Çin ile ABD arasındaki ekonomik ve siyasi gerilimin yükselmesi, diğer ülkeleri önlem almaya yöneltiyor.
japontimes.co'nun haberine göre, konuyla ilgili doğrudan bilgi sahibi birden fazla kaynağa göre Japonya'nın mali düzenleyicisi, Çin riskleri ve Çin-Batı geriliminin tırmanması halinde önlem planlarının olup olmadığı konusunda üst düzey bankalardan bilgi istedi.
Ajansa bilgi veren kaynaklardan üçü, Finansal Hizmetler Ajansı'nın daha önce bildirilmeyen talebinin, Japonya'nın mega bankalarının riskler hakkında düşünmelerini ve Tayvan'ın siyasi statüsü konusu da dahil olmak üzere jeopolitik durumun kötüleşmesi halinde yanıt vermeye hazır olmalarını sağlamak olduğunu söyledi.
Japon mega bankaları Mitsubishi UFJ Financial Group (MUFG), Sumitomo Mitsui Financial Group (SMFG) ve Mizuho Financial Group toplam 6,5 trilyon dolar varlığa sahip.
Mart sonu itibariyle, mali tablolarına göre, üç bankanın Çin'e toplam kredi riski yaklaşık 64 milyar dolar ya da toplam varlıklarının kabaca %1'i kadardır. Bu rakam bankaların tüm iş birimlerini içermiyor.
Finans sektörü yöneticisi olan kaynaklardan biri, Japon bankaları için en büyük riskin ABD'nin Çin'e uygulayacağı yaptırımlar olduğunu, bu yaptırımların Ukrayna'nın işgalinden sonra Rusya'ya getirilen yasaklara benzer şekilde bankaların Çin'de iş yapma kabiliyetlerini engelleyeceğini söyledi.
FSA, MUFG ve Mizuho yorum yapmayı reddetti. SMFG, düzenleyici kurumlarla yapılan anlaşmalarla ilgili herhangi bir konuda yorum yapmayı reddettiğini söyledi.
Diğer kaynaklardan biri, FSA'nın bankalara atmaları gereken adımlar konusunda belirli bir talimat vermediğini, kredi verenlerin çeşitli olasılıklar üzerinde düşündüklerini ve düzenleyicinin onların görüş ve bilgilerini beklediğini söyledi.
Diğer iki kaynak ise FSA'nın Çin ile ilgili jeopolitik riski inceleme talebinin Mayıs ayında yapıldığını söyledi. Bunlardan biri, geçen ay yapılan bir toplantıda bankalardan birine FSA tarafından Çin operasyonlarıyla ilgili riski nasıl değerlendirdiğinin sorulduğunu söyledi.
FSA'nın bu adımı, Rusya-Ukrayna savaşı, Tayvan'ın egemenliği ve teknoloji erişimi gibi bir dizi anlaşmazlık nedeniyle Çin ile Batılı müttefikleri arasındaki gerilimin son 18 ayda arttığı bir dönemde geldi.
Pek çok çok uluslu şirket gibi ABD-Çin geriliminde Japon bankaları da kendilerini arada kalma ihtimaliyle karşı karşıya buluyor.
Başta bankalar olmak üzere önde gelen Japon finans şirketleri, dünyanın en büyük ikinci ekonomisindeki kara operasyonları ya da offshore iş ağları aracılığıyla Çin ile yakın ilişki içerisinde.
Düzenleyici kurumun bu hamlesi, Tayvan'ın da dahil olduğu jeopolitik bir krizin küresel ekonomi ve işletmeler üzerindeki etkisinin ne kadar geniş kapsamlı olacağının altını çiziyor.
Pek çok küresel işletme, gerilimin tırmanmasının ABD'nin Ukrayna savaşı sonrasında Rusya'ya uyguladığı gibi Çin'e de yaptırımlar uygulamasına yol açabileceğinden endişe ediyor. Acil durum planları hazırlamak ve Tayvan dışındaki üretim kapasitesini araştırmak gibi adımlar atıyorlar.
Reuters'in Şubat ayında bildirdiğine göre, Tayvan'daki Amerikan Ticaret Odası'nın anketine katılan şirketlerin neredeyse yarısı, Çin ile yaşanan gerginlikler nedeniyle iş sürekliliği planlarını gözden geçiriyor ya da geçirmeyi planlıyor.