Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) HDP’nin Hazine yardımı hesabının tedbiren bloke edilmesi yönündeki kararı kaldırmasının ardından bazı AYM üyelerini, telefonla aradığı iddia edildi. Erdoğan'ın, "Tedbir kaldırılsın" yönünde oy kullanan üyelere, “Siz nasıl tedbirin kaldırılması yönünde oy verirsiniz?” diyerek, “hesap sorduğu” ileri sürüldü.
HDP'nin kapatılması istemiyle AYM'de açılan davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın istemi üzerine, partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarına 5 Ocak'ta tebdiren blokaj konulmasına karar verilmişti. Partinin bu kararın kaldırılması talebi, AYM Genel Kurulu tarafından ele alınmış ve partinin Hazine yardımı bulunan hesaplarının tedbiren bloke edilmesi kararı kaldırılmıştı. Bu karar yediye karşı sekiz üyenin oy çokluğuyla alınmıştı.
Halk TV’den Seyhan Avşar’ın haberine göre, bu kararın ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, blokenin kaldırılması yönünde oy veren bazı AYM üyelerini telefonla aradı. Erdoğan, “Size çok güveniyordum. Hesaplardaki blokenin kaldırılması yönünde nasıl oy kullanırsınız?” diye sordu.
"Kendisine sadece verdiğim kararı hukuki yönüyle değerlendirdim"
Erdoğan’ın aradığı bir AYM üyesi, “Kendisine sadece verdiğim kararı hukuki yönüyle değerlendirdim. Hiçbir yasal düzenleme bulunmuyor tedbire ilişkin. Ne anayasada ne de yasada. Kendisine bunu söyledim. Bunun dışında konuşma özel yani netice itibarıyla” dedi.
“Biz hukuka bağlıyız”
“Cumhurbaşkanı, bu kararın hukuki olmadığı yönünde konuştu” diyen AYM üyesi, şunları söyledi:
“Bizim verdiğimiz tedbirin kaldırılması yönündeki kararda biz hukuka bağlıyız. Peki o zaman diyeceksiniz niye daha önce tedbir verdiniz, sonra neden fikir değiştirdiniz? İlk tedbirde Yargıtay Başsavcılığı o kadar ciddi iddialarla geldi ki bize, tabii o iddialar karşısında tedbir vermemek gibi bir alternatifimiz yoktu. Yine de vermeyen arkadaşların argümanları güçlüydü. Ama benim açımdan Hazine yardımının doğrudan terör örgütüne aktarıldığına dair bir iddia karşısında şahsen tedbirden başka bir yol bulamadım. Fakat sonra gelen belgelerde gördük ki 2017-2018 ve daha sonraki yıllarda olmak üzere terör örgütüne fiili bir aktarım söz konusu değil. Firmalara ödemeler, şunlar bunlar var. Doğrudan terör örgütüne para aktarıldığı yönünde ben de bir kanaat oluşmadığı için fikrimi değiştirdim.”