Ekonomi yeniden Mehmet Şimşek’e emanet edildi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı kabinede Şimşek Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini üstlendi. Şimşek ekonomiyle ilgili tüm koordinasyonu üstlenecek.
Şimşek’in ekonominin dümenine geçmesiyle Türkiye’de son dönemde uygulanan ekonomi modelinin nasıl şekil alacağı merak konusu.
2018 yılından beri uygulanan ekonomi modelinin temelinde parasal genişlemeyle büyümenin finanse edilmesi yer alırken, uygulanan politikaların sonucunda enflasyonda son yılların en yüksek seviyeleri kaydedilmişti. Uygulanan politikaların sonuçlarının telafi edilmesi amacıyla düzenleyici kurumlar eliyle birçok makroihtiyati önlem hayata geçirildi. Bu dönemde hem doğrudan, hem de portföy yatırımı yapan yabancı yatırımcıların Türkiye’den ayağını çektiği görüldü.
Özellikle son dönemde Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın rezervlerindeki gerileme de ekonomi kamuoyunun gündeminde ilk sıralarda yer alan ana unsurlardan biri olmuştu.
Şimşek tam da böyle bir dönemde ekonomi yönetiminin başına geçiyor. Şimşek’ten ekonomide temel tercihlere yön vermesi, yabancı yatırımcılarla güven ilişkisini yeniden tesis etmesi ve piyasada bozulan fiyatlama dinamiklerini öngörülebilir seviyelere çekmesi bekleniyor.
Peki Şimşek’in önceki dönemlerdeki performansı yeni dönem için hangi sinyalleri veriyor? Ekonominin dümenine geçen Şimşek geçmişte hangi işlere imza atmıştı.
İlk görev 2007’de
Mehmet Şimşek, ilk görevini AK Parti’nin üçüncü, Erdoğan’ın ikinci kabinesi olan 60. hükümette aldı. Uzun yıllar uluslararası finans kurumlarında görev yapan Şimşek 60. hükümete Hazine’den Sorumlu Devlet Bakanlığı göreviyle girmişti. Şimşek’in göreve geldiği kabinede Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren olmuştu. Önceki AK Parti hükümetlerinde bu görevi üstlenen Ali Babacan ise hükümet kurulduğunda, Cumhurbaşkanlığı görevine geçen Abdullah Gül’den boşalan Dışişleri Bakanlığı koltuğuna oturmuştu.
2008-2009 küresel finansal sisteminin patlak verdiği ortamda yapılan kabine değişikliği ile Ali Babacan 2009'da Hazine'den Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevine getirilirken, Mehmet Şimşek de Maliye Bakanlığı görevine getirildi.
Mehmet Şimşek sonrasında 2015 yılına kadar farklı AK Parti hükümetlerinde Maliye Bakanı olarak görev yaptı. Bu görevi süresince mali disiplin konusuna öncelik verdi. 2015'te ise Hazine'den Sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevine geçen Şimşek bu koltukta da 2018 yılına kadar kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk partili cumhurbaşkanlığı kabinesinde ise yerini Berat Albayrak'a bıraktı.
Şimşek döneminde ekonominin seyri
Şimşek'in görevde bulunduğu dönemde Türkiye ekonomisi ortalama olarak potansiyel büyüme oranı olan yüzde 5 büyüme gösterdi. 2008-2009 finansal krizi Erdoğan'ın "Kriz bizi teğet geçti" ifadelerine rağmen büyüme üzerinde baskı yaratmış ve büyümesini çektiği uluslararası finans ile destekleyen ekonomi 2008'de yüzde 0,8; 2009'da ise yüzde 4,8 daralmıştı.
Küresel finansal krizin ardından 2010'da ekonomi yüzde 8'i aşan bir büyüme kaydederken, 2011'de AK Parti döneminde ilk kez çift hanelere ulaştı. Sonraki dönemde büyüme performansında dalgalı bir seyir izlenirken görevi bıraktığı yıl olan 2018'de büyüme yüzde 3'e kadar çekildi.
Büyüme performansı yanında Şimşek'in ajandasındaki en kritik başlık olan enflasyon konusundaki tutumuna bakıldığında fiyat istikrarının önceliklendirildiği görülüyor.
Şimşek'in farklı görevlerde bulunduğu dönemde Türkiye'de enflasyon tek hanelerde seyretti. 2012 yılında Türkiye'de enflasyon yüzde 6,2 seviyesine kadar çekildi. Şimşek'in ekonominin dümenini tümüyle ele aldığı 2015 sonrasında ise özellikle 2017 yılıyla birlikte enflasyon ivmesinin yükseldiği görüldü. 2018 yılının ikinci yarısında Berat Albayrak'ın görevde olduğu dönemde yaşanan kur şokunun etkisiyle enflasyon yüzde 20'yi de aştı.
İstihdamda esnekliği savundu
Şimşek döneminde istihdam tarafına bakıldığında ise ortalama çift haneli bir işsizlik görüldü.
Ekonomide 2008-2009'da yaşanan daralmanın etkisiyle işsizlik hızlanırken, takip eden dönemde gerileme eğilimi izlendi ve 2012'de yüzde 8,2'lik düşük işsizlik görüldü.
Ancak Şimşek'in ekonomiyi tümüyle koordine ettiği Başbakan Yardımcılığı döneminde işsizliğin yüzde 10'a oturduğu izlendi.
Şimşek istihdam tarafında esnekliği savunan bir isim olarak biliniyordu.
İstihdam artışının önündeki en büyük engellerden biri kıdem tazminatı yükü olarak tanımladı, kıdem tazminatının fona devrini savundu. İşgücü piyasasının olabildiği kadar esnek olmasını savunarak istihtam bürolarına ilişkin yasanın çıkmasını sağladı.
Asgari ücret artışını bir zulüm olarak tanımladığı için emek cephesinde eleştiri oklarının hedefi oldu.