Kabine toplantısının ardından kameraların karşısına geçen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Küresel sistemin artık çözüm üretemeyen adaletsiz, hakkaniyetsiz, özellikle bu yapı bir süredir Kovid-19 salgını ve iklim değişikliğinin yol açtığı sorunlarla yüzleşen dünyamızda çok daha iyi görüldü. Küresel yönetim sistemindeki değişiklik talebimizi 'daha adil bir dünya mümkün' diyerek bir adım öteye taşıdık.
Geçmişteki sömürgecilik ve soykırım hesabını veremeyenler, iki dünya savaşının yol açtığı ağır kayıpları, terör karşısında samimi muhasebe yapmaktan da kaçıyorlar. Sağlık ve iklim krizleri konusunda farklı yaklaşımlar beklemek elbette zordur. Ama bu krizler diğerlerinden farklı olarak inanç, renk gibi ayrımlardan yanı sıra zengin, fakir gözetmeden herkesi etkiliyor.
Nitekim salgından gelişmiş ülkeler çok daha fazla zarar görmüştür. İklim değişikliği de çok daha ağır kayıplara yol açıyor. Bölgemize ve dünyaya dair yaptığımız tespitlerin isabeti, önemi, vizyonu yaşanan her hadiseyle birlikte çok daha iyi anlaşılıyor.
"Küresel sistemdeki çarpıklıklara kayıtsız kalanlar bugün kendileri de dillendirmeye başladı"
Dün küresel sistemdeki çarpıklara ilişkin itirazlarımıza kayıtsız kalanlar bugün aynı yaklaşımları kendileri de dillendirmeye başladı. BM'nin yapısal eksik ve tüm zaaflara rağmen hala insanlığın problemlerini çözecek hala en önemli platform olarak görüyoruz. BM'nin daha adil, kapsayıcı, sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması konusunda mücadelemizi sürdüreceğiz.
Dünyanın kanayan yarası mahiyetindeki kriz alanlarında sergilediğimiz ilkeli duruşu bu sürece verdiğimiz katkılar olarak değerlendiriyoruz. Kendilerini gelişmiş ülke olan görenlerin sadece seyrettikleri hatta üzerine benzin döktükleri sorun alanlarında sorumluluk üstlenmekten kaçınmadık, kaçınmayacağız.
"Yeni Türkevi binası şehrin sembol eserlerinden biri oldu"
BM'nin hızla gerçekleştirilecek yapısal dönüşümüyle geleceğin dünyasında tüm insanlığın ortak çatısı haline gelmesi için gayret gösteriyoruz. Bu yaklaşımımızı tekrar tekrar anlatmayı sürdüreceğiz. Hepimiz için çok geç olmadan dünyamız dönülmez bir yola girip, onulmaz yaralar almadan bu sürecin tamamlanmasını diliyoruz.
Yeni Türkevi binamızı dışişleri eski bakanlarımızdan rahmetli İhsan Sabri Çağlayangil'in 1977'de ülkemize kazandırdığı BM'nin tam karşısındaki alandı. Yeni Türkevi binamız Osmanlı ve Selçuklu mimarisinden esintiler taşımasıyla şimdiden şehrin sembol eserlerinden biri haline geldi.
"Paris Anlaşması'nı önümüzdeki ay Meclis'te onaylama kararı aldık"
BM Genel Kurulu'ndaki hitabımızda bir müjdeyi de sizlerle ve tüm dünya ile paylaştım. Türkiye 2053 vizyonumuzun ilk ve en kritik hedeflerinden biri olduğuna inandığım yeşil kalkınma devriminin tabii sonucu olan iklim değişikliği konusunda yeni ve tarihi adım atıyor. Paris İklim Anlaşması'na muvafakat veren devletler arasında yer alıyorduk. Yükümlülüklerdeki adaletsizliğe itirazımız sebebiyle anlaşmanın onay sürecini başlatmamıştık. Son dönemde yaşanan gelişmeler ülkemize verilen taahhütler çerçevesinde önümüzdeki ay Meclis'te yeni yasama yılının başlamasıyla bu anlaşmayı onaylama kararı aldık.
İnşallah Kasım ayında Glasgow'da yapılacak zirveye kadar onay süresini tamamlamış olacağız. Bu karar yatırım, üretim, ihracata kadar geniş alanda kapsamlı değişikliğe gideceğimiz anlamına geliyor. Esasen gereken eylem planını devreye alarak önemli adım atmıştık. Şimdi bunu Paris İklim Anlaşması ile orta ve uzun vadeli hedef haline getiriyoruz.
"Tüm kalkınma programlarımızı yeşil kalkınma devrimi rehberliğinde yürüteceğiz"
Her ne kadar birileri sırf bunun altında bizim, hükümetimizin, Cumhur İttifakı'nın imzası var diye yapılan işi önemsizleştirmeye, hatta tam tersi göstermeye çalışsa da gerçekten tarihi bir karar aldık. Anlaşmalara taraf olduğu halde yükümlülüklerini yerine getirmeyenler artık Türkiye'yi bu sebeple eleştiremeyecekler. Tam tersine her platformda biz onları yükümlülüklerini yerine getirmeye zorlayacağız.
Orta ve uzun vadeli tüm kalkınma programlarımızı, planlarımızı yeşil kalkınma devriminin gerektirdiği yapısal dönüşümün rehberliğinde hazırlayacak ve yürüteceğiz. Bu tercih bizim için lüks, kayıp, taviz değildir. Bugünden geleceğe hazırlanmanın yol haritası olacaktır. Bir süredir yenilenebilir enerji, atık yönetimi, orman alanlarının arttırılması gibi bu konuda belli mesafe kat etmiştik.
"Net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda eylem planları hazırlanmaya başlandı"
Madem iklim değişikliği bir gerçektir ve insanlığın geleceğini tehdit etmektir, elbette Türkiye böyle hayati meselede öncü rol üstlenecektir. Dünya iklim değişikliğine bağlı büyük göçlerin arefesindeyken bizim böyle bir sürecin dışında kalmamız düşünülemez. Bizim safımız yine mazlumların, mağdurların yanı olacaktır. Nasıl sömürgecilik, terörizme, ayrımcılığa karşı tüm gücümüzle mücadele ediyorsak; iklim değişikliğinde de adaletsizliğin, haksızlığın karşısında dimdik duracağız.
Net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda eylem planları hazırlanmaya başlanmıştır. Hayatımızın her boyutunu kuşatan bu eylem planlarını Meclisimizin onayının ardından yürürlüğe koyacağız. Elbette bu kolay süreç olmayacaktır. Ama başaracağımızdan hiç şüphemiz yok. Nice sessiz devrimleri hayata geçiren Türkiye, yeşil kalkınma devrimini de inşallah milletimize biz kazandıracağız."