Hükümete yakın medya kuruluşları olarak tanımlanan Yeni Şafak ve Star gazeteleri, Gülen cemaatine yakın savcıların emri ile aralarında üst düzey siyasetçiler, gazeteciler ve akademisyenlerin de yer aldığı binlerce kişinin telefonlarının dinlendiğini iddia ederken, Fethullah Gülen avukatı aracılığı ile yaptığı açıklamada haberleri yalanladı.
Hükümet, 17 Aralık'ta yolsuzluk ve rüşvet iddialarıyla başlatılan operasyonunun Fethullah Gülen'in liderliğindeki Hizmet Hareketi tarafından hükümeti yıpratmak amacıyla organize edildiğini savunuyor. Bu kapsamda oluşturulan "paralel yapı"nın devletin önemli kurumlarında Cemaat'in çıkarları doğrultusunda hareket ettiği ileri sürülüyor.
Star gazetesinin haberine göre, "Selam Terör Örgütü" adında bir örgüt oluşturdukları iddiasıyla aralarında İçişleri Bakanı Efgan Ala, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın danışmanı Yalçın Akdoğan, Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın da bulunduğu 7,000 işadamı, sanatçı, bürokrat, gazeteci ve sivil toplum örgütü yöneticilerinin telefonları son üç yıldır dinleniyordu.
Yalçın Akdoğan, yaptığı açıklamada, "İllegal şekilde herkesi dinleyen, özel yaşamla ilgili her şeyi takip eden, gerektiğinde şantaj olarak kullanan, insanlara suç üreten bir yapı var karşımızda. 7,000 kişiyi yıllarca dinlemişler ve hayali bir suç örgütü üyesi olmaktan onlara dava açacaklardı" dedi.
Akdoğan şöyle devma etti: "Şimdi toplumda böyle bir şey var mı, böyle bir hakikat var mı? Tamamen hayali suçlar imal ediliyor, telefon dinlemeleri üzerinden senaryo üretip, suç imal etmek; böyle bir hukuki mücadele olmaz. Beş yıl boyunca birini dinlesek hayali senaryolarla bir suç inşa edebilirsiniz. Bunlar başbakanı, CHP, MHP, AK Parti genel merkezini ve daha birçok kimseyi dinlemişler."
Öte yandan, Fethullah Gülen'in Avukatı Nurullah Albayrak yaptığı açıklamada, dinlemelerin "haksız bir biçimde" müvekkiline atfedilmeye çalışıldığını belirterek, şunları söyledi:
"Bugün bazı gazetelerde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında siyasetçiler, bürokratlar, gazeteciler ve akademisyenlerden oluşan 7,000'in üzerinde kişinin telefonlarının dinlendiği iddia edilmiş ve bu uygulama insafsızca ve haksız bir biçimde müvekkilime atfedilmeye çalışılmıştır. Birbiriyle düşünsel irtibatı olmayan 7,000'in üzerinde kişinin aynı soruşturma kapsamında dinlendiği iddiası doğru ise; bu işlemi yapan sorumlular sıfatlarına bakılmaksızın cezalandırılmalıdır. Ancak, son günlerde yapılan haberlere bakıldığında, akla ve mantığa uygun olmayan ve halkı tedirgin edebilecek bu iddianın önceki iddialar gibi sadece miting meydanlarında kullanılmaya yönelik olduğu çok açıktır. Bu durum toplumda oluşturulmaya çalışılan kin ve düşmanlığı daha fazla tahrikten başka bir işe yaramayacaktır."