BDDK Başkanı Mehmet Ali Akben, sorunlu kredilerin takibe atma süresindeki esnekliğin eylül ayına uzatılmasına ilişkin çalışmaların gündemlerind eyer aldığını açıkladı. Krediler için takibe atılma bekleme süresini 90 günden 180 güne çıkarıldığı düzenleme 30 Haziran'da sona eriyor.
Dünya Gazetesi'nin 9 Mayıs'ta sayfalarında yer verdiği Şebnem Turhan imzalı haberde, sürenin kredi takibe atılma süresinin uzatılmasına yönelik çalışmaların sürdüğüne yer verilmişti.
Krediler bu yıl takibe hiç düşmeyebilir
BDDK Başkanı Akben: Bankalar istikrarlı duruşlarını korudu
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Türk bankacılık sektörünün toplam aktif büyüklüğünün 2020 yıl sonunda bir önceki yıla göre yüzde 36 artışla 6,1 trilyon TL'ye ulaştığını belirterek, "Benzer şekilde sektörün mevduat ve kredi toplamları 2019 yıl sonuna göre yüzde 35 artarak, sırasıyla 3,5 trilyon TL ve 3,6 trilyon TL olarak gerçekleşmiştir." dedi.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, Türkiye Bankalar Birliği'nin (TBB) 64. Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Hepimizin yakinen tecrübe ettiği gibi son zamanlarda dünyada bir ekonomik krizden aynı zamanda pandemi süreciyle birlikte de bunun ekonomik faaliyetlere yansımasını hep birlikte müşahede ediyoruz. Ancak ülkemizde ilgili kurumlarla eşgüdümlü olarak, başta dalgalanmalardan en çok etkilenen KOBİ'lerimize, esnafımıza yönelik olmak üzere, zamanında alınan tedbirlerle, finansal dalgalanmanın etkilerini sınırlı bir seviyede tutmaya gayret ediyoruz." diye konuştu.
"Bankalar istikrarlı duruşunu korudu"
Bu süreçte, kararlı ve ihtiyatlı duruşuyla ekonominin önemli destek noktalarından birisinin de Türk bankacılık sektörü olduğunu belirten Akben, şunları kaydetti:
"Türk bankaları sağlam mali yapıları, etkin risk yönetim kapasiteleri ve sahip oldukları gelişmiş teknolojik altyapıları ile sağlam ve istikrarlı duruşlarını korumuşlardır. Bu güçlü duruş sayesinde Türk bankacılık sektörünün toplam aktif büyüklüğü 2020 yıl sonunda bir önceki yıla göre yüzde 36 artışla 6,1 trilyon TL'ye ulaşmıştır. Benzer şekilde sektörün mevduat ve kredi toplamları 2019 yıl sonuna göre yüzde 35 artarak, sırasıyla 3,5 trilyon TL ve 3,6 trilyon TL olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde sermaye yeterliliği oranı Basel standartlarında belirlenen asgari oranın yüzde 8’inin oldukça üzerinde ancak AB ortalamasını da paralel bir seyir izleyerek yüzde 18 civarında devam etmiştir. Takibe dönüşüm oranı yüzde 5,3'ten yüzde 4,08'e düşmüş, mart sonu itibarıyla da 4'ün altında bir seviyeye gerilemiştir. 2. grup kredilere karşılık ayırma oranı yüzde 15,8, 3. grup kredilere karşılık ayırma oranı ise yüzde 75,9 olarak AB ortalamasının oldukça üzerindedir.
Bankalarımızın net dönem karı bir önceki yıla göre yüzde 19 artarak 58,5 milyar TL olmuş, özkaynak karlılığı ise yüzde 11,4 seviyesinde gerçekleşmiştir. Mart 2021 döneminde bankacılık sektörünün sendikasyon kredisi yenileme oranı yıllık bazda yüzde 90'ın üzerinde gerçekleşmiştir. Bu yüksek oran bankacılık sektörümüze duyulan güveni bir kez daha teyit etmiştir. Görüldüğü üzere, sektörün sağlam ve güven veren görünümünün ülkemiz ekonomisi için önemli bir istikrar unsuru olduğuna şüphe yoktur. Nitekim bankalarımız pandemi döneminde kredi kanallarını mümkün olduğunca açık tutarak, yaşanan ekonomik yavaşlamayı, reel sektöre destek olarak sürdürmeye devam etmişlerdir. Bu sayede sektör aktiflerinin gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 104'ten yüzde 122'ye yükselmiş, bankalarımız Türkiye ekonomisinin 2020 yılında sergilediği yüzde 1,8 oranındaki büyümede de kilit bir rol üstlenmiştir."
"Salgın nedeniyle bir dizi önlem hayata geçirildi"
Akben, "Kurumumuz COVID-19 pandemisinin başlangıcından itibaren, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkileri görülen sosyal ve ekonomik gelişmeleri yakından takip etmiş ve ekonomi yönetiminden sorumlu diğer otoritelerle iş birliği halinde olmuştur. Bu süreçte, kurumumuz görev alanı çerçevesinde salgın nedeniyle ortaya çıkan olumsuz etkileri azaltmaya yönelik bir dizi önlemi hayata geçirmiştir. Bunlar arasında; kredilerin takibe aktarımlarına ilişkin sürelerde uzatıma gidilmesi, şirketlerin kredi geri ödeme kapasitesinin artırılması ve tüketici kredileri için geri ödemelerde yapılacak ötelemelerin mevzuattaki vade sınırlarında dikkate alınmadan yapılabilmesi gibi kredi kanallarını açık tutmaya yönelik önlemler öne çıkmaktadır." dedi.
Ayrıca, sermaye yeterliliği, yabancı para net genel pozisyonu ve likidite yükümlülükleri konusunda bazı esneklikler tanınması gibi tedbirlerin de bankacılık sektörünü rahatlatmak amacıyla yürürlüğe konulduğunu anlatan Akben, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu olağanüstü dönemde alınan tedbirlerin, bankacılık sektörünün finansal sıhhatini korumayı amaçlayan kuralların yok sayılması anlamına gelmediğini, pandeminin etkilerinin yavaşlamasıyla birlikte eski kural setine aynı kararlılıkla geri dönüleceğini ifade etmek isterim. Yaşadığımız Kovid-19 salgın süreci, bankalarımızın ekonomimizin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için ne kadar kritik bir konumda olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Günümüzde yüksek katma değer üretebilen, çoğunlukla yüksek teknoloji içeren, stratejik öneme sahip sektörler, ekonomik gelişme için, belki daha önce hiç olmadığı kadar kritik rol oynamaktadırlar. Ülke olarak beşeri ve finansal kaynaklarımızı bu sektörlere yönlendirebildiğimiz ölçüde dünya arenasında yer bulabileceğimizin farkında