Dünyanın en büyük ikinci ekonomisi Çin’de hükümetin resmi büyüme hedefi 2022 yılı için yüzde 5,5. Ancak birçok finans kuruluşu hem küresel ekonomideki yavaşlamanın Çin’i de yavaşlatıyor olmasından hem de Çin’in sıkı sıkıya bağlı kalmaya çalıştığı ‘sıfır COVID’ politikalarından dolayı büyüme öngörülerini düşürüyor. Son olarak Dünya Bankası da geçen yıl yüzde 8,1 olarak öngördüğü ve nisan tahminlerinde yüzde 4-5 aralığına çektiği Çin 2022 büyüme tahminini yüzde 2,8’e düşürdü. Daha önce aralarında Goldman Sachs ve Nomura’nın da bulunduğu birçok finans kuruluşu da Çin’e ilişkin büyüme öngörülerini düşürmüştü.
Fakat Doğu Asya’nın geri kalanı ve Pasifik ülkeleri için büyüme tahminleri yukarı yönlü revize edildi. Dünya Bankası Çin hariç tutulduğunda bölgenin 2022’de yüzde 5,3 büyümesini öngörüyor. Geçen yıl bu öngörüsünü yüzde 2,6 olarak açıklamıştı. Çin dışındaki Asya ekonomilerine ilişkin iyimser revizyonun yüksek emtia fiyatları ve pandemi sonrası yurtiçi tüketimin tekrar artmasından ileri geldiği aktarılıyor.
Dünya Bankası’nın öngörüleri gerçekleşirse, Çin 1990 yılından bu yana büyümenin lokomotifi olduğu Doğu Asya’da ilk kez bölgeden daha yavaş büyümüş olacak. Çin, Asya finansal krizinde de, küresel finansal krizde de ve COVID-19 pandemisinde de Doğu Asya ekonomilerinden daha hızlı büyüme kaydedebilmişti.
Xi Jinping: Konut spekülasyon için değil yaşamak içindir
Çin’in GSYH’sinin yüzde 25’ini oluşturan konut sektörü, yavaşlamanın en önemli unsurlarından biri olarak görülüyor. Ancak bu Devlet Başkanı Xi Jinping’in ‘Herkes için refah’ politikaları kapsamında inşaat sektörüne verdiği kredilere önemli koşullar getirmesinden kaynaklanıyor. “Konut spekülasyon için değil yaşamak içindir” diyen Xi Jinping, Financial Times Beijing temsilcisinin aktardığı bilgilere göre ülkede birçok inşaat şirketinin projeleri yarım kalınca sektöre verilen kredilerde yükümlülüklerin varlıklara oranı, net borç/özsermaye oranı, nakit/ kısa vadeli borç oranı gibi kriterler getirdi. Bu da Çin ekonomisinde eleştirmenlere göre çok fazla ve çok uzun süre büyümenin motoru olan konut sektöründe halkın refahını amaçlayan bir normalleşme olarak da değerlendiriliyor.
Batının talebi hız kesti, konteyner seferlerinde iptaller başladı
Çin’in yavaşlamasındaki tek neden konut sektörü değil. ABD ve Avrupa’da yaşanan parasal sıkılaşma döngüsü, Ukrayna Savaşı, rekor enflasyon ve enerji krizi bu bölgelerde tüketicilerin harcamalarını ürünlerden hizmetlere kaydırıyor ve bu durum Çin’in ABD ve Avrupa’ya olan ihracatını olumsuz etkiliyor. Bloomberg’de yer alan bir habere göre Çin ürünlerine yönelik küresel talebin azalması konteyner seferlerinde iptaller getirmeye başladı. ABD ve Avrupa’da harcamalarda kesintiye gidiliyor, pandemi sonrası üründen hizmete kayış var. Bu da konteyner gemiciliği sektörünün bazı seferleri iptal etmesine neden oluyor. Bu iptalleri yapmazlarsa konteyner navlununda düşüşün devam edeceği aktarılıyor. Konteyner navlunu pandemi başından bu yana en düşük düzeylere gerilemiş durumda. Dünyanın en büyük konteyner taşımacısı Maersk son raporunda “Transpasifik ve transatlantik ticaret rotalarında talebin pandemi öncesine göre yüksek seyretse de ağustos düzeylerinden yavaşladığını, tüketici harcamalarının hem yavaşladığını hem de pandemi döneminde yoğunlaştığı ürünlerden tekrar hizmet sektörüne kaydığını” aktarıyor ve ekliyor: “Gemicilik ağımızı tüketici taleplerine göre düzenlediğimiz bir süreçteyiz”.
“Avrupa gaz resesyonunda yüzde 1 ila 5 daralabilir”
Avrupa’da hükümetler yükselen doğalgaz fiyatları karşısında milyarlarca Euro destek açıklasa da, uzmanlara göre Rus doğalgazının kesilmesinin ekonomik sonuçları, 2009 küresel finansal krizinden de ağır olabilir. Bloomberg Economics tarafından yapılan analizde “Baz senaryo birliğin gaza bağlı resesyonda yüzde 1 daralması. Daralmanın 4. çeyrekte başlaması, kış aylarında hava sıcaklıkları çok düşerse ve Avrupa Birliği üyeleri stokları verimli bir şekilde paylaşamazsa daralmanın yüzde 5’e kadar çıkması bekleniyor”. Bu da birliğin 2009’daki resesyonundan da derin bir daralma anlamına geliyor. Analize göre Avrupa’da yüzde 5’lik bir daralma görülmese bile 2023 yılı, Almanya ekonomisi başta olmak üzere birliğin 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en fazla daraldığı yıl olacak. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde da hafta başında yaptığı açıklamada “Görünüm giderek bozuluyor. Önümüzdeki çeyreklerde faaliyetlerin ciddi oranda yavaşlamasını bekliyoruz” demişti. Ekonomistler Avrupa genelinde enflasyonun 2023 yılında yüzde 8’e yaklaşmasını bekliyor. Bazı enerji uzmanları, krizin uzun sürmesi durumunda 1970’lerdeki petrol arz şoklarından daha büyük etkiler bırakabileceğini aktarıyor. Bloomberg’in Avrupa Başekonomisti Jamie Rush “Bir enerji darboğazında endüstriyel tedarik zincirleri benzeri görülmemiş bir şekilde kırılabilir. Şirketler enerji maliyetleri belirli bir noktaya geldiğinde faaliyetlerini durdurmak zorunda kalabilir. Tüm sektörler gübre ve çelik gibi enerji yoğun girdilerden mahrum kalabilir.