Uluslararası Para Fonu (IMF) son 6 ayda küresel finansal istikrara yönelik risklerin yükseldiğini kaydettiği raporunda, "İleride ticaret gerilimlerinin daha da artmasının yanı sıra yükselen jeopolitik riskler ve politik belirsizlikler, küresel sermaye piyasalarında risk algısının aniden kötüleşmesi sonucu geniş çaplı gerilemelerin yaşanmasına ve küresel finansman şartlarının sert şekilde sıkılaşmasına neden olabilir." uyarısında bulundu.
IMF, "Küresel Finansal İstikrar Raporu"nun Ekim 2018 sayısını "Küresel Finansal Krizden 10 Yıl Sonra: Daha Güvende Miyiz?" başlığıyla yayımladı.
Her yıl, IMF-Dünya Bankası toplantıları öncesinde olmak üzere iki kez hazırlanan raporda, 2008 küresel finansal krizinden sonra bankacılık sisteminin ve yasal düzenlemelerin güçlendirilmesine karşın yeni finansal kırılganlıkların ortaya çıktığı vurgulandı.
Finansal istikrara yönelik risklerin son 6 ayda daha da yükseldiğine dikkat çekilen raporda, şunlar kaydedildi:
"Küresel finansal şartlar kısa vadede genel olarak büyümeyi destekleyici ve elverişli görünüyor. Buna karşın, bazı yükselen piyasa ekonomilerindeki finansal koşullar nisan ayından bu yana sıkılaştı. Bu sıkılaşma, ülkelere özel faktörler, kötüleşen dış finansman koşulları ve ticaret gerilimlerinden kaynaklandı. Sonuç itibarıyla, kısa vadeli finansal riskler nispeten artarken, orta vadeli riskler yüksek borç seviyeleri ve varlık fiyatlandırmalarından kaynaklanan kalıcı kırılganlıklarla yüksek seyretmeye devam etti."
- "Küresel sermaye piyasalarında geniş çaplı gerileme tehlikesi"
Raporda, küresel finansal sistemin yeni risk ve kırılganlıklara karşı tekrar test edileceğine işaret edilerek, "İleride ticaret gerilimlerinin daha da artmasının yanı sıra yükselen jeopolitik riskler ve politik belirsizlikler, küresel sermaye piyasalarında risk algısının aniden kötüleşmesi sonucu geniş çaplı gerilemelerin yaşanmasına ve küresel finansman şartlarının sert şekilde sıkılaşmasına neden olabilir." ifadesi kullanıldı.
Gelişmiş ülkelerdeki finansal koşulların mevcut durumda öngörülenden daha hızlı sıkılaşmasının da riskleri artıracağına değinilen raporda ayrıca, yükselen piyasaların direncine ve politika güvenilirliğine yönelik endişelerin artmasının da riskten kaçınma eğilimini güçlendirerek ilave sermaye çıkışlarına yol açabileceği belirtildi.
Öte yandan, yükselen piyasa ekonomilerinden küresel finansal krizdekine benzer sermaye çıkışları olmasının muhtemel görünmediği vurgulanan raporda, "IMF'nin riskli sermaye akışı analizlerine göre, yükselen piyasa ekonomilerinden orta vadede finansal krizdekine benzer şekilde bir yılda 100 milyar dolar ya da daha fazla sermayenin çıkış olasılığı yüzde 5." değerlendirmesine yer verildi.