GCM Forex Haftaya Bakış

4-8 Mayıs haftasında uluslararası döviz piyasalarında beklentiler - GCM Forex

27 Nisan – 1 Mayıs haftası küresel piyasalarda, özellikle ABD Merkez Bankası’nın (FED) gündemde yer aldığı bir işlem dönemi olarak geride kaldı diyebiliriz. Dünyanın en büyük ekonomisinin beklentilerin çok altında bir büyüme kaydettiğinin görülmesinin yanında, FED’in faiz artışının zamanlamasına ilişkin beklentiler varlık fiyatlarına yön verdi. Ayrıca yine Avrupa cephesinde Yunanistan’a ilişkin açıklamalar piyasaların gündemindeki önemli başlıklar arasında yer aldı.

Yılın ikinci çeyreğinin yeni ayına hazırlanan küresel piyasaları, yine oldukça yoğun bir haftanın beklediğini ifade edebiliriz. ABD cephesinden gelecek kritik makro-ekonomik göstergeler ile birlikte FED yetkililerinin konuşmaları da yoğun bir takvim içeriyor. Ayrıca İngiltere’deki genel seçimler, TCMB “Aylık Fiyat Değişimleri Raporu” ve ABD’li şirketlerin bilançoları yine yakından izlenecek.

“Yeni haftada ekonomik takvimde öne çıkanlar”


Avustralya – Yapı Onayları: Pazartesi sabahı Asya cephesinden açıklanacak önem derecesi yüksek makro-ekonomik göstergeler arasında Avustralya’nın yapı onayları verisinin de yer aldığını ifade edebiliriz. Son beş aydır piyasa beklentilerinin üzerinde değişimlere işaret ilgili rakam, onaylanan yeni binaların sayısındaki değişimi göstermektedir. Şubat ayında gerilemeye işaret etmesi beklenen ilgili data, %-3.2’lik bir düşüş kaydetmişti. Mart ayındaki onayların değişimine ait bilgiler verecek yeni göstergenin piyasa beklentilerinden farklı gerçekleşmesi halinde ülkenin para biriminde fiyat değişimleri izlenebilir.

Çin– HSBC İmalat PMI: Geride kalan hafta Cuma günü açıklanan hükümetin imalat PMI verisi sonrasında küresel piyasalar, yeni ayın ilk işlem gününde, HSBC ve Markit’in birlikte hazırladığı aynı veriyi yine gündemlerine alacaklar. HSBC imalat endeksi, altı ay boyunca PMI verileri için kritik olan 50 seviyesinin üzerinde gerçekleştikten sonra, Aralık ve Ocak dönemlerinde ilgili eğişin altına kadar gerileme kaydetmişti. Her ne kadar Şubat ayında 50 seviyesi aşılsa da, imalat PMI Mart döneminde yeniden 49.6 ile eşiğin altına geriledi. 2014 Ağustos’taki 51.7’den, 2015 Ocak’taki 49.6’ya doğru görülen bu gerileme, ülkede ekonomik büyümenin hız kesebileceği endişelerini artırırken, Çin hükümetinin ekonomiye vereceği desteği hızlandıracağı düşüncesine destek vermişti. 23 Nisan’da açıklanan öncü rakamı 49,2 olarak gerçekleşen verinin beklentilerden farklı gelmesi halinde, piyasaların risk algısında, Çin’in önemli ticaret ortakları olan Yeni Zelanda ve Avustralya’nın para birimlerinde, bakır ve petrol gibi emtia fiyatlarında, gelişen ve gelişmiş ülke borsalarında değişimler izlenebilir.

Türkiye – Enflasyon Oranı (CPI); Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), “faiz politikası ile enflasyon oranındaki değişimler” arasındaki ilişki üzerine son aylarda nispeten yoğun açıklamalarda bulunması, tüketici fiyat endeksindeki (TÜFE - CPI) değişimleri yurtiçi piyasalar için çok daha önemli bir hale getirdi diyebiliriz. Mart ayında yıllık CPI datası %7.61 seviyesinde gerçekleşerek, önceki aya göre tüketici fiyatlarının daha hızlı arttığına işaret etmişti. Geride kalan hafta yılın ikinci enflasyon raporunu sunan TCMB de bu paralelde, önceki raporuna göre 2015 yılsonu enflasyon öngörüsünü yükseltti ve %5.5’den %6.8’e güncelledi. 2016 yılsonu tahmini %5.0’den %5.5’e çıkarıldı. Banka’nın orta vadeli enflasyon oranı beklentisi ise %5.0 ile değiştirilmedi. Merkez Bankası enflasyonun nispeten yüksek seyretmeye devam etmesinin nedeni olarak gıda fiyatlarını öne çıkarıyor. Söz konusu rakamın beklentinin altında açıklanması halinde, TCMB’nin daha hızlı bir faiz indirim rotası izleyebileceği beklentisi destek bularak Türk Lirası’nda düşüşler izlenebilecekken, tahminlerin üzerinde kalacak bir rakam, Banka’nın faiz indirimlerinden uzaklaşacağı düşüncesi ile Lira’ya alımlar getirebilir. Piyasalarda özellikle yıllık TÜFE verisinin yakından izlendiğini ifade edebiliriz.

Euro Bölgesi – İmalat PMI: 23 Nisan’da yayımlanan öncü rakamlar sonrasında yeni haftanın ilk işlem günüde Euro Bölgesi geneli ve üye ülkeleri için nihai imalat PMI verileri açıklanacak. Öncü verilerin çizdiği olumsuz tablonun ardından gündemde yer alacak Nisan ayına ait datalarda bir değişiklik olup olmadığı dikkatle izlenecekken, Euro, ilgili veri seti ile birlikte fiyat değişimleri yaşayabilir. Gün içerisinde sırası ile İspanya, İtalya, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin imalat PMI verileri yatırımcıların merceği altında yer alacak.

Euro Bölgesi – Sentix Yatırımcı Güveni: Euro Bölgesi’ndeki yaklaşık 2,800 yatırımcı ve analiste yapılan anket sonucu oluşturulan yatırımcı güveni verisi, Sentix isimli kuruluş tarafından hazırlanmaktadır. Her ne kadar önem derecesi yüksek bir ekonomik veri olduğunu söyleyemesek de, söz konusu gösterge veri akışının zayıf olduğu gün içerisinde varlık fiyatlarını etkileyebilir. Dört dönem boyunca negatif tarafta gerçekleşen Sentix yatırımcı güveni endeksi, Ocak ayında 0.9 ile pozitif tarafa geçmeyi başarmış, Şubat, Mart ve Nisan aylarında ise yükselişini sürdürmüştü. İlgili gösterge için “sıfır” düzeyinin altındaki rakamlar, karamsar yatırımcıların daha fazla olduğuna işaret etmektedir. Günün ilk yarısında açıklanacak gösterge sonrasında Avrupalı finansal varlıklarda fiyat değişimleri izlenebilir.

