Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, internetten yasak olmasına rağmen korsan film izleyenlerin internet hızlarının düşürülmesi veya kesilmesi üzerinde çalışıldığını söyledi
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, telif haklarına yönelik yeni yasa taslağıyla, sanatçıların dijital ortamdaki haklarını korumak için, bir savcının başkanlığında Dijital Hak İhlalleriyle Mücadele Merkezi'nin kurulmasını öngördüklerini bildirdi.
Bakan Avcı, Gölbaşı Vilayetler Evinde düzenlenen toplantıda, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin hazırlanan taslak hakkında TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu üyelerine bilgi verdi. Avcı, bilgilendirmenin ardından basın toplantısı düzenledi.
Toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Avcı, yasa taslağında internette izinsiz paylaşımlara ilişkin hangi düzenlemelerin öngörüldüğüne yönelik soru üzerine, "İnternette usulsüz kullanımla ilgili maddeler var. Mesela bir sanat eserini korsan, yasa dışı bir şekilde kullanıyorsanız meslek birliğiyle birlikte sizin internet kullanımınızı yavaşlatmaktan internete erişiminizi yasaklamaya kadar bir dizi tedbir öngörülüyor." dedi.
30 GÜN SÜREYLE GÖRÜŞE AÇIK OLACAK
Yasa taslağının süreci hakkında bilgi veren Avcı, "Taslak, internet sitemizde 30 gün süreyle görüşlere açık olacak. Bu bir ay içerisinde biz zaten komisyon üyelerimizden de gelen, kamuoyundan gelecek olan görüşleri, değerlendirmeleri alacağız. Son şeklini verip bu yasama dönemi bitmeden inşallah
yasalaştırmak için Meclise göndereceğiz." ifadelerini kullandı. Avcı, sinemacıların yaşadığı sıkıntılara yönelik soru üzerine, sinemacıların, oyuncuların, edebiyatçıların, müzisyenlerin eserlerinin çoğaltılması, dağıtılması gibi alanlarda sıkıntılar bulunduğuna işaret etti.
Oyuncularla ilgili "kölelik anlaşması" olarak da anılan uygulamaların bulunduğunu aktaran Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Pek çok sinema sanatçımız bu yüzden ciddi mağduriyetler yaşıyor. Düşünün ki Sefa Önal gibi Guinness Rekorlar Kitabı'na girecek kadar senaryoya imza atmış bir sinema insanı bile bugün televizyonlarda ve sinemalarda gösterilen bunca filmine rağmen bunlardan herhangi bir telif alamıyor. Dolayısıyla onların bu sorunlarını da çözecek düzenlemeler telif yasasıyla getiriliyor."
'UYARI NİTELİĞİNDE OLACAK'
Avcı, yapılacak düzenlemelerin geçmişe dönük değil bundan sonraki telif hakları için geçerli olacağını kaydetti. Bakan Avcı, gazetecilerin haberlerinin internette izinsiz, imzasız paylaşımına ilişkin taslakta bir düzenleme bulunup bulunmadığına yönelik soruya karşılık, "Sizlerin haberleri, yayınları da telif hukukuna tabi olduğu için korsan üretenlerle ilgili sizler de gerekli yasal yollara başvurabileceksiniz." diye konuştu. Avcı, bir soru üzerine, internetin kapatılmasının veya yavaşlatılması yaptırımının bireysel olduğunu vurgulayarak, korsan kullanım tespit edildiği andan itibaren bireysel olarak internet kullanımının yavaşlatılmasının söz konusu olacağını söyledi. Bunun bir uyarı niteliğinde olacağını anlatan Avcı, eser sahipleriyle ceza mahkemesinde karşı karşıya gelinebileceğinin altını çizdi.
Avcı, yasanın tüm tarafları memnun edip etmeyeceğine ilişkin soru üzerine, "Telif hakları konusu dünyanın hiçbir yerinde ilgili bütün tarafları memnun edecek çözüme ulaştırılmış bir konu değildir. Burada ilgili bütün paydaşlar kendi çıkarlarını olabildiğince yüksekte tutmak istiyor. Dolayısıyla çatışan çıkarlar söz konusu olabiliyor. Bizim yaptığımız, bu alandaki kuralsızlıkları gidermek ve herkesin hak arayışlarına bir hukuki zemin ve çerçeve çizmek." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Avcı, 20'nin üzerinde meslek kuruluşunun, üyesi olsun olmasın, sanatçılarla, üreticilerle ilgili hak takibi yoluna gitmeye kalktığını belirterek, bunun da sahada sanatçıların da hakkını almasını zorlaştıran çok ciddi bir karmaşaya yol açtığını ifade etti. Avcı, taslakta ortak hak arayışına imkan verecek bir düzenleme yaptıklarını anlatarak, şunları kaydetti:
'ORTAK YASAL ZEMİN OLUŞTURULUYOR'
"Meslek kuruluşlarını bir çatı altında toplayarak onların ayrı ayrı bu tür hak arayışlarına gitmemelerini ve kendi aralarındaki paylaşımları tüketicilere yansıtmamalarını sağlayacak bir zemin oluşturuyoruz. Dolayısıyla tüm meslek kuruluşları haklarını alabilecekleri bir şemsiye kuruluşuna kavuşuyorlar. Bununla ilgili ortak yasal zemin oluşturuluyor. Tüketiciler de kiminle muhatap olacaklarını ve kiminle muhatap olurlarsa gerçekten sanatçının, üreticinin hakkını vermiş olacaklarını baştan bilerek lisanslama faaliyetlerine girmiş olacaklar."
