Finansbank'ın uzun bir maratondan sonra biraz gönülsüz de olsa Avrupa Komisyonu kararları uyarınca Yunan NBG tarafından Katarlı QNB'ye satılması, beraberinde bazı tartışmaları da getirdi. Tartışmaların en önemlisi Katarlı QNB'nin ödediği fiyatın Finansbank'ın gerçek değerini yansıtıp yansıtmadığına ilişkin? NBG'nin bankayı satmak zorunda olmasının pazarlıklar da elini zayıflattığı ileri sürülüyor. milliyet Gazetesi yazarlarından Güngör Uras bugünkü köşe yazısında bu konuyu işlemiş. İ
İşte Uras'ın bugünkü köşe yazısında Finansbank ile ilgili olar o kısım:
"Yunanlı NBG grubunun Finansbank’ı 3 milyar dolara Katarlılara sattığı açıklandı. Satış kesinleşmedi. Ama Finansbank bu fiyata satıldıysa “ucuza gitti” denilebilir. (Param olsa ben alırdım!) Sadece İstanbul’daki yeni binası 500 milyon dolar eder.
Bankanın toplam aktifleri 90.4 milyar TL, özkaynakları 8.9 milyar TL kredileri 57 milyar TL ve mevduatı da 47 milyar TL. Özel bankalar arasında aktif büyüklük açısından 5. büyük özel banka. 647 şubesi ve 13 bin çalışanı var.
Zavallı Yunanlılar bankayı keyif için değil, AB’nin zorlamasıyla satıyorlar. AB’nin zorlaması nedeniyle konjonktürün en bozuk döneminde bankanın satılmasına çalışıldığından, ”mal fiyatını bulamıyor”.
Finansbank’ı satın alacak olan Katar fonu, daha önce A Bank’ın yüzde 71 hissesini, Boyner’in yüzde 30, BMC tesislerinin yüzde 50 hissesini almıştı.
Katar varlıklı bir ülke. Katar Fonu büyük bir fon. Ne var ki Merkez Bankası’nın ülkelerden doğrudan yatırım olarak Türkiye’ye giriş yapan dövizleri gösteren tablolarında yer alan bilgilere göre 2005 yılından 2014 yılına kadar Katar’dan ülkeye giren net döviz 751 milyon dolar. Toplam 101.2 milyar dolar doğrudan sermaye girişi içindeki payı yüzde 1’in altında.
30 bankamız ‘yabancı’
Finansbank satışı için Katar’dan gelecek döviz, Yunanlılar tarafından yurtdışına çıkarılacağından bizim ekonomimize bir katkısı olmayacak.
Bizim yabancı sermayeli bankalarımızın sayısı 30 oldu. Bankaların ağırlıkları, mevduat, kredi işlemlerindeki paylarına ve öz kaynaklarına göre ölçülüyor.
Bu üç göstergeye dayalı kaba değerlemeye göre, Türkiye’de banka sisteminde kamu bankalarının ağırlığı yüzde 30, özel sermayeli mevduat bankalarının ağırlığı yüzde 25, kamu ve özel sektör bankaları olarak yerli sermayeli bankaların ağırlığı yüzde 55‘tir. Yabancı sermaye iştiraki olan özel bankaların banka sistemindeki ağırlığı yüzde 25, Türkiye’de şube açan yabancı bankaların ağırlığı yüzde 15 dolayındadır. Kalan yüzde 5 pay kalkınma ve yatırım bankalarına ait."