Yeni bir blok zincir sistemine geçmeyi planlayan Ethereum, bu önemli süreçte bir de kara para aklama ve sansür tartışmalarının odak noktası oldu.
Bloomberg HT'nin haberine göre tüm bu süreç ve tartışmaları Mindstone Blockchain Labs CEO'su Tansel Kaya Bloomberg HT'ye değerlendirdi.
Popüler kripto para birimi tıpkı öncüsü Bitcoin gibi “Proof Of Work” yani iş ispatı denilen bir blok zincir sistemiyle çalışmakta. Ethereum kurucusu Vitalik Buterin tarafından yapılan açıklamalarla eski bir sistem olan iş ispatı (PoW) blok zincir sistemiyle çalışmayı bırakarak, avantajları oldukça fazla olan hisse ispatı (Proof of Stake) ile çalışmaya başlayacak.
İş İspatı Çalışma Prensibi
Tüm bu dezavantajlar nedeniyle bir alternatif olarak ortaya çıkan hisse ispatı (Proof Of Stake) blok zincir protokolü birçok kripto para birimi tarafından tercih edilmekte. Hisse ispatı (PoS) sistemi kısaca şöyle çalışıyor. İşlemlerden gelir elde etmek isteyen kripto para birimi sahibi elinde bulundurduğu varlıklarını sisteme yatırarak, çekilemez şekilde kilitler buna kripto para evrenin kısaca “stake” denir. Algoritma blok zincir üzerinde gerçekleştirilecek işlemleri, varlıklarını kitlemiş kullanıcılar arasında rastgele seçerek gerçekleştirir. Böylelikle varlıklarını kilitlemiş kullanıcı işlem gerçekleştirdiği için gelir havuzundan pay alır.
Öncelikle Ethereum’un çıkmak istediği iş ispatı (PoW) sistemini kısaca açıklamak gerekirse; blok zincir üzerinde yapılmak istenen işlem için madenci olarak adlandırılan “sistem operatörleri” zincire yeni bloklar ekler. Gerçekleştirilen eylem diğer madenciler tarafından onaylanır ve blok zincire eklenir. Bu görevi gerçekleştirmek için madenciler sistemlerini çalıştıracak elektriği harcar ve gerçekleştirilen her görev karşılığı ödülünü alır.
İş İspatı (PoW) sistemi ilk başlarda devrimsel gözükse de artık oldukça eski bir sistem olarak eleştiriliyor. Özellikle uzmanlar iki dezavantaja dikkat çekiyor. İlki “İş İspatı” sisteminde gerçekleştirilen görevlerin diğer madenciler tarafından onayının gerekmesi. Bu konuda en büyük çelişki, madencilik tekelinin ele geçirilmesi yani işlemci gücünün çoğunu elinde tutan (Yüzde 51) madencilerin ağda daha fazla söz hakkına sahip olması ve sistemde güvenlik açığı oluşturabilme ihtimali. İkinci dezavantajı ise görev gerçekleştirilmesi için ciddi bir elektrik maliyeti ve devasa sistem kurulması gerekliliği. Bu sistem gereksinimi sağlayamayan ciddi bir kullanıcının sistemde söz sahibi olamaması.
Hisse İspatı Çalışma Prensibi
Hisse ispatı (PoS) blok zincir protokolü çalışmak için büyük bir elektriksel bir sisteme ihtiyaç duymaz, ağ bağlantısı yeterlidir. Bu yönüyle hem çevreci hem de tekelleşme karşıtı bir yapı sunar.
Hisse ispatı avantajlarıyla ilgili Tansel Kaya “Bu sistemin en büyük avantajı ise iki yüzde bir oranında müthiş bir enerji tasarrufu sağlaması. Yani sadece sunucularınız bir yazılım yardımıyla çalışıyor, büyük hesaplama yarışları ile yüksek elektrik tüketecek bir durum yok, ağa bağlı olmanız yeterli. Bunun haricinde de bazı avantajları var, herkes dışarıdan gelip katılımcı olabilir. Bu çok uzun zamandır hayal edilen bir konu… Artık biz geleceğin akıllı kontrat platformlarında yaygın biçimde Hisse ispatı (PoS) olduğunu söyleyebiliriz” diyor.
Ethereum bir süredir hisse ispatı sistemine geçmek için çalışmalar yürütüyor. Bu geçiş sürecinde test ağlarında denemeler yaparak, işlemlerinin bir kısmını gerçekleştirdi. Popüler kripto para birimi 15 Eylül günü tüm ağını hisse ispatı (PoS) sistemine geçirerek kritik bir hamle yapacak.
Bu geçiş sürecini ise Tansel Kaya “Deneme ağı var. Bu ağın üzerinde de 32 Eth teminat gösteren herkes onaylayıcı olabiliyor. Bu yapısal bir biçimde çalışıyor şuan. Bu deneme ağı ile Ethereum ana ağı birleşecek. Bu sürece ‘The Merge’ deniyor. Bu birleşme ardından bütün işlemlerini çok elektrik tüketen PoW ile değil PoS ile gerçekleştirecek. Heyecanlı bir süreç” diyerek yorumluyor.
