İş dünyasında faiz korkusu: Sert iniş acı verici olabilir

Faiz artışlarının ekonomiye yansımasının alışılmadık derecede uzun sürmesi, şirket liderlerinin sert inişe mi yoksa yumuşak inişe mi hazırlanacakları konusunda tereddütte kalmalarına neden oldu.

Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'daki merkez bankaları enflasyonu kontrol altına almak amacıyla faiz oranlarını son on yılların en yüksek hızında artırmış olsa da, çoğu ekonomi şimdiye kadar önceki sıkılaştırma döngülerinin tetiklediği acı verici durgunluklardan kurtuldu.

Güney Fransa'nın Aix-en-Provence kentinde hafta sonu düzenlenen ekonomi konferansına katılan şirket liderleri, özellikle de merkez bankalarının borçlanma maliyetlerini artırmaya devam etmesi halinde bu gecikmenin kendilerini ne zaman ve ne kadar etkileyeceğini sorgulamaya başladılar.

Fransız özel sermaye fonu Ardian'ın operasyon müdürü Jeremie Delecourt Reuters'a yaptığı açıklamada, "Şu anda ekonomik aktörler arasında faiz oranlarının artırılması konusunda gerçek bir fikir birliği yok" dedi ve ekledi:

"Herkesin bu soruyu soruyor olması ilginç, iyimser olanlar da var kötümser olanlar da".

ECB politika yapıcısı ve Fransa Merkez Bankası Başkanı Francois Villeroy de Galhau, konferanstaki bir panelde yaptığı konuşmada, Euro bölgesinde geçtiğimiz yıl yaşanan toplam 4 puanlık artışın ardından zirvenin yakın olduğunu söyledi.

Ancak, enflasyonun 2025 yılına kadar Avrupa Merkez Bankası'nın %2'lik hedefine geri dönmesini sağlamak için faiz oranlarının gerektiği kadar yüksek bırakılacağını da söyledi.

ECB geçen ay faiz oranlarını son 22 yılın en yüksek seviyesine çıkardı ve bu ay bir artış daha yapacağını ve muhtemelen Eylül ayında bir artış daha yapacağını söyledi.

Fransa'daki Lazard'ın başkanı Jean-Louis Girodolle, bir panelde yaptığı konuşmada merkez bankalarının deflasyonla mücadele ettikleri gibi enflasyonla da mücadele etme ve çok ileri gitme tehlikesi olduğunu söyledi.

Yatırım bankası başkanı, eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi'nin 2012'de Euro bölgesini borç krizinden çıkarma taahhüdüne atıfta bulunarak, "Korktuğum senaryo, inişi yanlış yapmamız, 'ne gerekiyorsa yapalım'ın tam tersi" sözlerini kaydetti.

Faiz artışlarının tam etkisinin görülmesi normalden daha fazla zaman alıyor çünkü birçok hane halkı ve şirket, pandemi dönemindeki güçlü tasarrufların sonucu olarak yeni yüksek borçlanma maliyetleri dönemine sağlam nakit seviyeleriyle girdi.

Ayrıca, işgücü piyasaları Atlantik'in her iki yakasında da güçlü ve şirket karları şu ana kadar dayanırken, konut piyasaları genel olarak soğuyor.

Alman ihracat kredisi sigortacısı Allianz Trade'in başkanı Aylin Somersan Coqui, "(Para politikasının) aktarımı geç geliyor, ancak bu yılın sonuna doğru etkisini hissedebiliriz" dedi.

Coqui, yüksek borçlanma maliyetlerinden kaynaklanan sıkıntının tam da şirket karlarının ve ekonominin genelinin sarsılmaya başladığı bir döneme denk geleceğini ve gelecek yıl birçok ülkede yapılacak seçimlerin hükümetlerin zor durumdaki şirketlere yardım etmesini zorlaştıracağını da sözlerine ekledi.

Coqui ayrıca "Kısa vadede biraz iyimserlik görüyorum, ancak özellikle merkez bankalarından kaynaklanan bir politika hatası olması durumunda çok fazla aşağı yönlü risk görüyorum" dedi.

Birçok ülkede şirket temerrütleri artıyor olsa da, birçok şirketin borcu faizlerin çok düşük olduğu dönemde alınan ucuz ve sabit faizli kredilerden oluştuğu için pandemi öncesi seviyelerin altında kalıyor.

Fransız kurumsal haznedarlar birliği AFTE'nin başkanı Daniel Barneix, önümüzdeki aylarda çok daha yüksek seviyelerde yeniden finansman sağlamanın en zayıf bilançolar için bir zorluk teşkil edebileceğini, ancak borçlanma maliyetlerindeki artışın çoğu firma için kademeli olarak gerçekleşeceğini söyledi.

Aynı zamanda Fransız yapı malzemeleri grubu Saint-Gobain'in finans müdür yardımcısı olan Barneix, "Borç seviyelerinin sistemik bir krizi tetiklemeden vaka bazında ayarlanmasını bekleyebiliriz" dedi.

Geçen yıl yaşanan arz zinciri ve enerji fiyat şoklarının ardından çoğu ülkede enflasyon gerilemeye başlamış olsa da, faiz şahinleri yüksek enflasyonla mücadele etmemektense çok yüksek oranlara çıkmanın daha iyi olacağını söylüyor.

Alman hükümetinin baş ekonomi uzmanlarından Veronika Grimm Reuters'e verdiği demeçte, "Güvercin olmaktan gerçekten kaçınmalısınız çünkü o zaman enflasyonun geri gelmesi ve bunun gerçekten sert ve uzun süreli olması gibi büyük bir risk var" dedi.