"Biz Danimarkalı değiliz. Hiçbir zaman olmayacağız. Biz Danimarkalı olamayız çünkü biz Faroeliyiz. Bunun için ayağa kalkmalı ve mücadele etmeliyiz."
Bu cümleleri kuran kişi Faroe Adaları'nın Dış İlişkiler ve Ticaret Bakanı olan aynı zamanda da ayrılıkçı İlerici Parti'nin lideri Poul Michelsen.
Michelsen'in sözleri 50 bin nüfuslu bu takımadaları topluluğunun siyasi gündemini de ortaya koyuyor. 600 yıldır Danimarka Krallığı'na bağlı olan Faroe Adaları bugün tam bağımsızlığı konuşuyor.
Kopenhag'ın 1100 kilometre kuzey batısında olan Faroe Adaları'nın 1948 yılında bu yana kendi bayrağı bulunuyor. Kökeni Vikinglere uzanan dilleri de Danca'dan farklı.
Nefes kesici yeşil dağlık alanlarında otlayan koyunların sayısı ise bu topraklar üzerinde yaşayan insanlardan fazla.
'Danimarka despot değil belki ama...'
Ülkenin başkenti Torshavn'da AFP haber ajansı muhabirine konuşan ayrılıkçı parti lideri Michelsen, "Aslında her geçen gün biraz daha bağımsız oluyoruz" diyor ve daha fazla sorumluluğun üzerinden geldiklerini anlatıyor.
İçişlerinde özerk olan adalar topluluğunun parlamentosunda sol ve sağ partiler bir araya gelerek, yeni bir anayasanın yazımı için çalışıyor. Faroeli kimliğini ete kemiğe büründürecek bu anayasanın tam bağımsızlığa giden son basamaklar olduğu değerlendiriliyor.
Nisan ayında yapılması planlanan referandum daha geniş bir uzlaşı arayışı için ertelendi. Yeni referandum için tarih belirlenmiş değil.
Faroe Adaları'nın ekonomisi büyüyor ve kişi başına düşen milli gelir de Danimarka'ya oranla daha fazla.
İlerici Parti'nin eş başkanı Hanna Jensen, "Danimarka despot değil belki ama" diyerek ayrılık hareketinin arkasındaki düşünceyi anlatıyor:
"Danimarka'nın Dünya üzerindeki konumu gereği, kendi hedefleri, kendi ihtiyaçları ve çıkarları bulunuyor. Bizim çıkarlarımızı, hedeflerimizi ve isteklerimizi de dikkate almaya çalışıyorlar ama bunlar ister istemez çatışabiliyor"
Danimarka'nın balık boykotu unutulmuş değil
İki ülke arasındaki çıkar çatışması Avrupa Birliği'nin Danimarka'yı Faroe Adaları'nda tutulan balığa karşı boykota zorlamasıyla görünür olmuştu.
AB üyesi olmayan ve ekonomisinin büyük kısmı balıkçılığa dayanan Faroe toplumunda bu boykotun yarattığı gerilim unutulmuş değil.
Ancak her ne kadar bir kısım arkasında olsa da toplumun tamamı ayrılık fikri üzerinde uzlaşmış değil.
Emekli bir öğretmen olan Ossur Hovland, "Benim Danimarka'nın bir parçası olmakla bir problemim yok" diyor ve devam ediyor:
"Biz 50 bin nüfuslu bir toplumuz ve diyeceğim o ki 5 milyonluk bir toplumun parçası olmak daha iyi"