ABDFabrika Siparişleri: 6 ay boyunca üst üste düşüş kaydeden ABD’nin fabrika siparişleri Şubat ayında %0.2 ile gerile beklentilerinin aksine siparişlerin arttığına işaret etmişti. 2014 Temmuz döneminde görülen %10.5 seviyesindeki artış, Boeing firmasının rekor düzeydeki ticari uçak siparişi almasından kaynaklanmıştı. İlgili dönemin ardından aşağı yönlü bir eğilim kaydeden fabrika siparişleri, son olarak ilgili dönemde yükseliş kaydetmeyi başarabilmişti. Ancak bu yıl açıklanan Şubat rakamı zayıf bir tempoda olsa da, siparişlerde atış kaydedildiğini gösterdi. Mart ayına ait bilgiler verecek fabrika siparişleri verisinin beklentinin üzerinde gerçekleşmesi haline Dolar’da yükselişler izlenebilecekken, tahminin altında kalacak rakamlar ABD’nin para biriminde düşüşlere zemin oluşturabilir.

Avustralya – Ticaret Dengesi: Şubat ayında 1,26 milyar Dolar açık verildiğini gösteren Avustralya’nın ticaret dengesi rakamları, Salı sabahı küresel piyasaların mercek altına alacağı makro-ekonomik göstergeler arasında yer alıyor. Ocak ayında 98 milyon Dolar açık veren kıta ülkesinin böylece bir ay önceye göre dış ticaret açığı genişleme kaydetmiş oldu. Mart ayına ait bilgiler verecek yeni ticaret dengesi rakamlarının piyasa tahminlerinden farklı gerçekleşmesi halinde ülkenin para biriminde fiyat değişimleri izlenebilir.

Avustralya – Merkez Bankası Toplantısı: Yeni hafta içerisinde merkez bankalarından gelecek açıklamalar arasında merakla beklenecek olan değerlendirmelerin Avustralya cephesinden geleceğini ifade edebiliriz. Yeni yıldaki beyanatında faiz indirimine giden Avustralya Merkez Bankası (RBA) Mart ve Nisan aylarında ise herhangi bir değişiklik yapmayarak politika faiz oranını %2.25’de tutmuştu. Emtia fiyatlarındaki gerilemenin ülke ekonomisini güç durumda bırakması ile yurtiçindeki emlak fiyatları arasında kalan Banka’nın bu yıl içerisinde yeni faiz indirimleri yapacağı düşünülüyor. Ancak söz konusu adımın ne zaman atılacağına ilişkin farklı düşünceler mevcut. Salı sabahı RBA’nın beyanatında faiz indirimi bekleyenler ile Banka’nın bu ayı pas geçeceğini düşünenlerin birbirine son derece yakın olduğunu ifade edebiliriz. Dolayısı ile RBA’nın açıklamasının ardında ülkenin para biriminde, sonuç ne olursa olsun sert fiyat değişimleri izlemeyi bekleyebiliriz. Son gelişmeleri değerlendirdiğimizde, RBA Başkanı Stevens’ın 20 Nisan’da New York’ta yaptığı konuşmasında Banka’nın daha fazla faiz indirimi yapabileceğinin ipuçlarını, 7 Nisan’daki toplantının yayımlanan tutanaklarında ise, ekonominin yeniden dengelenmesine yardımcı olmak için RBA’nın faiz indirimlerine hazır olduğu mesajını verdiğini görüyoruz. Bu görünüm altında, Banka’nın, faiz oranını sabit bırakması halinde ülkenin para biriminde yükselişler izlenebilecekken, faizlerde bir indirim yapılması durumunda ise baskı oluşacağını ifade edebiliriz.

İngiltere – Yapı PMI: Geride kalan haftanın son işlem günündeki imalat göstergesinin ardından, İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) gelecek haftaki faiz beyanatı öncesinde izlenecek rakamlar arasında yapı PMI verisi de bulunuyor. Sterlin’in hassas olduğu PMI verileri arasında dikkat çeken ve inşaat sektöründeki gelişmeler hakkında bilgi verecek olan data, piyasalar tarafından dikkatle takip edilecek. Geride kalan ay piyasa beklentilerinden daha fazla gerileyen imalat PMI, iki aydır süren yükseliş serisini de bozmuştu. Öngörülenin üzerindeki bir yapı PMI, Sterlin’e yükselişler getirebilecekken, tahminin altındaki rakamlar ada ülkesinin para biriminin değerinde kayıplara yol açabilir.

ABD – Ticaret Dengesi: Salı günü piyasaların yakından takip edeceği makro-ekonomik göstergeler arasında dünyanın en büyük ekonomisine sahip olan ABD’nin ticaret dengesi rakamları da kendine yer bulacak diyebiliriz. Şubat ayında beklenenden daha fazla daralan ticaret açığı 35.4 milyar Dolar olarak gerçekleşmişti. Yayımlanacak Mart ayına ait yeni ticaret rakamları Dolar ve Wall Street endekslerinde değişimlere yol açabilir.
Kanada – Ticaret Dengesi: ABD ekonomisi için açıklanacak aynı veri ile birlikte Kanada’nın ticaret dengesi rakamları da piyasaların merceği altında yer alacak. Ülke ihracatının en önemli kalemi olan petrol fiyatlarındaki gerileme, Şubat döneminde de ticaret açığı vermesine neden olmuştu. Son dört aydır ülke, dış ticaret açığı veriyor. Yayımlanacak Mart ayına ilişkin Kanada’nın ticaret rakamları, ülkenin para biriminde etkili olabileceği için yatırımcılar tarafından dikkatle izlenecek.

ABD – ISM İmal Olmayan PMI: Geride kalan hafta içerisinde açıklanan imalat endeksi ve ABD’nin istihdam verileri sonrasında, ISM imal olmayan PMI göstergesinin yeni haftanın ikinci işlem gününde dikkat çektiğini söyleyebiliriz. Aralık döneminde endeksin, 56.2 ile yeninden düşüşe geçtiği ve 2014 Haziran ayından sonraki en düşük seviyesine gerilediği görülürken, Ocak ve Şubat dönemlerinde hafif de olsa yükselişler kaydettiğini söyleyebiliriz. Ancak Mart ayına ilişkin 56.5’lik rakam ilgili göstergenin yine gerilediğine işaret etmişti. ISM imal olmayan PMI endeksinin Nisan ayında beklentinin üzerinde gerçekleşmesi, Dolar’da yukarı yönlü hareketlere zemin oluşturabilecekken, öngörülenin altında kalacak rakamlar kayıplara yol açabilir.

