Her eve 100 binlik fatura

Tüm dünyayı vuran ekonomik kriz Türkiye’de “deneme” literatürü altında farklı bir şekilde tezahür ediyor. Erdoğan’ın tüm söylemlerine rağmen matematik değişmiyor. Ekonomi yazarı İbrahim Kahveci'ye göre Türkiye’de her eve 100 bin tl fatura edilmiş durumda.

Ekonomi yazarı İbrahim Kahveci son ekonomik gelişmeleri özetleyen bir makale kaleme aldı. Kahveciye göre, Merkez Bankasının düşürdüğü faizden TC Devleti bile yararlanamıyor.

Kahveci’’nin son saptamaları şu şekilde;

Henüz yazılı hale bile gelmemiş ama 19 yıl bugünler için beklendiği söylenen bir ekonomik deneme yapıyoruz.

Milli Güvenlik Kurumu-MGK bile bu denemeye sahip çıktı. Adı üzerinde deneme işte...

Zaten kendileri de “bir şey deniyoruz” demediler mi?

Gelin bu denemenin bazı matematiksel boyutlarına bakalım. Gerçi matematiği pek sevmiyorlar ama biz yine de biraz zorlayalım.

-BDDK verilerine göre Ekim 2021’de toplam TL kredileri : 2 trilyon 630 milyar TL

-Bankacılık sektörünün TL kredilerinden aldığı faiz ise: 414,2 milyar TL

Merkez Bankası hiç faiz indirmese ve bankalar aynı faizleri almaya çalışmış olsa, bankaların yıllık faiz geliri : 550 milyar lira olacaktır.

İşte bütün kıyamet bu 550 milyar liralık faiz gideri için kopuyor.

Merkez Bankası faiz düşürdü ama bu faiz düşüşü piyasaya nerede ise hiç yansımadı. Hatta daha geçen hafta Devlet Hazinemiz yüzde 20,44’den borçlanabildi.

Bu da bir başka not olsun...

Tekrar edelim: Merkez Bankasının düşürdüğü faizden TC Devleti bile yararlanamıyor. Hatta tam tersine, tahvil faizleri yüzde 17’lerden yüzde 21’lere yükseldi.

Nasıl başarı ama...

***

Biz yine basit hesaba geri dönelim: Varsayalım ki MB’nin faiz indirimi piyasaya yansıdı. Ve indirim sonrası faiz gideri yüzde 20 düşerek yıllık 550 milyar liradan 440 milyar liraya düştü.

Hatta gelin biz Merkez ötesi daha iyimser hesap yapalım: Faizlerde 4 puan yerine 5-6 puanlık düşüş kabul edelim. Bu durumda bile ülkemizde faizden yapılacak tasarruf sadece ve sadece 150 milyar TL oluyor.

Durun...

TL kredi faizlerinin önemli kısmı tüketici ve kredi kartlarından geliyor. Hani ‘Yeni Ekonomi Denemesinde’ üretim, yatırım, istihdam ve ihracat için büyük maliyet tasarrufu edilecek deniliyor ya... İşte o bölüm sadece faiz giderinin yarısı ediyor.

Yani kıyameti kopardığımız üretim, yatırım, istihdam ve ihracat kısmının FAİZ maliyetini sadece 75 milyar TL düşürmeyi hedefliyoruz. Toplam maliyeti bile 300 milyar lirayı (yüzde 19 faize göre) geçmiyor.

***

Bu arada şu notu da düşelim:

Bankalar (katılım bankaları dahil) yılın ilk 9 ayında 414,2 milyar lira kredilerden faiz almış ama mevduata da 267.2 milyar lira faiz ödemişler.

Ülkemizin TL’de net faiz maliyeti 9 ayda 147 milyar lira. İşte bu paranın yarısı için ÜRETİM, YATIRIM, İSTİHDAM ve İHRACATIN önünde engel diyorlar...

Evet, hikaye bu.


Ya maliyet tarafı?

Bakınız yukarıda ülkemizi kurtaracak diye söylediğimiz faiz maliyetini yazdık. Rakamların hepsi MİLYAR TL. Yapılacak tasarruf ise en fazla 150 milyar TL civarında. Ve bunun da sadece yarısı ticari kredi faizi tarafından geliyor.