Ethereum’da sansür ve Tornado Cash tartışmaları
Birleşme işlemleri devam ederken geçtiğimiz günlerde Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı tarafından atılan bir tweet gündemi sarstı. Bakanlık, Ethereum ağında bulunan ve bir nevi mixer görevi gören Tornado Cash uygulamasını Kuzey Kore’nin kullandığına dair açıklamada bulundu.
Yaptırımların hedefi olan Tornado Cash sağladığı hizmetle kripto paralarda gizlilik sağlıyor. Sisteme yatırılan kripto paranın havuzda toplanıp rastgele şekilde geri verilerek iz sürülmesinin önüne geçiliyor. Dolayısıyla siber saldırganlar topladıkları varlıkları bu sistem aracılığıyla kaybettirebiliyordu.
Tansel Kaya, Tornado Cash ile anılan siber saldırıları “Burada Lazarus adlı, bir çeşit hacker grubu olarak düşünebileceğimiz bir grup var. Bu grup halihazırda ABD’nin yaptırım listesinde yer alıyor. Bu listedeki kişi ve kurumlarla çalışmak ise 30 yıla kadar hapis cezası getirebiliyor. Bu grubu en son Kuzey Kore yapımlı bir filme karşı tepki olarak Sony’ye yapılan saldırı ile hatırlayabilirsiniz. İngilizce’de bu gruplar ‘persistent threat’ yani gelişmiş devlet destekli tehditler olarak ifade ediliyor. Bunlar eğitimleri son derece yüksek seviyede değerlendirilebilecek, ordunun siber saldırıdan sorumlu takımı olarak düşünebileceğimiz gruplar” diyerek ifade ediyor.
ABD’den gelen açıklamaların ardından sabit kripto para birimi USDC, Tornado Cash içerisindeki varlıklarını dondurdu. Böylelikle ABD yaptırımlarına uyan bir duruş sergiledi. Merkeziyetsizlik altında toplanan kripto para ekosisteminde bu duruş büyük tartışmalara yol açtı.
Mindstone Blockchain Labs CEO'su Tansel Kaya Ethereum’un sistemindeki kaygılara yönelik ise şu yorumda bulunuyor: “USDC, Amerikan menşeli bir stabil kripto para, ve varlıklarını dolar veya devlet tahvili olarak Amerika'da tutuyorlar. Dört denetim şirketlerinden denetim alıyor. Herhangi bir işlem tamamen durdurabiliyor veya belirli bir hesabı kara listeye alabiliyor. Bu şekilde ‘Tornado Cash’ içerisinde bulunan USDC varlıkları dondurmuş oldular. ABD Hazine Bakanlığı’nın da teyit ettiği şekilde orada sadece suçlular yok, gizli işlem yapmak isteyen suçsuz kullanıcılar da var. İki insan arasındaki para aktarımının gizlenmesini istediğiniz durumlarda da Tornado Cash kullanılabiliyor. Bu yaptırımlar sonucunda iş ispatı (PoW) veya hisse ispatı (PoS) hangisinin bu tarz işler için daha uygun olduğu tartışmaları başladı. Sansürlenmiş hiçbir şey olmasını istemiyorsak, onu madenciliğin çok büyük bir gücüne ihtiyacımız var. Hisse İspatı sisteminde varsayalım ki hisselerin %51’i belirli bir grubun elinde ve bu grup da Amerikan yaptırımlarına uyum sağlayacağını söylüyor. Eğer buna karşılık vermek isterseniz bu durumda hisseleri o grubun elinden almanız gerekiyor. Şu anki duruma baktığımızda 15 Eylül'de bu birleşme gerçekleşecek ve şu an Ethereum kilitlemelerinin (stake) yüzde 60-70 gibi bir oranı belli bir grubun elinde. Bu grubu da büyük oranda Borsalar oluşturuyor. Burada herkesin canını sıkan ve bu konuyu tartışmaya iten şey de aslında bu.”
Tornado Cash açıklamalarına rağmen ABD tarafından kripto paralarda yasaklayıcı bir önlem görmemekteyiz. Özellikle Bitcoin özelinde geçtiğimiz yıllarda ABD tarafından sıkça dile getirilen kara para aklama iddialarının ise tamamen gündemden düştüğünü söyleyebiliriz. Tansel Kaya bu konu hakkında “Bitcoin madenciliğinin üzerinden kara para aklanıyor iddiaları bitti, burdan da anlayabiliriz ki ABD’nin BTC’yi uysallaştırmayla ilgili bir tasarrufu var… Bir noktada gitgide daha devlet onaylı, devlet destekli bir akıllı kontrat platformuna doğru gidiyoruz. Buradaki sıkıntı hangi devlet olduğu. Örneğin geçtiğimiz günlerde Nancy Pelosi, Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi Başkanı’nın Tayvan’a yaptığı bir ziyaretten dolayı, Çin Pelosi ve onun varlıklarına yaptırım uyguladı. Bu durumda ya Çin’in yaptırım listesini kullanmanız ya da ABD’nin listesini kullanmanız gerekiyor ve bu garip bir durum. Bankacılık sistemine de yine benzer bir durum var.” yorumunda bulunuyor.