Yeni Zelanda – İstihdam Değişimi: Geride kalan yılın son çeyreğinde %5.7 olarak açıklanan Yeni Zelanda’nın işsizlik oranı, beklentilerin üzerinde olumsuz bir rakama işaret etmişti. İşsizlik oranı ile aynı anda açıklanacak olan istihdam değişimi verisi ise, yine aynı dönem için, beklentilerin üzerinde olumlu bir istihdam artışına işaret etmişti. Küresel piyasa katılımcıları, bu yılın ilk çeyreğine ilişkin açıklanacak olan her iki veriyi de yakından takip edecekken, istihdam verilerinin genel olarak öngörülenden daha iyi bir tablo oluşturması halinde Yeni Zelanda Doları’nda yükselişler izlenebilir. Aksi bir durumda ise ülkenin para biriminde aşağı yönlü hareketler öne çıkabilir.

Avustralya – Perakende Satışlar: Emtia fiyatlarında son aylarda görülen değişimler ve ülkenin en önemli ticaret ortağı olan Çin’deki gelişmeler ile piyasalar tarafından yakından takip edilen Avustralya’nın perakende satış rakamları, Çarşamba sabahı mercek altında yer alacak makro-ekonomik göstergeler arasında bulunuyor. Ülkenin Merkez Bankası’nın (RBA) üzerinde artan faiz indirim baskıları ile Avustralya Doları’nda son aylarda izlenen kayıplar hız kazanarak dikkat çekmişti. Şubat ayında beklentilerden daha hızlı bir artış kaydeden perakende satışlar, bu kez, RBA’nın kritik faiz beyanatının bir gün sonrasında, Mart ayında ülke ekonomisinin gidişatına ait bilgiler verecek. Piyasa beklentilerinin dışında bir perakende satış değişiminin görülmesi halinde, ülkenin para biriminde sert hareketler izlenebilir.

Çin – HSBC Hizmetler PMI: Geçtiğimiz günlerde Çin hükümeti tarafından açıklanan imalat ve imal olmayan PMI ve HSBC imalat PMI datalarının ardından piyasalar Asya’nın en büyük ekonomisi adına Çarşamba sabahı hizmetler PMI verisini izleyecekler. Markit ve HSBC’nin ortak çalışması ile hazırlanan hizmetler PMI göstergesi, yeni hafta içerisinde Çin ekonomisinin gidişatına ilişkin bilgiler verecek. Mart ayında 52.3 ile önceki döneme göre hafif bir yükseliş kaydeden HSBC hizmetler PMI datası, piyasaların risk algısında, Çin’in önemli ticaret ortakları olan Yeni Zelanda ve Avustralya’nın para birimlerinde, bakır ve petrol gibi emtia grubu fiyatlarında, gelişen ve gelişmiş ülke borsalarında değişimler izlenmesine neden olabilir.

Euro Bölgesi – Hizmetler PMI: Günün ilk saatlerinde Çin için açıklanan rakamın ardından Çarşamba günü içerisinde piyasalar, Euro Bölgesi ve üye ülkelerinden gelecek hizmetler PMI verilerini izlemeye devam edecekler. İspanya, İtalya, Fransa ve Almanya gibi ülkelerin sonrasında Euro Bölgesi’nin geneli için hesaplanan data yayımlanacak. Mart’ta 54.2 seviyesinde açıklanan Euro Bölgesi hizmetler PMI verisi, öncü rakama göre Nisan döneminde 53.7 olarak gerçekleşti. Piyasalarda, açıklanan bu öncü rakamda bir revize yapılıp yapılmadığı izlenecek. Parasal birliğin ekonomisindeki aktivitelerin hızına ilişkin bilgiler verecek ilgili PMI verileri, kıtanın ortak para birimi üzerinde etkili olabilir.
İngiltere – Hizmetler PMI: İngiltere ekonomisinin önemli kalemleri içerisinde en büyük paya sahip olan hizmet sektörü adına bilgiler verecek PMI verisi, haftanın dikkat çeken makro-ekonomik göstergeleri arasında yer alıyor. Şubat ayındaki gerileme sonrasında söz konusu gösterge, Mart döneminde yeniden yükselişe geçerek 58.9’a çıkmıştı. İlgili veri, İngiltere Merkez Bankası’nın (BOE) gelecek haftaki faiz beyanatı ve ertesi günkü parlamento seçimleri öncesinde Sterlin’de sert fiyat değişimlerinin izlenmesine yol açabilir. Nisan ayına ait açıklanacak hizmetler PMI datasının beklentinin üzerinde gerçekleşmesi halinde Sterlin’de yükselişler zemin bulabilecekken, tahmini yakalayamayacak rakamlar ülkenin para biriminde aşağı yönlü baskı oluşturabilir.

Euro Bölgesi – Perakende Satışlar: Dikkatlerin yoğun bir şekilde üzerinde olmaya devam ettiği Euro Bölgesi ekonomisine ilişkin açıklanacak perakende satış rakamları, bu hafta piyasaların kıta ekonomisindeki ilerleme adına izleyeceği makro-ekonomik göstergeler arasında yer alıyor. Şubat ayında %0.2 azalma gösteren perakende satışlar, piyasa beklentilerinden daha fazla gerilemeye işaret etmişti. Mart dönemine ait yeni verinin tahminlerden farklı bir rakama işaret etmesi halinde kıtanın ortak para birimi Euro’da fiyat değişimleri izlenebilir.

ABD – ADP Tarım Dışı İstihdam Değişimi: Nisan ayında ABD ekonomisinin ne büyüklükte bir özel sektör istihdamı sağlayabildiğini gösterecek ADP verisi, tarım endüstrisi dışındaki sektörler adına bilgi verecek ve haftanın kritik göstergeleri arasında yer alıyor. Cuma günü yayımlanacak tarım dışı istihdam verisi öncesinde, ilgili rakama ait beklentileri şekillendirebilecek ADP tarım dışı istihdam değişimi göstergesi, son 9 ay boyunca 200 bin seviyesinin üzerinde gerçekleştikten sonra Mart’ta 189 bin olarak açıklanmıştı. Dolar’da sert fiyat değişimlerinin görülmesine yol açabilecek datanın piyasa beklentisini aşması halinde ABD’nin para biriminde önemli yükselişler izlenebilecekken, tahminlerin altında kalacak bir data, aşağı yönlü hareketlerin görülmesine neden olabilir.

