Türkiye’nin en önemli sorunlarından biri, belki de başta geleni işsizliktir. Nisan 2018’dan sonra başlayan döviz kurlarındaki yükselişin ardından ekonomide yaşanan bozulma istihdamı da vurdu. Yatırımlardaki azalma, maliyetlerdeki artış, çalışan sayısını azaltmayla atlatılmaya çalışıldı. Daha az çalışanla aynı işi yapmaya çalışan işverenler, işçi almama, çalışan sayısını azaltma yoluna gittiler. Bunun sonucu artan işçi sayısı, Aralık 2018’de ilk kez 4 milyonu aştı ve 4 milyon 302 bine çıktı. O tarihten bu yana da bir türlü 4 milyonun altına inmiyor. Hatta, Ağustos 2019’da 4 milyon 650 bine kadar çıktı. Ekim ayı itibarıyla, işsiz sayısı 4 milyon 396 bine, işsizlik oranı ise 1,8 artışla yüzde 11,6’dan yüzde 13,4 seviyesine çıktı.
İşgücüne katılma oranı ise yüzde 53’de kalıyor. Oysa bu rakam gelişmiş ülkelerde yüzde 70’lere ulaşıyor. 15 yaş ve üstü 61 milyon nüfusun sadece 32 milyon 740 bini işgücüne dahil, bunun da 28 milyon 343 bini çalışıyor. Bu şu demek, 83 milyon nüfusa, 5 milyonu aşkın sığınmacı, mülteci ve yabancıya 28,3 milyon kişi bakıyor. Çalışanların 5,1 milyonu tarımda, 5,7 milyonu sanayide, 1,6 milyonu inşaatta, 16 milyonu da hizmetler sektöründe istihdam ediliyor.
İstihdam piyasasında net bir düzelme görülmüyor. Ekim 2019’da bir önceki yılın aynı ayına göre, işgücü 82 bin kişi artarken işgücüne dahil olmayan nüfustaki artış 833 bini buluyor.
İstihdamda geçen yıl Ekim ayına göre 527 bin kişilik azalma oldu. Çalışan sayısı inşaatta 305 bin, tarımda 270 bin, sanayide 30 bin geriledi. İşsiz sayısı ise 608 kişi arttı.
İşsizlik kişiler açısından kronik bir hal almaya da başladı. 4 milyon 396 bin işsizin 1 milyon 634 bini 1-2 ay, 1 milyon 29 bini 3-5 ay, 380 bini 6-8 ay, 202 bini 9-11 aydır iş arıyor. 1 yıl ve daha fazla süredir iş arayanların sayısı ise geçen yılın Ekim ayına göre yüzde 37 artışla 840 bin kişiden 1 milyon 151 bine çıktı. İşsizlerin büyük çoğunluğu neredeyse üçte ikisi 3 ay veya daha fazla süredir işsiz durumdalar.
Aslında 4 milyon 396 bin kişilik işsiz sayısı da gerçeği yansıtmıyor. Çünkü, çalışabilecek çağdaki nüfusun sadece yüzde 45,9’u istihdam piyasasında. İş aramayıp, çalışmaya hazır olan kişi sayısı 2 milyon 175 bini buluyor. Üstelik bunların 668 bininin iş bulma ümidi olmadığından iş aramıyor. Mevsimlik çalışanların sayısı 80 bini buluyor. İşsiz sayısı, iş aramayıp, çalışmaya hazır olanlarla birlikte 6 milyon 571 bine ulaşıyor.
Ayrıca 11 milyon 549 bin ev işleriyle meşgul olanlar var. Ev işleriyle meşgul olanlar içinde iş bulsa çalışacak olanlar yok mu? Bence var.
Eğitim/öğretimdeki nüfus 4 milyon 483 bini, emekli sayısı 4 milyon 996 bini buluyor. Çalışamaz haldeki nüfus 3 milyon 904 bin kişi. Bunların dışında 1 milyon 830 bin nüfus bulunuyor.