Cumhurbaşkanı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem, "Merkez Bankası tartışması başkanın kim olacağı tartışması değildir. Merkez Bankası tartışması, Türkiye'deki ekonomik vesayetin son kalelerinden bir tanesinin yıkılıp yıkılmayacağı, ne zaman yıkılacağı tartışmasıdır" dedi.
Ertem, Canik Belediyesi tarafından Canik Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Ekonomi Çalıştayı"ında "Şehir ve Ekonomi" konulu sunum yaptı. Konuşmasında, Merkez Bankası tartışmalarına değinen Ertem, Türkiye'de isminde "Cumhuriyeti" değil de
"Cumhuriyet" geçen iki kurum
Bunlardan birinin Cumhuriyet Savcılıkları olduğunu bildiren Ertem, sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de iki kurum vardır 'Cumhuriyet' ile biten, -i eki almayan. Biri Cumhuriyet Savcılıklarıdır, sizin adınıza, yani halkın adına, milletin adına onların hukuk alanında garantisidir ve savunucusudur. İkinci kurum Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'dır. O da sizin malınız, mülkünüzdür. Sizin bütün yıl boyunca Türkiye'nin yarattığı milli gelirde sizin çabanızdır, emeğinizdir, birikiminizdir, bunun savunucusu ve koruyucusudur. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası ve bu kadar önemli bir kurumu biz esasında çok yanlış yerden tartışıyoruz."
"Sorun başkanın kim olacağı deiğil"
Merkez Bankası başkanının kim olacağı tartışmalarının yerinde tartışmalar olmadığına işaret eden Ertem, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biliyorsunuz bir Merkez Bankası tartışması yapıyoruz. Merkez Bankası tartışması, buradan çok açık olarak ifade edeyim ki başkanın kim olacağı tartışması değildir. Merkez Bankası tartışması, Türkiye'deki ekonomik vesayetin son kalelerinden bir tanesinin yıkılıp yıkılmayacağı, ne zaman yıkılacağı tartışmasıdır. Bu anlamda Türkiye ekonomisinin, Türkiye para politikasının nereden belirleneceği, Samsun'dan mı, Canik'ten mi yoksa Londra'dan mı, Washington'dan mı belirleneceği tartışmasıdır. Merkez Bankası tartışmasına biz böyle bakamazsak, yalnızca bir başkan tartışmasına indirgersek çok büyük tuzağa düşmüş oluruz."
"Hepimiz Merkez Bankası cahiliyiz"
Cemil Ertem, Merkez Bankası'nın yapılanması hakkında akademisyenler de dahil, insanların yeterince bilgi sahibi olmadığını söyleyerek şunları kaydetti:
"Merkez Bankası başkanının kim olduğunu hepiniz biliyorsunuz. Çok değerli bir akademisyen, Erdem Başçı ama Merkez Bankasında siz 15 genel müdürlük olduğunu, para politikaları kurulu üyelerinin kaç kişi olduğunu, Merkez Bankasının Türkiye'nin en önemli kurumsal yapılarından bir tanesi olan bu kurumsal yapının nasıl yapılandığını biliyor musunuz? Bilmiyorsunuz. Hepimiz Merkez Bankası cahiliyiz adeta. Akademisyenlerimize kadar, iktisat hocalarımıza kadar. Neden? Çünkü bize bu iş şimdiye kadar tartıştırılmamış. Yalnızca başkan üzerinden çok sudan bir tartışma yapmışız."
"Bu anayasayı hak etmiyoruz"
Anayasa tartışmalarına da değinen Ertem, "Bugün yine gündemde bir anayasa tartışması var. Türkiye ne yazık ki 1982 Anayasası ile yönetiliyor. Bunu hak etmiyoruz. Yaşadığımız bazı sorunların kaynağında hala 1982 Anayasası'nda diretilmesi ve ne yazık ki Meclis'teki partilerin de biliyorsunuz, muhalefet partileri şimdi Anayasa Komisyonu'ndan da çekilecekler gibi gözüküyor ama özellikle millet, hak etmediği 1982 Anayasası'nı değiştirecektir diye ben inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"1982 Anayasası tartışması esasında Türkiye'de bir sistem tartışmasıdır." diyen Ertem, şöyle konuştu:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın yerel ve milli dediği olgu ekonominin, siyasetin yerellerden belirlenmesidir. Yoksa yerel ve milliden Türkiye'nin 1930'lardaki, 40'lardaki gibi 20. yüzyılda olduğu gibi içe kapanması, Türkiye'nin içe kapalı bir ulus devlet olarak devam etmesini kesinlikle anlamıyoruz ve anlatmıyoruz. Yerel ve milli derken dışa tam açık, demokratik ama kararları milletin aldığı bir Türkiye'den bahsediyoruz. Bu anlamda bir anayasadan bahsediyoruz. Bir anayasa ne anlatır? Benim anladığım anayasa bir toplumsal mutabakattır. Bireyin devlete karşı olan haklarını garanti altına alır. Bu anlamda çok demokratik bir adımdır ve bu toplumsal mutabakatın tezahürüdür. İkinci olarak devletin yeniden yapılanması ve devletin millete karşı ödevlerinin tanımlanmasıdır. Bunların yazılı hale getirilmesidir. Devlete karşı bireyi koruyan, devletin kurumlarının millet için yeniden yapılanmasıdır. Millet için, millete rağmen değil. Şimdiye kadar biz bunu millete rağmen yaptık, millet için yeniden yapılanmasıdır. Merkez Bankasının da millet için yeniden yapılanmasıdır. Bu anlamda Merkez Bankası tartışmasıyla yeni anayasa tartışması aynı tartışmadır."