ABD – FED Başkanı Yellen’ın Konuşması: Washington’da düzenlenecek Ekonomik Düşünce Enstitüsü’nün “Finans ve Toplum” konferansında söz alacak olan ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Janet Yellen’ın, finans, yönetim ve toplum başlıklarında konuşması bekleniyor. Başkan’ın, küresel piyasaların çok yakından incelediği FED’in para politikası adına ipuçları vermesi halinde başta Dolar olmak üzere birçok finansal enstrümanda sert fiyat değişimleri izlenebilir. FED’in faiz artış zamanlamasına ilişkin gelecek değerlendirmeler büyük önem taşıdığı için, haftanın en kritik gelişmelerinden birinin Yellen’ın konuşması olduğunu söyleyebiliriz.
Kanada – Ivey PMI: “Richard Ivey School of Business” tarafından yaklaşık 175 Kanadalı satın alma yöneticisine yapılan bir anket sonucu oluşturulan ve kısaca Ivey PMI olarak isimlendirilen Kanada’nın ilgili göstergesi, ülke ekonomisindeki ilerleyişe ilişkin önemli bilgiler verdiği düşünüldüğü için yakından izlenen bir makro-ekonomik göstergedir. Altı ay boyunca, PMI verileri için gelişime işaret eden 50 seviyesinin üzerinde gerçekleşen data, Ocak ayında 45.4’e gerileyerek, Ocak 2011’den bu yana görülen en düşük seviyeye geldi. Şubat ve Mart aylarında endeks bir miktar toparlansa da 50 eşiğinin altında kalmayı sürdürdü. Ivey PMI göstergesinin beklentinin üzerinde açıklanması Kanada Doları’nda değer kazanımlarını destekleyebilecekken, tahminin altında kalacak rakamlar, ülkenin para biriminde kayıplara yol açabilir.

Avustralya – İstihdam Değişimi: Geride kalan yılın ortalarından itibaren küresel piyasalardaki emtia fiyatlarının gerilemesi ile para birimi değer kaybeden Avustralya’nın, Perşembe sabahı istihdam piyasasına ilişkin verileri izlenecek. Ocak döneminde %6.4 ile yaklaşık 12 yılın en yüksek seviyesine çıkan işsizlik oranı ile aynı anda açıklanacak olan istihdam değişimi verisi, Mart ayında, piyasa tahminlerinin oldukça üzerinde, 37.7 bin istihdam artışına işaret etmişti. Mart döneminde işsizlik oranı ise %6.1’e geriledi. Nisan ayına ait yayımlanacak istihdam değişimi ve işsizlik oranı datalarının genel anlamda olumlu bir tablo çizmesi ülkenin para biriminde yükselişleri destekleyebilecekken, beklentileri karşılayamayacak rakamlar, Avustralya Doları üzerinde baskı oluşturabilir.

Euro Bölgesi – Almanya Fabrika Siparişleri: Euro Bölgesi’ndeki zayıf ekonomik aktivitelerden 2014 yılı içerisinde olumsuz etkilenen Almanya’nın, Mart ayına ilişkin fabrika siparişleri verisi, haftanın dördüncü işlem gününde piyasaların Avrupa cephesinde, takip edileceği rakamlar arasında yer alıyor diyebiliriz. Şubat ayında %0.9 düşüşe işaret ederek tahminlerin oldukça altında bir performans gösteren ilgili data, kıtanın ortak para birimi olan Euro’nun değerinde değişiklikler görülmesine neden olabileceği için yakından takip edilecek.

İngiltere – Genel Seçimler: Bu hafta İngiltere için gözler 7 Mayıs’ta yapılacak parlamento seçimlerinde olacakken, küresel piyasalar da ilgili gelişmeyi son derece yakından izleyecek diyebiliriz. Başbakan David Cameron’ın Muhafazakar Partisi ve İşçi Partisi’nin kıyasıya bir mücadele içerisinde olduğu yarışta son anketler, iki partinin birbirine son derece yakın oy oranlarına sahip olduğu gösteriyor. Ancak, seçimleri kazanması halinde 2017’nin sonlarında Avrupa Birliği üyeliğini referanduma götürme sözü veren Başbakan Cameron, küçük bir farkla geride gözüküyor. İşçi Partisi lideri Ed Miliband Cameron’ı en çok, seçmenleri milliyetçiliğe yönlendirdiği gerekçesi ile eleştiriyor. Seçimlerden çıkacak sonuçlar Sterlin ve ada ülkesinin finansal varlıklarında sert hareketlere neden olabileceği için, yeni haftanın en çok konuşulacak başlıkları arasında yer alıyor diyebiliriz.

Kanada – Yapı Ruhsatları: İzin belgesi edinme, yeni bir binanın inşası için atılan ilk adım olduğu için, yapı ruhsatları verisinin gelecekteki inşaat aktivitelerinin önemli bir göstergesi olduğunu ifade edebiliriz. Yapı ruhsatları, Kanada’da Şubat ayında beklentilerin oldukça altında kalındığına işaret etmişti. Gerek ABD’nin para birimindeki fiyat değişimleri, gerekse emtia fiyatlarındaki kayıplar ile son aylarda değer kaybeden Kanada Doları, yayımlanacak konut verilerinin piyasa beklentilerinden farklı gerçekleşmesi halinde yine fiyat değişimleri gösterebilir.

ABD – İstihdam Talepleri: Geride kalan hafta 262 bin Amerikalının işsizlik maaşı için başvuruda bulunduğuna işaret eden istihdam talepleri verisi, piyasa beklentilerinin altında, olumlu gerçekleşmişti. Bu rakam ile Dolar’da ilk etki olarak yukarı yönlü hareketler izlenmişti. Verinin tahminden farklı olarak gerçekleşmesi, ABD’nin para birimi değerinde değişikliklere neden olabileceği için, ilgili gösterge yatırımcılar tarafından yakından takip edilecek.
Avustralya – Para Politikası Beyanatı: Salı sabahı tamamlanacak toplantısının ardından faiz oranı beyanatını gerçekleştirecek Avustralya Merkez Bankası (RBA), Cuma sabahı ise, yılda dört kez yaptığı çeyrek dönem para politikası açıklamasında bulunacak. Son olarak Şubat’ta yayımlanan çeyreklik beyanatta RBA, büyüme enflasyon tahminlerini düşürürken işsizliğin ise artacağını öngörmüştü. Banka bu yıl için büyüme tahminlerini %1.75-2.75 olarak duyurdu. Son aylarda gerileyen petrol ve demir cevheri fiyatları ile emtia grubunun da değer kaybetmesi, ekonomisi büyük ölçüde emtia ihracatına bağlı olan kıta ülkesi için çok olumlu gelişmeler değildi. RBA’nın, global anlamda ve ülke ekonomisindeki son değişiklikler adına yapacağı değerlendirmeler, ABD Doları karşısında yaklaşık son altı yılın en düşük seviyelerinden bir miktar toparlanma kaydeden Avustralya Doları’nın ilerleyen dönemlerde yönünü belirleyebilir. Dolayısı ile Salı günkü faiz beyanatının ardından Banka’nın bu açıklamalarını da yakından takip etmek faydalı olacaktır.

