Kur korumalı mevduat hesaplarındaki artış ekim ayında büyük ölçüde hız kesti. Artıştaki yavaşlama özellikle son iki haftadır çok belirgin.
Kur korumalı hesaplar daha önce en düşük artışı işgünü sayısının azlığına bağlı olarak Ramazan ve Kurban Bayramı haftalarında göstermişti.
Bu kez durum çok farklı. Artık bu hesaplara ilgi azaldı. Öyle ki 14-21 Ekim haftasındaki artış 11 milyar liraya indi. Artışın oranı yalnızca yüzde 0.8 oldu. 28 Ekim'de biten haftadaki artış hızı ise çok daha düşük.
Dünya'dan Alaattin Aktaş'ın yazısına göre KKM ekimin son haftasında 9 milyar lira arttı ve artış oranı da yüzde 0.6’ya geriledi. KKM, uygulamanın başladığı günden bu yana haftalık bazda daha önce yalnızca 8-14 Temmuz haftasında Kurban Bayramı tatili dolayısıyla yüzde 1’in altında artmıştı.
Yani kur korumalı mevduattaki artış en azından şimdilik epeyce yavaşladı. Hemen belirtelim; bu iyi bir gelişmedir.
Peki şimdi ne olacak? Artık bir süre yatay bir seyir mi göreceğiz; yoksa artış, yerini gerilemeye, hesaplarda çözülmeye mi bırakacak? Ve tabii ki en önemli soru şu:
KKM’ye gitmeyecek ya da KKM’den çıkacak para nereye yönelecek?
Bu sorunun yanıtını daha önce bu köşede 25 Ekim’de vermeye çalışmıştım. Ama konu güncel ve yeni oranlarla duruma bir kez daha bakalım.
Kur korumalı mevduata verilen faiz bugünlerde açılacak hesaplar için yıllık bazda yüzde 13.5. 24 Kasım’da politika faizinin muhtemelen yüzde 9’a çekilmesinden sonra KKM faizi yüzde 12’ye inecek.
Oysa şimdi bankalar mevduata çok daha yüksek faiz veriyor.
Merkez Bankası verilerine göre tüm bankalar ortalamasında 28 Ekim itibarıyla üç aya kadar vadeli mevduata yüzde 19.81 faiz uygulanıyor. Bu ortalama oran. Dolayısıyla çok daha yüksek faiz veren bankalar var.
Bu faiz tabii ki enflasyonun çok çok altında, çok ciddi bir reel kayıp söz konusu. Ama kur farkı olmadığı takdirde KKM’den elde edilen faiz şimdi yüzde 13.5, 24 Kasım’dan sonra yüzde 12. Üstelik KKM için ifade ettiğim bu oranlar tavan faize işaret ediyor. Bazı bankaların tavan faizin altında faiz uyguladığı da biliniyor.
KKM’de dövizin getirisi garantiyken sistemden çıkıp döviz almak başta tuhaf gibi görünüyorsa da eğer bu döviz bankada faizle tutulacaksa bir anlam ifade ediyor.
Çünkü bankalar özellikle dolara son dönemlerin en yüksek faizini veriyor. Yine Merkez Bankası verilerine göre tüm bankalar ortalamasında bir aya kadar vadeli dolar mevduatına yüzde 3.06, üç aya kadar vadeliye yüzde 2.31, altı aya kadar vadeliye 4.21, bir yıla kadar vadeliye ise yüzde 5.31 faiz uygulanıyor. Bir kez daha altını çizeyim; bu oranlar tüm bankaların ortalaması.
Dolayısıyla bu oranlardan daha düşük faiz uygulayan banka da vardır, haliyle daha yüksek faiz uygulayan banka da...
KKM’ye DTH dönüşümü yoluyla girilmesinin zaten hiçbir getirisi yoktu. Kur artışı faizden düşük kalırsa bir faiz kazancı olacaktı. O da hiçbir zaman olmadı. Faizin kur artışından yüksek olması gibi bir durumun bundan sonra yaşanması ise çok daha düşük olasılık. KKM faizinin nerelere indiği ortada çünkü.
Dolayısıyla KKM’yi ilk terk edecekler zaten döviz tutma eğiliminde olan ve KKM’ye DTH dönüşümü yoluyla girenlerdir. Şirketleri ayrı tutuyorum, onların başka başka avantajları var. Ama gerçek kişiler sisteme girdiler; örneğin 1.000 dolarları var, şimdi yine 1.000 dolarları var.
Bu kişiler şimdi bakacaklar ki bankalar hiç de fena faiz vermiyor; alacaklar dövizlerini ve bankaya gidecekler.