Avcı, ortak lisanslamayla işlerin yürütülmesi sonucunda dünyadaki örneklerinde olduğu gibi üretici, sanatçı ve bilim insanlarının telif gelirlerinde ciddi artışlar olabileceğini ifade etti. Bakan Avcı, Antalya'da valiliğin kamuya açık alanlara yönelik aldığı alkol yasağı ve bu konuda yöneltilen eleştirilere ilişkin soru üzerine, Avrupa'da da bazı kamuya açık alanlarda alkol yasağının uygulandığına dikkat çekti. Bu uygulamanın eski bir kararın hatırlatılması olduğunu aktaran Avcı, "Bu, yeni bir düzenleme değil ve Türkiye'ye mahsus bir düzenleme de değil. Dünyanın her yerinde nerede içki içileceği, nerede içilemeyeceği kurallara bağlıdır. Antalya Valiliğinin yaptığı da bu uygulamadır." dedi. Avcı, bunun bir "içki yasağı" olarak lanse edilmesinin doğru olmadığını belirtti.
Telif haklarına ilişkin düzenlemede Sabahattin Ali'nin eserlerine ilişkin haklar konusunda da bir çalışmanın bulunup bulunmayacağı sorulan Avcı, bunun ibretlik bir olay olduğunu vurguladı. Bu konuda Sabahattin Ali'nin kızıyla da görüştüğünü anlatan Avcı, telif haklarının sanatçının ölümünden 70 yıl geçtikten sonra kamuya devredilmesine yönelik uygulamanın bulunduğunu anımsattı. Ali'nin 1949'da öldürüldüğüne fakat uzun bir süre ölümüyle ilgili resmi bir kayıt olmadığı için ölüm ilamının 1953 yılında alındığına dikkat çeken Avcı, ailesinin de telif hakları konusunda 1949 yılını "ölüm yılı" olarak kabul etmek istemediğini aktardı.
'AİLENİN TALEBİ HAKLI'
Avcı, 1949 yılı baz alındığında Sabahattin Ali'nin eserleri için sürenin 2019'da biteceğini bildirerek, bunun yanında 1944 ve 1948'te alınmış iki Bakanlar Kurulu kararıyla Ali'nin iki eserinin 1965 yılına kadar yasaklandığını ve iki kitap için yasaklamanın diğer eserlerin basımını da etkilediğini hatırlattı.
Ailenin, eserlerin bu süre içerisinde de piyasada olmaması sebebiyle söz konusu telif haklarının 1965'ten itibaren uygulanmasını istediğini belirten Avcı, bu sürenin makul olduğunu ifade etti. Avcı, "Bence ailenin bu konudaki talebi haklı. Bizim tartışmaya açtığımız telif hakları kanununda inşallah bununla ilgili bir düzenleme bulunursa bence iyi olur. Bakanlık olarak bizim bu konuda kanaatimiz, en azından iki Bakanlar Kurulu kararıyla yasaklanmış olmaktan kaynaklı bu mağduriyetin giderilmesi için istisnai bir hüküm geliştirilebilir mi diye çalışıyoruz." diye konuştu.
Bunun genel bir düzenleme olduğunu vurgulayan Avcı, yazarın ölümüyle ilgili bir netlik yoksa veya yasaklanmalardan kaynaklanan bir gecikme olması durumundaki mağduriyetlerin giderilmesine ilişkin bir düzenleme düşünüldüğünü dile getirdi. Bu süreçte yargının, Ali'nin eserlerinin telif hakkı süresinin 2019'da dolmasına yönelik karar da verebileceğini aktaran Avcı, "Bence burada Türk yayıncıları örnek davranış sergilemeli ve hukuken, yasal olarak böyle bir hak olsa bile bu 21 yıl boyunca, yasaklı olduğu süre boyunca en azından Sabahattin Ali'nin kitaplarına kamu malı muamelesi yapmamayı yayıncı birlikleri ve yayıncılar ortak bir tavır olarak benimsemeli. Bence çok yakışır ve Sabahattin Ali'nin hatırasına da denk düşen bir uygulama olur." şeklinde konuştu.
'SAVCILIK HIZLICA MÜDAHALE EDECEK'
Bakan Avcı, sanatçıların eserlerine internette çok rahat ulaşılabilinmesine yönelik nasıl bir yenilik getirileceği sorusuna karşılık da bugünün teknolojik imkanlarıyla kimin yasal kimin yasal olmayan hangi esere ulaştığını tespit edebildiklerini anlattı. Avcı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"(Eserlerim internet üzerinden korsan paylaşıma açılıyor) bilgisi ulaştığı anda biz bunu takibat altına alıyoruz. Nasıl alıyoruz? Bir merkez kuruyoruz, yasa taslağımızda bu var, Dijital Hak İhlalleriyle Mücadele Merkezi. Yani sanatçıların dijital ortamlardaki haklarını korumak üzere bir merkez kuruyoruz ve bu merkezin başında bir savcı olacak. Münhasıran bu konularla ilgili savcılık hemen hızlıca müdahale edebilecek."
Bakan Avcı, günlük ihtiyaçlara hemen cevap verebilecek konuları gözeterek bazı noktaları yönetmeliğe bıraktıklarını, teknolojik gelişmeler ve güncel durum dikkate alınarak yönetmelik değişikliklerinin daha kolay gerçekleştirebileceğini kaydetti.