Çin – Ticaret Dengesi: Haftanın son işlem gününde Asya gündemi tarafında dikkatler dünyanın en büyük ikinci ekonomisine sahip olan Çin’den gelecek verilerde olacak. Mart ayında 3.1 milyar Dolarlık ticaret fazlası veren Çin’in ihracatı, geride kalan yılın aynı ayına göre Yuan cinsinden %14.6 artış kaydetti. İthalat ise aynı dönem için, zayıf iç talep ile %12.7 düşüşe işaret etti. 13 Nisan’da yayımlanan ilgili rakamlar piyasaları oldukça şaşırtmıştı diyebiliriz. Mart ayına ait açıklanacak yeni ticaret dengesi verilerinin beklentilerden farklı gerçekleşmesi halinde, piyasaların risk algısında, Çin’in önemli ticaret ortakları olan Yeni Zelanda ve Avustralya’nın para birimlerinde, altın, bakır ve petrol gibi emtia fiyatlarında, gelişen ve gelişmiş ülke borsalarında değişimler izlenebilir.

Euro Bölgesi – Almanya Sanayi Üretimi: Şubat ayında, piyasalardaki yükseliş beklentilerine paralel, %0.2’lik bir artış kaydeden Euro Bölgesi’nin en büyük ekonomisi Almanya’nın sanayi üretimi verisi, Ocak döneminde ise %0.6 yükselmişti. İş dünyasında aktivite güvenin son aylarda genel olarak toparlanma gösterdiği Almanya’da, Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) ekonomiyi desteklemek için adımlar atması da, sanayi üretiminde önümüzdeki dönemlerde bir miktar olumlu havayı destekleyebilecek faktörler arasında yer alıyor diyebiliriz. Mart ayında ilişkin olarak açıklanacak Almanya’nın yeni sanayi üretimi datası kıtanın ortak para birimi Euro ve Alman Dax endeksi başta olmak üzere Avrupa’daki borsalarda etkili olabileceği için yakından takip edilecek.

Türkiye – Sanayi Üretimi: Asya seansının ardından, veri akışı açısından global piyasaların son derece yoğun olduğu haftanın son işlem gününde, yurtiçinde sanayi üretimi rakamları büyük bir dikkatle takip edilecek. Takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretimi Şubat ayında, önceki yılın aynı dönemine göre %1.0 yükseliş kaydetmiş, piyasa beklentilerinin üzerinde gerçekleşmişti. Mart ayına ilişkin TÜİK tarafından açıklanacak yeni rakamların piyasalardaki öngörülerden farklı gerçekleşmesi, Türk Lirası ve BIST-100 endeksi üzerinde etkili olabilir.

İngiltere – Ticaret Dengesi: Haftanın son işlem gününde, İngiltere ekonomisine ait bilgiler verecek olan dış ticaret dengesi rakamları, Mart ayına ilişkin olarak açıklanacak. Aralık döneminde, son olarak Temmuz ayında görülen seviyeye yükselen ada ülkesinin dış ticaret açığı, aynı zaman da piyasa beklentilerini aşmıştı. Ocak’ta ise açığın bir miktar azaldığını görmüştük ancak, Şubat dönemi verileri açığın yeniden artış kaydettiğine işaret etti. İngiltere’nin dış ticaret dataları, ülkenin para birimi ve borsasındaki fiyat değişimlerinde etkili olabileceği için genel seçimler sonrasında yakından izlenecek. Ayrıca Merkez Bankası’nın (BOE) para politikası beyanatı öncesinde rakamlar, Sterlin için önem taşıyor diyebiliriz.

Kanada – İstihdam Değişimi: Kanada’da hafta içerisinde açıklanan makro-ekonomik göstergelerin ardından, Cuma günü yayımlanacak rakamlar ile birlikte yine önemli veriler göreceğimizi ifade edebiliriz. ABD’nin önemli göstergeleri ile aynı anda yayımlanacak olan Kanada’nı istihdam dataları, yatırımcıların merceği altındaki makro-ekonomik göstergeler arasında yer alacak. Mart ayında yükseliş beklentilerinin aksine gerileme kaydeden işsizlik oranı %6.8 olarak açıklanırken, istihdam değişimi ise aynı dönemde, istihdamın 28.7 bin kişi arttığına işaret etmişti. Bu rakam, ilgili dönemde 0.5 bin azalacağı yönündeki istihdam verisine ait beklentilerden çok daha olumlu bir göstergeydi. Nisan ayı için açıklanacak olan rakamların piyasa beklentilerinden farklı bir tablo çizmesi halinde, Kanada Merkez Bankası’nın (BOC) para politikasına ilişkin beklentiler fiyatlanarak, ülkenin para biriminde sert hareketler görülmesine neden olabilirler.

ABD – Tarım Dışı İstihdam Değişimi; Haftanın en önemli makro-ekonomik göstergesi olarak tanımlayabileceğimiz ABD’nin tarım dışı istihdam değişimi (TDİ) verisi, Dolar’ın yönünü etkileyebileceği için bu ay da piyasalar tarafından çok yakından takip edecek. ABD Merkez Bankası’nın (FED) para politikası kararlarına ilişkin piyasa beklentilerini şekillendirebilecek TDİ, borsa endekslerinden emtia fiyatlarına, tahvil faizlerinden paritelere kadar birçok varlık ve değişken üzerinde etkili olabilir. TDİ ile birlikte açıklanacak olan, ortalama saatlik kazançlar ve işsizlik oranı gibi önemli rakamlar yine ABD ekonomisi adına dikkatle takip edilecek ancak, Dolar’a ağırlıklı olarak TDİ göstergesinin yön verebileceğini söyleyebiliriz. Nisan ayına ilişkin TDİ, tarım sektörü dışında 126 bin Amerikalının istihdam edildiğini gösterirken, piyasa beklentilerinin çok altında, olumsuz gerçekleşmişti. Nisan ayında ise 231 bin kişilik bir istihdam artışı sağlanmış olması bekleniyor. Tarım dışı istihdam değişiminin tahminin üzerinde açıklanması halinde, FED’in faiz artırımına bir adım daha yaklaşacağı beklentisi güç kazanarak Dolar’da yükselişler izlenebilir. Verinin öngörülenin altında kalması durumunda ise, Banka’nın olası bir faiz artırımı için aceleci davranmayacağı beklentisi zemin bularak, ülkenin para biriminde kayıplara yol açabilir.

