ABD Merkez Bankası'nın (Fed) yöneticileri bu hafta katıldıkları çeşitli etkinliklerde resesyon riskine rağmen enflasyonu kontrol altına almak için agresif bir mücadele verileceği konusunda kararlı olduklarını vurguladı.
Bloomberg'in haberine göre St. Louis Fed Başkanı James Bullard önden yüklemeli büyük faiz artırımları stratejisini desteklediğini ve faiz oranlarının yıl sonunda yüzde 3,75 ila yüzde 4 arasında olmasını istediğini söyledi.
Öte yandan Richmond Fed ve Minneapolis Fed başkanları Thomas Barkin ve Neel Kashkari, merkez bankasının enflasyonu düşürmeye kararlı olduğunu ve bir resesyon yaşanabileceğini dile getirdi.
San Francisco Fed Başkanı Mary Daly ise merkez bankasının kitlesel işsizliği ve ekonomik bir gerilemeyi tetiklemeden enflasyona karşı koyabileceğini savundu.
Fed bölge başkanları bu hafta yaptıkları açıklamalarla 40 yılın zirvesindeki enflasyonun henüz yavaşlamadığını vurguladı ve Fed'in daha az şahin bir para politikasına geçtiği yönündeki algıyı tersine çevirdi.
Fed Başkanı Jerome Powell geçen hafta Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) yıl sonunda faizlerin yüzde 3,4'e, 2023'te de yüzde 3,8'e çekileceğini tahmin ettiğini belirtmişti.
Sözcü'nün haberine göre bununla birlikte Bullard, fiyat artışında geniş tabanlı bir yavaşlama görmek için Fed'in oranları muhtemelen daha uzun süre yüksek bir seviyede tutmak zorunda kalacağını söyledi. Ancak bazı yatırımcılar, Powell'ın geçen haftaki basın toplantısını Fed'in daha az şahin bir çizgi benimseyeceğine yönelik bir işaret olarak değerlendirmişti.
Fed iki kez üst üste 75 baz puanlık bir artış yapmış ve eylülde de bu boyutta bir artışın mümkün olabileceğine dair kapıyı açık bırakmıştı.
Barkin, ABD'nin Virginia eyaletinde düzenlenen Shenandoah Valley Partnership'te yaptığı konuşmada, “Enflasyonu kontrol altına almanın bir yolu var ancak bu süreçte bir durgunluk olabilir” ifadelerini kullandı. Richmond Fed Başkanı Barkin istediği faiz oranlarını net bir şekilde açıklamasa da enflasyonun hızlı veya tahmin edilebilir bir şekilde düşmesinin olası olmadığını söyledi.
Reuters'ın ev sahipliğinde çarşamba düzenlenen Twitter Spaces etkinliğinde konuşan Daly, eldeki verilere dayanarak eylülde 50 baz puanlık faiz artırımının “makul” olacağını dile getirdi. Daly, Fed'in yüzde 2'lik enflasyon hedefine 2023 sonu, 2024 başında ulaşmasının umulduğunu ve oranların bir süre daha yüksek kalacağını belirtti.
Hem Bullard hem de Barkin, Powell’ın ABD’nin resesyonda olmadığı görüşüne katıldıklarını ve güçlü istihdam büyümesinin, bazılarının bir gerileme işareti olarak gördüğü iki kez üst üste kaydedilen negatif gayri safi yurtiçi hasıladan daha ikna edici olduğunu söyledi. Bullard, yılın ikinci yarısında büyüme beklediğini ifade etti.
New York’taki bir etkinlikte konuşan Minneapolis Fed Başkanı Kashkari, merkez bankasının enflasyonu kontrol altına almaya odaklandığını ve ekonominin resesyonda olup olmamasının bunu değiştirmeyeceğini söyledi.
Resesyon, bir ülkenin ekonomik faaliyetlerinde en az altı ay süreyle gerileme yaşanması nedeniyle reel GSYH'nin düşmesi, ekonomik faaliyetlerde duraklamasına verilen isim. Yani bir ekonomi iki çeyrek art arda daralmışsa resesyona girmiş sayılıyor.
Öte yandan ABD Hazine Bakanı Janet Yellen daha önce yaptığı açıklamada, “Çeyreksel bazda daralma olsa bile bunu resesyon dememek lazım” demişti. Böylece resesyon tanımı da teknik olarak tartışılmaya başlanmıştı.
Beyaz Saray’ın internet sitesinde bir blog yazısı kaleme alan Beyaz Saray ekonomi danışmanları da resesyonun teknik tanımına itiraz ederek işgücü, ticaret ve üretim verilerinin de olduğu bütüncül bir tanıma ihtiyaç olduğunu belirtmişlerdi.
Ancak ABD ekonomisinin içinde bulunduğu durumun nihai tanımına Ulusal Ekonomi Araştırma Bürosu’nun (NBER) karar verecek. ABD'de resesyon dönemlerinin resmi tanımlayıcısı olan NBER'in ne karar vereceği ise merak ediliyor.