IMF Türkiye Masası Şefi Antonio Spilimbergo ve kıdemli ekonomist Gregorio Impavido, Türkiye'nin dış gelişmelere karşı direncini, esnekliğini kanıtladığını ve hali hazırda iyi büyüme rakamları ortaya koyduğunu ifade ettiler. Türkiye'nin 2015 yılındaki ekonomik performansta sağladığı başarının farkında olan Spilimbergo ve Impavido, bununla birlikte yüksek cari işlemler açığının orta vadede büyümeye zarar verebileceği uyarısında bulundular.
IMF uzmanları, daha sıkı bir para ve maliye politikaları karışımı ile tüketimi kontrol altına almayı tavsiye ettiler.
IMF Survey'e konuşan Spilimbergo, Türk ekonomisinin 2015 yılında sağladığı büyümenin, karşı karşıya olduğu bir dizi negatif faktör dikkate alındığında oldukça sürpriz olduğunu belirtti. Negatif faktörler olarak Türkiye'nin geleneksel pazarları olan Rusya ve Ortadoğu ile yaşanan gelişkeleri, siyasi belirsizliği, yatırımlardaki zayıflığı işaret eden Spilimbergo, bu zorluklara rağmen özel sektör tüketiminin güçlü kalmayı sürdürdüğüne dikkat çekti.
Spilimbergo özel tüketim tabesinin güçlü olmasına neden olarak öncelikle petrol fiyatlarındaki düşüşü gösterirken, ikinci faktör olarak hanehalkı tasarruflarının dövizde olmasını işaret etti. Kredilerde büyümenin yavaş bir hızlada olsa devam etmesinin talebin güçlü kalmasında etkili olduğunu belirten Spilimbergo, Suriye ve Irak gibi ülkelerden gelen mülteci akınının, faizlerin düşük kalmasının ve tüketicilerin dayanıklı mal alımlarını öne çekmelerinin özel tüketimi güçlü tuttuğunu vurguladı.
IMF kıdemli ekonomisti Impavido ise IMF Survey'e açıklamasında zayıf tasarruf oranının Türk ekonomisinin Aşıl topuğu olduğunu savundu.
Zayıf tasarrufların iki problem yarattığını, yüksek-istihdam yaratan büyümenin desteklenmesi için yatırımların zayıf kaldığını ve Türkiye'nin bu yatırımları finanse etmek için dış tasarruflara başvurmak zorunda kaldığını ifade etti.
İmpavido, "Bir başka deyişle Türkiye gelişmiş ekonomilerdeki kişi bayına geliri yakalamak için leterince hızlı gelir yaratamıyor ve dünyanın geri kalanıyla birlikte yüksek borçlu, çok büyük cari işlemler açığı veriyor. Dış borç ve onun finansmanı Türkiye için ana zorluklar olmaya devam ediyor. Türkiye'nin dış borcu GSYH'nın yüzde 52'si seviyesinde ve her yıl toplam finansman ihtiyacı GSYH'nın yüzde 25'i seviyesinde Düşen petrol fiylatlarının etkisini dışarıda bıraktığımızda cari işlemler dengesinde iyileşme yok. Bu ekonominin daha rekabetçi hale gelmediğini gösteriyor. Petrol fiyatları yukarı gittiğinde açık yeniden artabilir" diye konuştu.
Impavido,iç tasarrufların ve rekabet gücünün artırılması gibi çok sayıda yapısal reformun bu görünümü iyileştirebileceğini belirtirken, hükümetin bu zorlukların tamamen farkında olduğunu ve bir dizi yapısal tedbir uygulamakta olduğunu da vurguladı.
Türk hükümetinin politika öncülüklerinde iç tasarrufları artırarak dış dengeyi sağlamak ve istihdam piyasasını iyileştirerek potansiyel büyüme oranının artırmak olması gerektiğini belirten Impavido, Türk istihdam piyasasının hızla artan işçilik maliyetleri, durgun verimlilik, düşük istihdam oranı ile başa çıkmaya çalıştığını ifade etti.
Potansiyel büyümenin artırılmasının zaman alacağını belirten Impavido, hükümetin iddalı planları olduğuna da işaret etti. Impavido, "Yüksek cari işlemler açığı ve büyük dış finansman ihtiyacı nedeniyle türk ekonomisi dış şoklara karşı kırılgan olmaya devam edecek.
Yapısal reformlar etkilerini göstermeden önce bu kırılganlığı azaltmak için tüketimi daha sıkı bir para ve maliye politikaları
karışımı ile kontrol altına almayı tavsiye ediyoruz" diye