Türkiye – S&P Türkiye Raporu: Haftanın son işlem gününde yurtiçi piyasalar için önemli olarak değerlendirebileceğimiz, kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin Türkiye raporu yakından izlenecek diyebiliriz. Geride kalan yıl değerlendirme takvimini açıklayan kurum, Türkiye için olası duyurularını 8 Mayıs ve 6 Kasım 2015 tarihlerinde yapabileceğini belirtmişti. S&P 21 Kasım 2014’deki son değerlendirmesinde Türkiye için notunu BB+ seviyesinde bırakılırken, görünümü ise “negatif” olarak değerlendirmişti. Negatif görünüme gerekçe olarak ise, ülkemizin 2015 yılı içerisinde büyük ölçüde dış finansmana ihtiyaç duymaya devam edecek olmasının getireceği olası riskler gösterilmişti. Kredi derecelendirme kuruluşlarının açıklamalarının yasal düzenlemeler gereği piyasalar kapalı iken gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bu paralelde ya sabah erken saatlerde, ya da piyasalar kapandıktan sonra gözler ilgili kredi derecelendirme kuruluşundan haftanın son işlem günüde gelecek açıklamalarda olacak diyebiliriz. Ayrıca kurumun herhangi bir duyuru yapmayabileceğini belirtmek gerekiyor.

Önemli NOT: Analizler içerisinde söz edilen beklentiler ve ekonomik verilere ilişkin beklenti rakamları, 1 Mayıs 2015 tarihinde saat 18:00’da tamamlanan çalışmalar sonucu belirlenmiştir. Beklentiler analist ve ekonomistlere yapılan yeni anketler, ya da piyasa dinamiklerindeki farklılaşmalar sonucu haftanın ilerleyen günlerinde değişiklik gösterebilmektedir. Bu nedenle hafta içerisinde GCM Forex Araştırma Departmanı tarafından hazırlanan günlük analizlerde güncellenebilecek beklenti ve beklenti rakamlarını takip etmeniz önem taşımaktadır.

EURUSD ANALİZİ
Dolar Endeksinin hareketlerini değerlendirdiğimizde şuanda çok önemli bir bölgede seyrini sürdürmektedir. 19 Ağustos 2014 tarihinden beri devam eden yükseliş trendinin alt noktası olarak kaydedilen 94.45 seviyesi endekste bundan sonra ne yapmalıyım sorusunun cevabı için yakinen takip edilmelidir. Burada bazı soruların sorulması kaçılmazdır.
Bu sorular;
16 Mart 2015 tarihinde başlayan satış rallisi bundan sonraki süreçte devam edecek mi?
19 Ağustos 2014 tarihinden beri devam eden yükseliş trendi etkisini hissettirecek mi?
Yukarıdaki soruların cevabını 94.45 ve günlük kapanışlar belirleyebilir. Özellikle de yükseliş trendinin sonlanabilmesi için 94.45 yani yükseliş trendinin alt noktası altında art arda iki günlük kapanışa ihtiyaç vardır. Bu şart sağlanırsa endekste trend değişebilir. Aksi takdirde bu düşüşe rağmen hala daha yükseliş trendinde seyir sürmektedir.
Dolar endeksi ile ilgili ayrıntılı bilgi vermek EURUSD paritesi için neden önemli diye soracak olursanız Dolar endeksinin tanımını inceleyerek daha ayrıntılı bilgi sahibi olabilirsiniz.
Amerikan Doları’nın 6 büyük para biriminden oluşan bir döviz sepetine karşı geometrik ortalama yöntemiyle hesaplanan endekse “Dolar Endeksi” denir.
Burada ağırlıklar incelendiğinde en yüksek oran Euro’dur. Yani Dolar Endeksindeki hareketler, direk EURUSD paritesi üzerinde etkili olmaktadır.
EURUSD paritesini incelediğimizde 16 Mart tarihinden itibaren önemli yükselişler görüldü. Bu yükselişler bazı bölgelerin üzerinde hareketler gerçekleştirerek daha da netleşti. Bu nedenle de özellikle bundan sonraki süreçte bu bölgeler dikkat edilerek kısa vadeli yükselişlerin daha ne kadar devam edip etmeyeceğini sorgulayabiliriz. Bu konu ile ilgili ayrıntıları EURUSD grafiğinde net bir şekilde görebilirsiniz. Ancak burada unutulmaması gereken bir husus var ki parite de yaklaşık bir buçuk aylık süreçte gerçekleşen yükselişler, kısa vadeli yükseliş olarak değerlendirilmeli ve bundan sonraki süreçte de bu şekilde düşünülmelidir. Orta ve uzun vadeli olarak hala daha düşüş trendi içerisinde olduğumuz unutulmamalıdır. En yakın ve kritik bariyer ise orta vadeli düşüş trendinin üst noktası olarak kaydedilen 1.1535 olarak kaydedilmiştir.
Destek: 1.1185-1.1060-1.0920
Direnç: 1.1320-1.1390-1.1450

