Türk Eurobond’larının artan risk primi (CDS) ve beraberinde yükselen faizleriyle Eurobond bazlı yatırım araçları şok bir kayıp yaşarken diğer yandan içeride yapılan düzenleme ile bankalara döviz mevduatlar karşılığında 5 yıldan uzun tahvil tutma zorunluluğunun getirilmesi fon piyasasının getiri haritasını bir anda tersine çevirdi.
Dünya'nın haberine göre faizi yüzde 24.87 ile 8 Haziran 2022’de zirve yapan 10 yıl vadeli TL tahvilin faizi bu kararla birlikte hızla faiz düşüşü yaşayarak yüzde 18.90 seviyesine yaklaştı. Bu da TL bazlı uzun vadeli tahvil fiyatlarının hızla yükseldiği anlamına geliyor.
Bir hafta içerisinde yaşanan bu yüksek getiri fon pazarında getiri manzarasında radikal bir değişime neden oldu. Uzun vadeli borçlanma araçları ağırlıklı yatırım fonlarında getiriler bu iki tarih arasında yüzde 4’e yaklaştı. Öte yandan Türk eurobondlarını daha önceden bu yana elinde tutanlar açısından dramatik bir getiri kaybı yaşanıyor. Eurobond ağırlıklı portföy tutan fonlarda kayıplar da yüzde 2’lere ulaştı.
TL tahvillerde realizasyon gelir mi?
Elinde uzun vadeli TL tahvili tutan yatırım fonları açısında ciddi bir kar realizasyonu fırsatı oluştu. Döviz mevduat karşılığı yasa gereği uzun vadeli tahvil tutan bankalar açısından ise özellikle Haziran bilançolarında bu getiri artışının etkisini göreceğimiz kesin. Yani kısa vadede banka bilançoları açısında oldukça ciddi bir kar kapısı aralandı. Fakat orta ve uzun vadede enflasyon karşısında getiri kıyaslaması açısından hiçbir gücü olmayan bu enstrümanı tutuyor olmak artık banka bilançolarında bir orta ve uzun vade riski olarak yer alacak. Yani Haziran sonrası bilançolarda bu etkinin tam tersinin görülme ihtimali yükselmiş durumda.
Sürdürülebilirlik sorunu
Şimdi en kritik sorulardan biri şu. Bireysel yatırımcı açısından durum ne? Çok basit bir yatırım mantığı olarak fiyatı yükselen bir yatırım aracında satış, fiyatı düşende ise alış fırsatı ortaya çıkmış demektir. Elbette şu şart sağlanabiliyorsa: Fiyatı yükselenin daha da yükseleceği, düşenin ise daha da düşeceği bir gelecek beklentisi söz konusu değilse. Şimdi mevcut duruma bu açıdan bakmak gerekirse: 10 yıllık tahvillerde faizler daha da düşebilir fiyatlar daha da yükselebilir mi? Enflasyonun yıllık yüzde 73.50 olduğu bir ortamda yüzde 19 faiz taşıyan sabit getirili bir tahvil getirisi ne kadar sürdürülebilir?