Ticari kredilerin YATIRIM kısmına hiç girmedik bile.

Şimdi maliyet kısmına geçelim. Bakın burada rakamlar TRİLYON olarak geçiyor. Gelin hesaplayalım:

Ekim 2021 itibari ile Türkiye’nin toplam dış borcu: 446 milyar 439 milyon dolar.

Yeni Ekonomi Denemesine geçiyoruz diye faizlerde indirim sinyali Eylül başında verildi. Yani tam 3 ay önce 1 dolar 8,30 TL ediyordu, şimdi ise 13,30 TL.

Sadece dış borcun TL karşılığı 3 trilyon 705 milyar liradan 5 trilyon 938 milyar liraya yükseldi.

Evet, dış borç maliyeti son 3 ayda bu ekonomi denemesinde bize sadece ve sadece 2 TRİLYON 232 MİLYAR TL’ye mal oldu.

Ama maliyet bu kadarla bitmiyor. Mesela 2019’da Berat Albayrak ile başlayan dolar ile iç borçlanma maliyetini de eklemeliyiz. Orada da 157 milyar liralık maliyet artışı var. Ama büyük kalemlerden diğeri de Hazine Garantileri. İşte o maliyetler de artık 800 milyar lira arttı.

Hafta sonu Prof. Dr. Uğur Emek yazdı: Osmangazi Köprüsünün geçiş bedeli 637 TL olacak. Tabii bunun büyük kısmını devletimiz kasadan vergilerimizle ödeyecek.

***

İşin özeti şu: Son 3 ayda Yeni Ekonomi Denemesinin kur artışından dolayı sadece stok hanemize maliyeti tam 3 TRİLYON 187 MİLYAR TL oldu. (Kur artışının ithal mallar üzerinden maliyetine hiç değinmedim bile)

Bu rakamı 26 milyon 250 bin haneye böldüğümüzde her eve 121 bin liralık bir fatura çıkmış oldu.

Artık zamanla ödersiniz...

Ne de olsa Milli Güvenlik sorunumuz 150 milyar TL faiz gideri için oluştu ya...

Ya da şu şekilde izah edelim: 150 milyar faiz tasarrufu için 3,2 trilyon lira kur maliyeti oluşturduk ya...

Nasıl model ama...

Ama Nas var!

Cumhurbaşkanı Erdoğan önceki akşam TRT canlı yayınında ve dün AK Parti Grup toplantısında iki teşvik paketi başlattığını açıkladı.

50 kişinin altında istihdamı olup her yeni 1 istihdam edecek şirketlere istihdam başı 100 bin lira kredi verilecekmiş.

Oysa sayın Cumhurbaşkanımız faiz konusunda “Ortada Nas var” demişti.

Biz de buradan görevimizi yerine getirelim ve ekonomide çözüm olarak akla hemen kredi geldiği için söyleyelim: “Efendim ortada Nas var”

Herhalde kredi denilince aklımıza faiz gelecektir. Yoksa kargadan başka kuş, krediden başka çözüm mü yok...

Şer güç MB mi?

Ortada bir laf dönüyor. Neymiş efendim, her denememizde şer güçler dövizle oynuyormuş ve bizi dize getirmeye çalışıyorlarmış.

Günlerdir yazıyorum.

İki matematik işlemi yeterli.

Merkez Bankası Mart ayından 19 Kasım tarihine kadar döviz rezervini 45,5 milyar dolardan 80,3 milyar dolara yükseltti. Merkez Bankası piyasadan döviz almıyor elbette. İhracatçılardan dönen dövizlerden alıyor. Ve bunun sonucu piyasada ithalatçıya döviz kalmıyor.

Bakın Mart ayından bu yana ülke vatandaşları öyle döviz almamış. Hatta 11 Kasım’dan 26 Kasıma yabancı para-YP mevduatları 258,3 milyar dolardan 254,3 milyar dolara düşmüş.

Millet döviz satarken Merkez Bankası döviz alıyor ve bunun sonucunda da YABANCILAR SALDIRIYOR nasıl diyebiliriz?

Bu işin bir matematiği yok mu?

Ortada rakam var. O zaman konuşurken rakamlara bakmamız gerekmiyor mu?