GBPUSD ANALİZİ
İngiltere’den gelen olumlu veri ve açıklamalar ile birlikte değer kazanan Sterlin, ABD’den gelen olumsuz veri ve açıklamalar ile birlikte güç kaybeden Dolar Endeksi, GBPUSD paritesinde önemli yükselişlerin kaydedilmesini sağladı. GBPUSD paritesi gerçekleştirdiği yükselişler ile 1.5120 – 1.5185 bölgesini geçerek kısa vadeli düşüş trendinin sonlanmasını sağladı. GBPUSD, mevcut trend değişikliği nedeniyle yukarı yönlü çıkışı 1.5495 seviyesine kadar sürdürdü ve daha sonra tepki satışına maruz kaldı.
Parite de yaşanılan yükselişler sonrasında belirli geri çekilmelere maruz kalması, bazı soruları sormamıza neden oldu. Bu sorular;
Paritede yaşanılan bu düşüşler tepki satışı ise nereye kadar devam edebilir?
Parite de yaşanılan bu düşüşler artık yükselişlerin sonlandığı anlamına mı gelecektir?
Yukarıdaki soruların cevabı için Fiboancci düzeltme oranları incelenmelidir. 1.4565 – 1.5495 arasındaki yükselişte fibonacci retracement oranları belirlediğimizde %38.2, %50 ve %61.8’lik orana tekamül eden seviyeler, tepki satışlarındaki olası hedefler olarak kaydedilmiştir. Bu seviyeler sırası ile 1.5140 – 1.5030 ve 1.4920 olarak kaydedilmiştir. Parite bu bölge üzerinde gerçekleştirdiği satıcılı seyri Tepki Satışları, 1.4920 seviyesi altındaki hareketleri ise Düşüş Trendi Hareketleri olarak kabul edebilir. Bu bağlamda da yeni hafta da belirlediğimiz üç seviye kritik seviyeler olarak kaydedilmiştir.
NOT: GBPUSD paritesinin mevcut yükselişlerini 200 günlük üssel hareketli ortalama altında sınırlaması, orta vadeli satıcıların hala daha aktif olduğunun bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Bu nedenle de özellikle yaşanılacak olası gerilemeler, orta vadeli satıcıların etkisi altında kalacak mı sorusunun cevabı için bundan sonraki süreçte gerek İngiltere gerekse ABD’den gelecek veri ve açıklamalara bağlı olarak incelenebilir.
Destek; 1.5140-1.5030-1.4920
Direnç; 1.5350-1.5495-1.5625

USDTRY ANALİZİ
USDTRY 2.7429 zirvesinden sonra geriledi ancak hala zirveden uzakta değil.
Türkiye tarafında haftanın en önemli başlığı Merkez Bankası’nın hafta içindeki sunumu oldu. Merkez Bankası sene sonu enflasyon beklentisini 5.5’den 6.8’e yükseltti. Gıda fiyatlarında önümüzdeki dönemde yumuşama beklentisinin korunduğunuz izledik. TL’nin değeri açısından Merkez Bankası’nın rahatsız olmadığını, seviyeden ziyade oynaklığa karşı hassas olunduğu gözlendi. Merkez, gereken zamanda gereken hamlelerin yapılacağını ifade etti. Nisan enflasyonun da yüksek gelebileceği açıklamasında bulundu.
Fed toplantısı sonunda ilk tepkilerin doları değerli kıldığını gördük. Fed açıklamalarında yeni ve sürpriz diyebileceğimiz bir başlık yok. Fed hala piyasaların ne haddinden fazla gevşemesine ne de aşırı stresle baskı altında kalmasına razı değil, ip üstünde ilerleyen Fed dengelerin hızlıca bozulması riskini alabilecek durumda değil. Bu yüzden “sözlü yönlendirme” denilen “güvercin-şahin-sabırlı-sabırsız” tanımlamaları ile varlık alım programının sonlandırılması en az hasarla atlatıldı, faiz artırım sürecinde de aynı performans sergileniyor.
Ancak, varlık alımının sonlandırılacağı açıklamaları ve azaltım süreci nasıl piyasaları çalkaladıysa (özellikle gelişmekte olan ülkeleri) bir benzerini faiz artırım sürecinde de yaşayacağız, bu bir yıkım değil ama dalgalanma ve hazırlıklı olmak gerek.
Çarşamba akşamından sonra faiz artırım beklentilerinde önemli bir değişiklik yok. Fed “haziran ayında faiz artırmam” demediği için dolar değer kazandı yorumlarına “Fed bu toplantıda böyle bir garanti verir miydi” denebilir. Hala ilk faiz artırımı için eylül ve max. 25 bp ile başlanması yüksek ihtimal. Ama bugün 0.2 büyüme varken koşa koşa faiz artırımına gidecek Fed yok.
Büyüme konusunda her ne kadar iyimser beklentilerin korunduğu ifadeler duysak da 0.2 büyüme kötü. Kış koşulları vs. elbette ekonomik aktiviteyi etkiler ama ABD için büyümek demek tüketmek demekse o tüketim iştahı bir türlü artmıyor, tasarruf rakamı artıyor. Buna tüketici tedirginliği diyoruz, gelecekten emin olamama hali.
Yine de önümüzdeki aylarda artan istihdam, hızlanan ekonomik aktivite, daha hızlı büyüyen ABD görürsek faiz artırımına daha yakınız diyeceğiz. Nitekim zayıf büyümeden sonra gelen pozitif işsizlik başvuruları ve PMI rakamları doları yukarı iten etki yarattı.
Paritede 2.74 seviyesine yakın yerden bir geri dönüş yaşandı fakat henüz şu an için TL’nin değerli olma olasılığında bir önceki haftadan farklı bir noktada değiliz. Geri çekilmede 2.65 seviyesi altına inilmedi henüz. 2.65 seviyesi altına inilmesi halinde geri çekilme 2.60 seviyesine kadar devam edebilir. 2.65 seviyesi üzerinde yaşanan seyirde ilk direnç 2.70, ana direnç 2.75 seviyesi olarak görülüyor. ABD tarafından gelecek veriler ve yaklaşan seçim paritenin şekillenmesine etki etmeye devam edecektir.
Destek: 2.65-2.60-2.54
Direnç: 2.70-2.75-2.80

EURTRY ANALİZİ
EURTRY paritesinde iki hafta öncesine kadar takip ettiğimiz vadeler arası ayrımın bitişinin teyit kazanma çabasının oluştuğu görülüyor. Hafta boyunca gerçekleşen yükselişle birlikte gerek yeşil ile belirttiğimiz düşüş kanalının üst sınırı olan 2,8750 üzerinde kalıcılık sağlandı, gerekse diğer potansiyel baskı bölgesi olan 2,9550 – 2,9780 bölgesi aşılmış oldu. Aynı süreçte Göreceli Güç Endeksi RSI’da da düşüş eğilimi boyunca etkili olan 54 – 59 bandı geçilmiş ve üzerinde kalıcılık sağlanmış oldu. Bu bağlamda, öncelikle mavi ile belirttiğimiz 2,9550 – 2,9780 bandı üzerinde yukarı yönlü baskının ön planda olması beklenebilir. Gerçekleşebilecek alımlarda 3,0525 ve 3,1275 kritik seviyeler olarak karşımıza çıkıyor. Olası geri çekilmeler, mavi bant üzerinde sınırlı kaldığı müddetçe yeni alım baskısına maruz kalabilir. Bu şart korunamadığı takdirde, 2,8750 seviyesi gündeme gelebilir. Ancak bu durumda dahi, 2,8750 kırılana dek gerek orta gerek uzun vadeli yukarı yönlü baskının güncelliğini koruduğu ve düşüşlerin kısa vadeli olabileceği unutulmamalıdır.
Destek: 2,9780 – 2,9550 – 2,9220
Direnç: 3,0300 – 3,0525 – 3,0920

