Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre Türkiye ile Katar arasında dış ticaret hacmi 2018 yılı sonu itibarıyla 1.4 milyar USD (1.1 milyar USD ihracat ve 335 milyon USD ithalat) olarak gerçekleşti. 2019 yılında dış ticaret hacminin 2 milyar USD tutara yaklaşacağı beklenmektedir. Türkiye Katar ile olan ticaretinde fazla vermektedir. Bunun en önemli sebebi Suudi Arabistan önderliğinde Katar’a uygulanan ambargo nedeniyle Katar’ın dış ticarette Türkiye’ye yönelmesidir.
Ayrıca Katar’da Türkiye menşeli müteahhitlik firmaları da faal durumdadırlar. Yine Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre 2019 yılı itibarıyla Katar’da müteahhitlik firmalarının bitirdiği iş tutarı 6.7 milyar USD olarak görülürken, halen devam eden işlerin bedeli de yaklaşık 1 milyar USD civarındadır. Gelecekte bu alınacak ihalelerin tutarlarının da artması beklenmektedir.
Yani 2019 yılında Türkiye’nin Katar ile minimum 3 milyar USD tutarında dış ticaret hacmi (2 milyar USD dış ticaret ve 1 milyar USD inşaat ihalesi) olacağı beklenmektedir.
Tabii ki bu ticaret hacmi genişlemesi hem Türkiyeli ihracatçı ve müteahhit ve hem de Katarlı ithalatçı ve iş sahibi açısından bir kur riskinin ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Hal böyleyken bu kur riskinin yönetilmesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır.
Bu kur riskinin yönetilmesi için Türkiye ile Katar arasında 2018 yılında imzalanan swap anlaşması tadil edilerek anlaşma tutarı 3 milyar USD karşılığı Türk lirası ve Katar riyalinden 5 milyar USD karşılığı Türk lirası ve Katar riyaline yükseltilmiştir.
Bu swap anlaşması nasıl bir fayda sağlar?
Bilindiği gibi swap anlaşmaları geçici anlaşmalardır. Diğer bir deyişle takas edilen para birimleri swap anlaşması sonunda anlaşmanın tarafları tarafından iade edilmektedir. Bu nedenle swap anlaşmasıyla sağlanan kur riski koruması da geçici bir koruma olmaktadır. Hal böyleyken bu anlaşma neden yapıldı sorusunu cevaplamak kolay olmamaktadır. Bununla beraber swap anlaşmasından ihracatçılardan ziyade özellikle müteahhitlik firmalarının yararlandığını söylemek mümkündür.
Şöyle ki uzun süre Katar’da kalıp iş yapmak zorunda kalan müteahhitlik firmaları bu swap anlaşmalarıyla Türk Lirası verip Katar Riyali alıp harcamalarını Katar Riyali ile yaparak oradaki faaliyetlerini sürdürebilme olanağına kavuşabileceklerdir. Dolayısıyla her iki ülke inşaat süresi içerisinde USD kullanmak zorunluluğundan kurtulurken iş bitiminde de aldıkları paraları karşılıklı olarak iade ederek anlaşma sona ermektedir. İş bitiminde nihai ödeme ise gene ihalenin para birimi ne ise o para birimi cinsinden yapılmak zorundadır. Buradaki kur riski ise yerinde durmaktadır.
Türkiye ile Katar arasında dış ticarete ilişkin bir trampa anlaşması da imzalanarak USD bütünüyle işlem aracı olmaktan çıkarılabilecektir.