Fransa'da günlük koronavirüs vakaları son 24 saatte 18 bini bularak daha önceden görülmemiş bir artış gösterirken, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un geçen hafta açıkladığı sağlık kartı uygulaması yürürlüğe girdi.
Sputnik'in haberine göre, sinema, müze ve spor müsabakaları gibi 50'den fazla kişinin bir arada bulunduğu etkinliklere Kovid-19 aşısı olmayanlar ve negatif test sonucu göstermeyenler alınmayacak.
Uygulama, 1 Ağustos'tan itibaren de kafe, restoran ve alışveriş merkezi gibi ticari alanlar ile otobüs, tren ve uçakları da kapsayacak şekilde genişletilecek. Müşterilerinin kimlik bilgilerini kontrol etmeyen işletmelere, önce bin 500 euro, tekrarlanması halinde daha yüksek para cezaları uygulanacak.
Öte yandan, Fransa'da hastanelerde ve kliniklerde çalışan tüm personele, bakımevleri çalışanlarına, engellilerle çalışanlara, yaşlı veya hassas kişilerle yakın temasta çalışanlara veya gönüllülere, Kovid-19 aşısının 15 Eylül'den itibaren zorunlu olacak. Aşı olmayan sağlık personeline, 15 Eylül'den itibaren maaş ödemesi yapılmayacak.
'Sağlık kartı ülkemizi parçalayacak'
Başbakan Jean Castex, sağlık kartının aşılanmamış gençleri teşvik etmeyi ve ülke çapında yeni bir karantina kararının alınmak zorunda kalınmasını önlemeyi amaçladığını söyledi.
Ancak yeni uygulamalar, Macron'un partisi LREM'in milletvekilleri de dahil olmak üzere siyaseti ikiye böldü. Siyasiler aşılanmamış kişilerin sivil özgürlüklerini kısıtladığını ve kimliklerini kontrollerinin adil olmadığını belirtiyor.
LREM milletvekili Pacome Rupin, "Halk sağlığını korumak Mart 2020'den beri önceliğimiz oldu, ancak kurallar herkes için aynı olduğu için ülkemizin bütünlüğünü tehdit etmedi. Sağlık kartı ülkemizi parçalayacak" dedi.
Aşırı sağcı National Rally'nin başkan yardımcısı Jordan Bardella da sistemi "herkesin herkes tarafından gözetlenmesi modeli" olarak nitelendirdi.
Ayrıca, ülkenin bazı şehirlerinde de uygulamalara karşı eylemler düzenlendi. Gösterilerde 'Sağlık diktatörlüğüne hayır' sloganları atıldı.