Küresel merkez bankalarının üst düzey yetkililerinin bir araya geldiği Wyoming, Jackson Hole’da Fed Başkanı Janet Yellen pek çok katılımcının dört gözle beklediği bazı açıklamalar yaptı. Yellen, faiz oranları mevcut düşük seviyelerdeki seyri sürdürse de ABD Merkez Bankası’nın yeni ve beklenmedik bir resesyon tehdidi altında kullanılacak politika araçları bakımından cephanesiz kalmayacağını söyledi. Ancak öte tarafta Kansas Fed’in yıllık sempozyumunda pek çok ekonomist küresel para politikaları ile ilgili endişelerini dile getirdi. Batılı merkez bankalarının, hükümetlerin diğer birimlerinin desteği olmadan büyümeyi teşvik etmek için yeterli alana sahip olup olmadığı ve negatif faiz gibi radikal önlemlerin olası yansımaları tartışıldı. Küresel finansal krizden 8 yıl sonra ABD de dâhil olmak üzere dünyanın önde gelen ekonomileri sürekli hedefin altında kalan enflasyon, rekor düşük seviyelerdeki faiz oranları ve zayıf büyüme ile baş etmeye çalışıyor. Bütçe açmazları ile ilgili kötü bir mazisi olan ABD gibi ülkelerde kanun yapıcıların aldığı önlemler olmazsa merkez bankaları düşük büyüme sarmalında sıkışıp kalabilir ki bu da onları bir sonraki ekonomik krizde oldukça savunmasız bırakır.
Chicago Üniversitesi profesörlerinden ve eski bir Fed Guvernörü olan Randall Kroszner, “Merkez bankalarının hala biraz cephaneleri var ancak kriz öncesindeki kadar efektif olamayabilirler. Pek çok merkez bankasından yapamayacakları şeyler isteniyor. Merkez bankaları deflasyonla mücadele etmeyi deneyebilir ama büyüme yaratmazlar” dedi.
Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester ise verdiği bir röportajda, Fed’in olası bir ekonomik kriz karşısında faiz indirimlerinin yanı sıra parasal genişleme ve sözlü yönlendirme gibi etkisi kanıtlanmış araçlara güvenebileceğini söyledi. Ancak San Francisco Fed Başkanı John Williams da dâhil olmak üzere bazı meslektaşları Fed’in %2’lik enflasyon hedefini yükseltme fikrini öne atarken, Mester hedefin şu anki seviyesinden memnun olduğunu ifade etti. Mester, “Para politikası ile birlikte mali bir politikaya da sahip olabilsek daha güçlü bir ekonomimiz olacağına inanıyorum. Bu durum, özellikle ABD ekonomisinin uzun vadeli büyüme potansiyelini etkileyen konularda mali bir politikamız olması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Yellen Wyoming’te yaptığı konuşmasında ABD’nin bütçe politikasında resesyon risklerine karşı kullanılabilecek ‘daha büyük ölçekli otomatik istikrar sağlayıcılar’a olan ihtiyaçtan bahsetti. Yellen, işsizlik yardımı ve vergilerin istikrar sağlayıcı unsurlar olarak kullanılabileceğini ve ekonomideki dalgalanmaların etkilerini hafifletebileceğini belirtti. Ancak hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratların Fed üzerinde kurduğu politik baskı, Yellen’in bütçesel bir reform söylemini tam anlamıyla dile getirmesini engelledi gibi görünüyor. Yellen ve diğer merkez bankacıları Jackson Hole’da bunun yerine kendi politika araçları ile ilgili iyimser demeçler vermeye yoğunlaştılar. Bu anlamda Fed başkanının konuşması negatif faizlerin yarattığı etkiye fazla değinmemesi bakımından önemliydi.
Avrupa ve Japonya’da merkez bankaları, ekonomi ve enflasyonlarını canlandırmak adına faizleri negatif seviyelerinde altına itenler arasında yer alıyor. Öte yandan ABD’li politika yapıcılar da negatif faiz uygulamasının, para piyasası yatırım ortaklıkları dâhil olmak üzere banka-dışı oyuncuların etkili olduğu kendi karmaşık finansal sistemlerinde nasıl bir etki yaratabileceğini sorguluyor. Mester, federal fon oranının negatif alana çekilmesine karşı çıkacağını belirtirken, diğer Fed yetkilileri de şüpheci bir yaklaşım sergiliyor. St. Louis Fed Başkanı Bullard, “Negatif faizler dünya genelinde şüphesiz ki farklı yansımalar alıyor. ABD’de gerçekleşmesinin mümkün olmadığını düşünüyorum” dedi.
Japonya Merkez Bankası (BoJ), parasal genişleme planına negatif faizleri de eklemesine rağmen hala zayıf büyüme ve enflasyonla mücadele ediyor. Bu ortamda emeklilik fonları ve sigorta şirketleri gibi büyük finansal gruplar daha uzun bir süre böyle kalması beklenen düşük faiz ortamının getirilerine verdiği zarardan şikâyetçi.
Avupa Merkez Bankası (ECB) negatif faiz politikasından bazı pozitif sonuçlar aldığına inanıyor, ancak ECB’nin Yönetim Kurulu üyelerinden Benoit Coeure, Jackson Hole’dayaptığı konuşmada geleneksel olmayan politikaların istenmeyen sonuçlar yaratabileceğini söyledi ve uyarı, “Yan etkilerin oluşturabileceği negatif sonuçları göz ardı edemeyiz”.
Negatif faiz uygulamasının faydalı olup olmayacağının bireysel finansal sisteme bağlı olduğu söylenebilir. Düşük faiz oranlarının bankacılık sistemi ve yerel regülasyonlarla olan etkileşim biçimi dolayısıyla verimsiz hale gelmesi ihtimalini araştıran Princeton Üniversitesi profesörlerinden Markus Brunnermeier şunları söyledi: “Evet, faizleri negatife çekebilirsiniz. Ama yapmadan önce bankacılık sisteminizi kontrol etmeniz gerekir ve bu ortamı uzun süre devam ettirmemelisiniz.”
New York Üniversitesi Dekanı Peter Henry ise merkez bankacılarının ekonomiye taban sağlayacak araçlara halen sahip olduğunu ancak politika yapıcıların göç, ticaret ve mali reform gibi alanlarda alacağı aksiyonlar olmadan büyüme için bir sıçrama yaratamayacaklarını vurguladı. Henry, “Negatif faiz ortamı yatırımlarda henüz bir toparlanma sağlamış değil. Dolayısıyla engel teşkil eden etmenlerin varlığını sorgulamak gerekir” dedi.
Daha net konuşan Meksika Merkez Bankası Guvernörü Aguston Carstens da “Hükümetlerin diğer birimleri adım atmalı. Bu tartışmalardan çıkan sonuç sınırlara ulaştığımıza işaret ediyor. Pek çok ülkede para politikası etkinliğini yitirdi” dedi.