ödediğini savunan Erdoğan, “Kasetle gelirsen işte böyle kasetlerin esiri olursun, son kullanma tarihinde geçince yine kasetle gidersin” diye konuştu. Kabataş’taki saldırıya uğradığı iddia edilen kadının görüntülerinin yayınlanmasının ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin kendisinden özür dilemesini istediğini anımsatan Erdoğan, “Ey Bahçeli; Gezicileri savunmak sana mı kaldı? Başörtüsüyle yanında 6 aylık çocuğu ile linç girişimini uğrayan başörtülü kızımızın karşısında Gezi vandallarını savunmak sana mı kaldı? Duvarlara zulüm 1453’te başladı sloganını yazan Türkiye düşmanlarını, ecdat düşmanlarını savunmak artık ey Bahçeli sana mı kaldı? Marjinal sol örgütlerini, terör örgütlerini, cam çerçeve kıran, sokakları ateşe veren, Dolmabahçe’de Mihribah Sultan Camini işgal edenleri savunmak sana mı kaldı? Bira şişeleriyle 'TC' yazan Ankara’da Türk Bayrağını yakan militanları savunmak sana mı kaldı? Açık açık soruyorum sizi CHP ile yanı çizgiye getiren ne? Sizi ulusalcılarla, Gezicilerle, paralel örgütle, marjinal yapılanmalarla bir araya getiren ne? Size yapılan tehditleri çıkın açık açık söyleyin” diye konuştu.

Bedelini ödeyecekler

Mersin’de bütün siyasi partilerin il başkanlıklarının dinlendiğini ifade ettiklerini ancak CHP ve MHP’nin kendilerini kimlerin dinlediğine yönelik sorular sormadığını belirten Erdoğan, dinleme konusuna yönelik ilgisizliğin nedenlerini sorarak “HSYK yasasına hem de şiddet kullanarak neden karşı çıktınız? İnternet yasasına neden karşı çıkıyorsunuz? Yargıdaki bu sorunları dile getirdiğimizde, dinleme skandallarını dile getirdiğimizde bunu neden yargıya müdahale olarak görüyorsunuz?” dedi.

Kimsenin tedirgin olmamasını, kendileri ile ilgili her gün gündelik konuşmaların yer aldığı ses kayıtlarının çıktığını ifade eden Erdoğan, kendilerinin bu durumdan korkmadığını belirterek, “Ses kayıtları ile gelmedik biz. AK Parti’nin, siyasetin, Türkiye’nin dizayn edilmesi karşısında asla boynumuzu eğmedik boynumuzu eğmiyoruz” dedi. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

“Hodri meydan, elinizde ne varsa ortaya dökün. O namus timsali geçinen gazetelere, gazetecilere de sesleniyorum; basın özgürlüğünde, gazeteciliğin namusundan, şerefinden, dem vuran köşe yazarlarına yorumculara da sesleniyorum; istediğiniz ses kaydını yayınlayın, istediğiniz ses kaydının üzerinde tepinin. Sel gider kumu kalır. Devran döner, keser döner, sap döner,gün gelir hesap döner, bunu böyle bilesiniz. 28 Şubat'ta bunlar yaptıklarının altında kaldılar. İnanın bugün yaptıklarının da altında kalacaklar. Kabataş'ta linç edilen başörtülü kızımızı tekrar manşetlerle linç etmenin bedelini ödeyecekler. Yayınladıkları tamamen hukuksuz ses kayıtlarının da bedelini ödeyecekler. Bürokrasidekiler de bunun hukuk içinde bedelini ödeyecek