Merkez Bankası en doğru kararı vermiştir

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankası'nın faiz artırımı kararını savundu ve "Merkez Bankası bu kararı vermişse eminim en doğru karardır. Ben inanıyorum ki yatırımcı kaygıları önemli ölçüde giderilmiştir" dedi

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Merkez Bankasının faiz artırımı kararı ile ilgili, "Merkez Bankası bu kararı vermişse eminim en doğru karardır. Ben inanıyorum ki yatırımcı kaygıları önemli ölçüde giderilmiştir" dedi.

Merkez Bankasının faiz artırımı kararı ile ilgili soru üzerine Şimşek, prensip olarak Merkez Bankası kararları üzerinde yorum yapmak istemediğini, Bankanın bağımsız bir kurum olduğunu ve kredibilitesinin çok önemli olduğunu söyledi.

"Merkez Bankası bu kararı vermişse eminim en doğru karardır" diyen Şimşek, Merkez Bankasının son yıllarda çok ciddi küresel sorunlar olduğu bir ortamda gerçekten durumu iyi götürdüğünü belirtti. Kurumların, özellikle Merkez Bankası gibi bir kurumun kredibilitesinin çok kritik olduğunu kaydeden Şimşek, herkesin Türkiye için en doğrusunu yapmaya çalıştığını ifade etti.

İçeriden de dışarıdan da bakıldığında önemli olanın kurumların doğru zamanda doğru kararlar verebilmesi olduğunu vurgulayan Şimşek, "Bu çerçevede bakıldığında ben inanıyorum ki yatırımcı kaygıları önemli ölçüde giderilmiştir" diye konuştu.

Gelişmekte olan ülkelerde son dönemde ciddi türbülans bulunduğunu belirten Şimşek, gelişmiş ülkelerde özellikle ABD'de ekonominin hızlı toparlandığını, bunun da para musluklarının daha hızlı şekilde kısılması sonucunu doğurabileceğini söyledi. Bu durumun gelişmekte olan ülkelere fon akışını olumsuz olarak etkileyeceğini ifade eden Şimşek, "Geçtiğimiz 10 yılda gelişmekte olan ülkeler gerçekten hızlı büyüme sürecine girdiler. Önümüzdeki 10 yıla ilişkin beklentiler bu kadar olumlu değil. Bütün bunlar fon, sermaye akışına yansıyacak" diye konuştu.

Büyümeye yönelik riskler

Türkiye'nin, kredibiliteyi devam ettirmemesi halinde büyümenin daha hızlı zayıflayacağını belirten Şimşek, son dönemdeki siyasi operasyonun getirdiği belirsizliğin, liranın değer kaybetmesi gibi bir süreçte büyümeye yönelik risklerinin çok daha büyük olduğunu söyledi. Büyümenin hızlı bir şekilde zayıflaması riskinin yüksek olduğunu dile getiren Şimşek, küresel ekonomik düzen içerisinde doğru kararlar verilirse büyümeye yönelik risklerin sınırlanabileceğini kaydetti.

Seçim döneminde olmanın, siyasi operasyonun ve parasal sıkılaştırmanın büyümeye ilişkin aşağı yönlü riskleri artırdığını ifade eden Şimşek, bu anlamda iç talebin zayıflayacağını kaydetti. Şimşek, buna karşılık dış talebin büyümeyi destekleme ihtimalinin yüksek olduğunu, çünkü Türkiye'nin en önemli ticari partneri olan Avrupa Birliği'nin toparlanmaya başladığını, Orta Doğu'da da göreceli bir istikrar oluştuğunu söyledi. Bunun Türkiye'nin ürünlerine, hizmetlerine olumlu yansıyacağını belirten Şimşek, "Türkiye belki iç talepte biraz daha yavaş gidecek, ama dış talebin katkısı yükselecek. Zaten  bizim de temelde arzuladığımız daha dengeli, daha sürdürebilir belki  kısa vadede daha sürdürülebilir bir büyüme" diye konuştu.

Cari açıkta daralma olabilir

Cari açıkta önemli bir daralma beklediğini dile getiren Şimşek, Türkiye'de iç talebin zayıfladığını, liradaki değer kaybının kısa vadeli de olsa rekabet gücünü artıracağını ifade etti.

Türkiye'nin son 3-4 yıldaki cari açığının olması gerekenin çok üstünde çıktığını ifade eden Şimşek, söz konusu gelişmeler ışığında belki yüzde 5'lerin altına düşecek bir cari açık süreciyle karşı karşıya  olunabileceğini, bunun Türkiye açısından orta, uzun vadede olumlu yansıyacağına inandığını söyledi.

Hedeflere ilişkin bir revizyon için erken olduğunu belirten Şimşek, şunları kaydetti: "Mart seçimleri, siyasi istikrarın devamını ben inanıyorum ki ortaya koyacaktır. Kamuoyu yoklamaları onu gösteriyor. Kamuoyu yoklamalarına baktığınız zaman siyasi istikrarın zedelenme riski bayağı düşüktür. Marttan sonra en azından iç dinamikler itibarıyla öngörülebilirlik artacaktır. Bu, tüketici güvenine, iş aleminin yatırım kararlarına olumlu yansıyacaktır. Liradaki bir miktar değer kaybının ihracata yansıması olumlu olacaktır. Bütün bunları düşündüğünüzde belki iç talepteki zayıflamayı dış talepteki toparlanma telafi edebilir, ama bu analizleri yapmak için çok erken."

Bakan Şimşek, bir soru üzerine, yeni doğan çocukları ile ilgili bir sıkıntı olmadığını, isim konusunda ise eşiyle müzakere halinde olduklarını söyledi.

(Sürecek)