Mark Mobius, twitter hesabından paylaştığı yazısında "Bizim düşüncemize göre Güneydoğu Asya, gelişen piyasalara yatırım yapacak olanlar için en heyecan verici bölge konumunda" başlığını kullandı.
Mobius'un yazısı şöyle devam etti:
Asya piyasalarının küresel ekonomi içindeki rolü geçtiğimiz yıllarda önemli ölçüde arttı, ve biz bu trendin devam etmesini bekliyoruz. Bu ülkelerin pek çoğu ekonomilerinin temellerinde önemli bir toparlanma yaşadılar ve temeldeki bu toparlanmanın kalıcı olacağını düşünüyoruz.
Bu yılın bazı Asya ülkeleri için çok önemli bir yıl olacağını düşünüyoruz, zira Güneydoğu Asya Ulusları Birliği (ASEAN) Yeni ASEAN Ekonomik Topluluğu (AEC) gibi hırslı bir plan hazırladı ve bu planın meyveleri içinde bulunduğumuz yılda toplanmaya başlayacak. ASEAN üyelerinin AEC'e katılımına yönelik görüşmeler halen devam ediyor ve iyi noktaların üzerinde çalışılıyor ve bizler bu çalışmaların sonucunu görmek için oldukça hevesliyiz.
1967 yılında kurulan ve işbirliğini artırarak barışı güçlendirmeyi amaçlayan ASEAN 10 üyeden oluşan güçlü bir bölgesel ekonomi. Bu 10 üye: Bruney, Kamboçya, Endonezya, Laos, Malezya, Mynammar, Filipinler, Singapur, Tayland, Vietnam'dan oluşuyor. Bu 10 ülke şimdiden yatırımcılar açısından cazip karakteristiklere sahip buna olumlu nüfus koşulları, bol miktardaki doğal kaynaklar, düşük maliyetli iş gücü ve daha pek çok diğer unsur dahil.
Bir bütün olarak ele alındığında nüfusu toplamda 600 milyonu aşan, ve geniş bir aralığa yayılan cazibe imkanlarına sahip olan bir bölge söz konusu oluyor. Bu bölge finans, ticaret ve teknoloji yeteneklerinin olduğu Singapur, büyük oranda dokunulmamış işgücü ve doğal kaynakları ile Mynamar, gibi iki ayrı ülkenin bir araya gelmesi ile oluşan yapı birbirini tamamlayarak ayrı ayrı olduğundan daha cazip bir yapı sunuyor.
AEC'in aşağıdaki özelliklere sahip olması öngörülmüştür:
(a) üretim temelinde tek bir piyasa
(b) yüksek rekabet gücü olan bir ekonomik bölge
(c) adil bir ekonomik kalkınma bölgesi
(d) küresel ekonomiye tam olarak entegre olmuş bir bölge
ASEAN ülkeleri kolektif bir vizyon ve işbirliği ruhu oluşturma yönünde çalışmak zorundalar. AEC ülkelerinin tam olarak bir araya gelmesi ile ortaklıklarının artacağını düşünüyoruz ancak halen bazı direnç ve endişeler sözkonusu. Eğer bu yıl tam olarak hayata geçerse AEC, sınır ötesi ticaretin daha da gelişmesi açısından bir fırsat ifade edecek ve bölgede ekonomileri, şirketleri ve insanları gelecek yıllarda birbirine bağlayacak
Boston Danışma nlık Grubu tarafından yapılan son araştırmalara göre ,bölgede AEC'e bakış açısı oldukça pozitif düzeyde bulunuyor. Ankete katılanların yüzde 80'i AEC'i kendi şirketleri açısından bir ticari fırsat olarak görüyor ve bağlı bulundukları sektörün büyümesine katkı sağlayacağına inanıyor.
İşdünyası yöneticileri ayrıca pek çok sektörde yıllar boyunca sağlanan gelişmelerin farkında ve ankete katılan şirketlerin üçte ikisi ürün sununlarını düzenlediklerini ve organizasyon ve tedarik zincirlerini bir üst seviyeye
taşıdıklarını bildiriyor Bununla birlikte bazı işdünyası yatırımcıları, hükümetlerin malların bölge içinde serbest akışına tam olarak izin vermeyebileceği yönündeki endişelerini dile getiriyor. Bizim görüşümüze göre AEC için önerilen
ve kıskanılacak durumdaki bölgenin en büyük avantajı Çin ve Hindistan gibi iki büyüme devine komşu olması olacaktır. Bu avantaj hem şirketler hem de yatırımcılar için geçerlidir.
Bölge önemli bir ticari yol üzerinde yer alıyor ki bu bölge Çin hükümeti tarafından yatırımların önemli bir odağı olarak tanımlanıyor. Çinli firmalar bölgesinin Vietnam gibi bazı ülkelerinde daha şimdiden aktif birer yatırımcı olarak bulunuyor ve bölgedeki önemli düzeyde düşük ücretler onları çekiyor. Nakliye altyapısına yönelik hırslı planlar Çin'in Güneydoğu Asya ile Çin'in bağlantısını güçlendiriyor.
Uluslararası ticaret Güneydoğu Asya'daki büyüme için yeni bir canlandırma sağlayıcı haline gelebilir. Bölgedeli bazı ülkeler, önde gelen serbest ticaret anlaşmalarına yakından bulaşmış durumdalr ki bunlardan biri olan Trans Pasifik,
Ortaklığı halen görüşülmeye devam ediyor bir yandan da bölge içinde ticari bağların artmasına çalışılıyor.
ASEAN'da nüfus artışı geçtiğimiz 15 yıl boyunca etkili oldu ve 2014 yılında bölgede nüfusu 620 milyon insana ulaştı ve 2020 yılına kadar 670 milyona ulaşması bekleniyor Bu da 2000 yılından itibaren nüfusun 514 milyondan yaklaşık yüzde 30 artması anlamına geliyor.
Bizim inancımıza göre büyüme potansiyeli, kişi başına gelirdeki artış ve görece olarak daha genç nüfus yapısı ile kombine bir halde tüketici talebini daha fazla artırarak, bölgede iş yapmanın maliyetini düşürebilir, istihdam ve sermaye hareketlerinde toparlanme ve vergilendirmenin düzenlenmesi büyüme fırsatının artırılmasını sağlayabilir.
Sonuç olarak ASEAN ekonomilerden terek tüketim geniş bir mal ve hizmet aralığında artıyor. Çeşitli beklentilere göre büyüme görünümü bölgede gelişmiş ekonomilerin çok üzerinde oluşuyor ve diğer gelişen piyasa bölgelerinin de üzerinde bir büyüme potansiyeli görülüyor.
Gelişmekte olan Asya bölgesinde bu yol için yüzde 6.6 büyüme bekleniyor. Mynamar, Kamboçya ve laos gibi ülkeler için daha da yüksek büyüme tahminleri söz konusu Diğer yandan Bruney ekonomisinin yüzde 0.5 gerilemesi ve Taylandın yüzde 3.7,Singapur'un yüzde 3 oranında büyümesi bekleniyor."