USDJPY ANALİZİ
USDJPY paritesi haftaya oldukça kritik bir bölgede başlamıştı. Ağustos 2014 tarihinden bu yana yükseliş trendini desteklemekte olan 89 günlük üssel hareketli ortalamanın (güncel seviyesi 118,80) sorgulanması sürecin kritik oluşunun nedenleri arasında bulunuyordu. Mavi ile belirttiğimiz düşüş kanalının yol açtığı bu mücadele sonrasında, 89 günlük üssel hareketli ortalama üzerinde günlük kapanışların devam ettiğini ve sonunda yukarı yönlü baskının ağırlık kazandığını gördük. Ancak paritenin yükselişlerini sürdürebilmesi için hala aşması gereken bir düşüş kanalı bulunuyor. Kanalın üst noktası olan 120,10 seviyesi aşıldığı taktirde, yukarı yönlü baskının devamlılık sağlayabilmesi beklenebilir. Bu bölgede özellikle 120,10 üzerinde gerçekleşebilecek günlük kapanış/kapanışlar bu tutumu destekleyebilir.
Yukarı yönlü baskıların kanalı aşamaması ve paritenin 120,10 seviyesi altındaki seyrini sürdürmesi durumunda aşağı yönlü baskılar kendini hissettirebilir. Düşüşlerde kritik bölge 89 günlük üssel hareketli ortalamanın güncel seviyeleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu aşamada düşüşler devam etmek istiyorsa, 89 günlük üssel hareketli ortalama altında peş peşe günlük kapanışlar sağlamalıdır.
Destek: 118,80 – 118,00 – 117,15
Direnç: 120,10 – 120,80 – 122,00

EURJPY ANALİZİ
Euro’nun etkili bir değer kazanımı yaşadığı haftada, EURJPY paritesinin de haftalık bazda 2015 yılının en etkili yükselişini gerçekleştirdiğini görüyoruz. Kısa vadede görülen bu yükselişin devam edebilmesi ve bir düzeltme hareketi olmaktan çıkabilmesi açısından, düşüş kanalının üst sınırı olan 135,70 – 136,70 bölgesini (mavi) aşması gerekmektedir. Bu şart sağlandığı ve bölgede günlük kapanışlar da oluşabildiği takdirde yukarı yönlü fiyatlamalar ön plana çıkarak 138,20 ve 140,15 gibi seviyeleri gündeme getirebilir. Hafta boyunca gerçekleşen sert yükseliş sonrasında, 135,70 – 136,70 bandının aşılamaması ve bu bant altında kalıcılık sağlanması durumunda aşağı yönlü baskılar gerçekleşebilir. Ancak bu eğilimin tekrar bir yükseliş çabasına dönüşüp dönüşmeyeceğinin kontrolünü sağlamak önemlidir. Bu nedenle düşüşlerde hedeflenebilecek ara seviyeleri altındaki günlük kapanışlar da takip edilebilir.
Destek: 133,60 – 132,20 – 130,90
Direnç: 135,70 – 136,70 – 138,20

AUDUSD ANALİZİ
Geride bıraktığımız haftada oldukça sert fiyatlamalara maruz kalan AUDUSD paritesinde, yine yoğun bir gündem karşımıza çıkıyor. Bu nedenle başta ABD tarafı olmak üzere, iki taraftan da gelecek kritik verileri dikkatle takip etmekte yarar var. Teknik olarak incelediğimizde hafta ortasında 0,8080 seviyesine dek yükselen paritenin, bu bölgede kalıcılık sağlayamadığını ve Fibonacci 38,2%’lik düzeltme noktası olan 0,7855’in üzerine kadar gerilediği görüyoruz. Önümüzdeki süreçte, 0,8080 – 0,8025 (Fibonacci 61,8%) bandı altında düşüş baskısının etkili olması beklenmektedir. Gerçekleşebilecek satışlarda 0,7855 seviyesinin kırılması ve bölgede gerçekleşebilecek günlük kapanışlar, aşağı yönlü baskının netlik ve kalıcılık kazanmasına katkı sağlayabilecek unsurlar arasındadır. Olası toparlanmalar özellikle 0,7855 seviyesinin kırılamaması durumunda karşımıza çıkabilecekken, yükselişlerde 0,7940 ve 0,8025 seviyeleri hedeflenebilecek kritik seviyeler arasındadır.
Destek: 0,7755 – 0,7670 – 0,7590
Direnç: 0,7940 – 0,8025 – 0,8080

USDCAD ANALİZ
Hafta ortasına kadarki tabloda Dolar’daki değer kaybının birçok varlık fiyatı gibi USDCAD paritesinde de etkili olduğunu görmüştük. Haftanın ortasından itibaren para biriminin toparlanması, USDCAD paritesinde yükselişin ön plana çıkmasında etkili oldu ve bu yükselişin oldukça kritik bir bölgede gerçekleştiğini ifade edebiliriz. Yükseliş trendinin sınırını oluşturan ve aynı zamanda Fibonacci 38,2%’lik düzeltme noktası üzerinde bulunan 1,1990 seviyesinin kırılamaması sonrası alımlar ağırlık kazandı. Önümüzdeki süreçte, söz konusu seviye güncelliğini koruduğu takdirde yukarı yönlü baskının bir adım önde olması beklenmektedir. Yoğun veri takviminin desteklemesi halinde gerçekleşebilecek alımlarda 1,2190 ve 1,2312 hedeflenebilecek kritik seviyeler olarak karşımıza çıkabilir.
Dolar’da değer kayıplarının sürmesi durumunda paritede destek bulabilecek düşüşler, 1,1990 seviyesi altında peş peşe günlük kapanışlar sağlanamadığı müddetçe yeni alım baskısıyla karşılaşabilir. Trendin kırılması ve günlük kapanışların bu tabloyu desteklemesi durumunda ise 1,1845 ve 1,1730 seviyeleri gündeme gelebilir.
Destek: 1,1990 – 1,1845 – 1,1730
Direnç: 1,2190 – 1,2312 – 1,2405